Galatasaray için son 2 sezon hayli güç şartlar içerisinde geçti.Önce Mancini ile gerçekten güzel bir seçim yaptılar.Çoğu zaman başarılı,bazen de şansız geçen maçların ardından yine İtalyan ekolünü devam ettirmek istediler.Belki de Mancini ' nin en büyük şansızlığı Ontiviero ,Hajroviç,Burdisso gibi isimlerin takıma sıfır katkı yapmaları idi.
Yerine gelen halefi de aslında yabancı seçimlerinde turnayı gözünden vuramadı.Deneyimine bakılarak alınan Pandev ile orta sahayı rahatlatacağına inanılan Dzemaili bir çok maç ta saha da gözükmediler. Genç olmasına rağmen,yetenekli olmasına rağmen Bruma da kariyerine müthiş başarılar ekleyemedi bu 2 teknik adam ile deneyim kazanırken..
Mancini de ısrar da edilebilirdi belki ama eski İtalyan milli takım hocası gerçekten istenileni hiç veremedi.Neyseki Hamzaoğlun da karar kılındı bu defa... Gösterişsiz,dışarıdan bakıldığında prensipleri olan bir teknik direktör olduğu her halinden belli oluyordu zaten. Takım da Eboue , Chedjou yu yalnız bırakmış,Dany gönderilmiş,hatta Olcan,Burak ve Muslera bile kimi zaman eleştirilerden nasibini almıştı.
Ama yine de koşan bir orta sahası ve defansı ile birlikte diyaloğu mükemmele yakın bir kalecisi vardı Galatasaray 'ın..
Schneijder için belki de Türk futboluna imzasını atmış oyunculardan biri oldu diyebiliriz artık. Fenerbahçe Diego dan tüm sezon boyunca performans beklerken, azmi ,yeteneği ve her yere yetişmesi ile hollandalı İstanbul da Lale festivali yaptı tek başına...
Sonuç olarak belki de takım olmayı başaran, gençlere fırsat vermeyi seven bir Antrenör ile Emre,Yasin,Semih gibi oyuncular daha da anlam kazanırken sene sonunda güzel bir fotoğraf karesi kaldı Galatasaray tarihinde..