Artık Ligin sonuna yavaş yavaş gelinmekte. Takımlar kalan haftalarda bütün güçlerini kazanmak ya da kaybetmemek için kullanıcaklar. Şu an ki tabloya baktığımız zaman aslında Ligin ilk üst sıralarındaki takımların eksikleri bir hayli fazla. Bu takımlardan biri de alışık olduğu sıralardan uzaklaşan Beşiktaş. Beşiktaş'ın göze hoş gelen, üreten ve sonuca giden bir futbol anlayışı olduğunu söylemek güç. Forvet hattında Holosko'nun gitmesi ile rakibi süpriz koşular ile yıpratabilen, çabukluğu ile kolay gol pozisyonlarına giren oyuncu sayısı azaldı. Takımda Bobo'nun dışında orta sahadan aldığı toplar ile ceza sahası içerisinde etkinlik koyabilecek bir forvet oyuncusu yok. Almeida'nın henüz Türk futboluna ve Beşiktaş'a alıştığını söylemeyiz. Çünkü Portekizli son dönemde oynadığı kupa maçı hariç hiç bir maçta kapasitesini koyamadı. Zengin Beşiktaş orta sahasının getirdiği toplar ve yarattığı pozisyonlarda Beşiktaş'ın halen Nobre 'den faydalanmasını anlamaya çalışmak çok güç. Nobre şu an ki hali ve gücü ile daha önceden kariyerinde oynamış olduğu Japonya liginde rahatlıkla oynayabilir. Ancak Türkiye liginin gün geçtikçe gelişen futbol anlayışında oldukça göze batıyor. Bu anlamda yardımcı olması maksadı ile alınan ve kariyerinde bitiriciliği ve gücü ile ön plana çıkan Nihat Kahveci hala ortalarda yok... Real Sociedad günlerinde hücumda sürekli birlikte oynadığı Darko Kovaçeviç dışında ona yardım eden pek kimse olmamasına karşın Valery Karpin ve Xabi Alonso'nun dağıttığı paslara en önce koşan ve rakibi yıpratan görüntüsünü doğrusu çok özledik. Nihat'tan umudu kesmek çok kolay ama onu kazanmayı bilmek gerek ve halen neden kazanılamadığını da sormak gerek... Sezon ortasında büyük umutlar ile gelen ve geldiği gibi gönderilen Fatih Tekke yi de anlamak güç. Bu kadar kısa sürede gönderilicekse neden alındı..? Transfer yapmayı bilmek gerek. Beşiktaş doğrusunu isterseniz genelde olumlu bir transfer politikası izlemesine rağmen bu alanda istikrarı tutturamıyor. Beşiktaş Orta sahası da uzun zamandır birlikte oynayamıyor. Bir bakıyorsunuz Guti sahada, Queresma yok... Bir bakıyorsunuz Simao sahada Fernandes yok. Takımın birlikte oynamasını sağlayamazsınız alışma devrenizi de uzun geçirirsiniz. Zaten Zapotochny, Holosko ve Fink gibi önemli oyuncular ile yollarınızı ayırdığınız bir dönemde elinizdeki şablonun değişmemesi için çalışmanız gerek. Ve bu takımda ki arkadaşlığı, birlikteliği ve iletişimi de gözden geçirmek gerek. Yabancı oyuncular neredeyse çoğu zaman birlikte vakit geçiriyolar. Türkçeyi anlamalarını bir kenara bırakın Türkçeyi öğrenmek ve iletişim kurmak için mevcut bir çabaları olup olmadığını bile henüz öğrenemedik. Eğer iletişim kuramazsınız, derdinizi anlatamazsanız takım ruhunu oluşturmada zorluklar yaşarsınız. Bugün Beşiktaş'ın antremanlarına yansıyan manzara da bundan farklı değil. Takım içerisinde antreman yapmaktan zevk alan, birbirleri ile vakit geçirmekten zevk alan bir oyuncu topluluğu yaratmalısınız. Ve daha önemlisi bu oyuncuların saha dışında da birbirleri ile dayanışma içerisinde olmalarını temin etmelisiniz. Bugün neden acaba Beşiktaş'ın yapmış olduğu kamp sayısı diğer takımların sezon içerisinde geçirmiş olduğu kamp adetlerinden daha az ? Bu takımın en azından önemli maçlar öncesinde kampa girmesi ve maç saatini sürekli taktik ve hazırlık çalışmaları ile geçirmesi gerek değil mi ? Beşiktaş taraftarı inanılmaz... Bugün takımına bu kadar zor bir dönemden geçerken bile böylesine bağlı ve inançlı kalabilmek herkesin harcı değil. Öyleyse saha içerisinde bu beklentileri karşılamak gerek... Geçtiğimiz günlerde Guus Hiddink 'in Türkiye liginde takım çalıştıran antrenörler ile bir araya gelmesini çok olumlu buldum. Türk futbolu ve Milli takım için neler yapılabileceği konusunda elbette konuşmuşlardır.Ama içlerinde bir tek Schuster orada yok... Böylesine kapalı olmamak ve gelişmeleri takip etmek gerek. Türkiye ligine yeni gelmiş bir antrenör olarak burada bizlerden biri gibi olmasanda, olamasan da burayı, bu iklimi ve futbolu tanımak gerek. Garipsedim... Elbette şu aşamada, biraz daha Schuster'e zaman tanımak ve biraz daha beklemek gerek. Tüm yaşananlara ve eksikliklere rağmen. Yeni gelen 3 Portekizlinin de adaptasyonun sağlanması için en azından... Ancak Beşiktaş 'ın ve Beşiktaşlının da hakettiği oyunu sahada vermek şartıyla. Bu taraftar skordan çok mücadele eden ve forması için ter döken çocuklar istiyor. Bunu görmek çok zor değil...