Galatasaray’daki sorunun temelinde işte bu nokta yatıyor: Samimiyetsizlik... Romanya maçı öncesi Başkan Ünal Aysal, Fatih Terim’i telefonla arasa ve milli maç için başarılar dileseydi, sanıyor musunuz ki bu sürece şahitlik edecektik! Elbette medya, Terim meselesini enine boyuna merak ediyor. Çünkü ortada flu bir tablo var.
İki taraf da bekliyor. Tamam fikstür sıkışık, kritik maçlar arefesindeyiz. Ne var ki Aysal ve Terim buluşması için bir randevulaşma mı olması gerekiyor! Düşünün misal bir şirkette bir genel müdür ile genel müdür yardımcısı bir araya gelmezse ne gibi sorunlar olur? Galatasaray’daki durum farklı değil. Ötelenmeye devam ederse de bu kriz birini götürür!
Şu an Terim masada güçlü. Milli Takım’ı iki günde tekrar manşetlere çıkardı. Kamuoyu desteği arkasında. Bu destek doğal olarak Aysal üzerinde baskı da oluşturdu.
Teknik direktör bu kadar karizmatik ve medyatik olursa doğal olarak bundan rahatsızlık duyanlar olacak. Galatasaray’da bunların sayısı hiç de az değil.
Terim, bir aksiyon adamı. Sahaya çıkar. Çalışması ve üretmesi gereken bir adam. Başarısızlığın faturasının her an kesileceği psikolojisi içinde olmamalıydı.
“Bıraktı, kaçtı” dedirtmemek için Terim geride kalan süreçte hep alttan aldı. Şu anki gidişat ise faturanın çok daha farklı bir yere kesilebileceğini gösteriyor. Bu yüzden herkes dikkatli davranıyor. Ama hocanın en çok alındığı noktanın da geçen sezon ağır ceza almasına sebep olan Mersin İdman Yurdu maçı sonrası yaşandığı biliniyor. O maçtan sonra, TFF binasında gerçekten de şikayet edilmiş miydi? Belki birçok sorunun cevabı orada.