Dünyanın zengin kulüplerinin sermaye arayışında olduğu zengin İslam topraklarını kulüplerimiz bugüne kadar gözardı etti.
Nasıl ki ülke ekonomilerinin dış yatırıma ihtiyacı varsa kulüplerimiz de yabancı sermaye arayışına girip kültürel ortaklık avantajını kullanabilir. Unutmayalım ki kültürel aidiyet taraması sermaye demektir. Böylece bu sermayenin İngiltere, İspanya ve Fransa’ya gidişi engellenebilir. Premier Lig’in yabancı sermaye konseptini çabuk uygulamaya sokup geldiği nokta belli. Artık kulüplerimiz de bu yola başvurabilir. Avrupadaki hazırlık maç yasakları ve potitik durumlar da ortada. Bu yüzden kamplar burada yapılabilir. Bu yüzden Galatasaray bu konuda öncülük edebilir.
Maçla ilgili yazacak çok fazla bir şey yok. Muslera’sız savunmanın sansürsüzlüğü bir yana Galatasaray sanki yenilmek için sahadaydı. İsteksiz ve lakayt futbol 2-0 geriye düşürdü. Pres ve adam paylaşımı yoktu. Tecrübesiz kalecinin gerersiz ileri çıkışı ilk golü getirdi. İkinci gol ise geri defans dörtlüsünün izlediği yan toptan geldi. Hücumda Bruma’nin bireyselliği ile 2 pozisyon bulundu. İkinci yarı takım değişmesine rağmen değişen birşey olmadı. Herkes bu maçın ticari bir olduğunu biliyordu ama Galatasaray formasının ağırlığını birçok futbolcu ne yazık ki kaldıramıyor.