Nevzat Dindar

Nevzat Dindar

nevzat.dindar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ligdeki liderlik ve şike süreci nedeniyle kafası rahat olması gereken Galatasaray'da, kazan neden kaynıyor? Son günlerde camia içinde bu soru yüksek sesle sorulmaya başlandı, hatta işin içine taraftar bile girdi!
Ancak bu sorunun yanıtını bulmak için küçük detaylardan sıyrılıp, büyük resme odaklanmak gerekiyor. Ünal Aysal listesini yaparken, yine bu sütunlarda 'dev koalisyon' yazısı kaleme alınmış, yönetim içinde çeşitli görüş ayrılıklarının olabileceği mesajı verilmişti. Bu heterojen yapı, futbol takımı, özellikle de Fatih Terim üzerinde etkili oluyor. Terim de her basın toplantısında doğal olarak, sağa sola mesaj gönderiyor. Şu anki tartışma, Başkan Aysal'ın danışmanlarından Bülent Tulun üzerinden yapılıyor. Oysa Tulun'un sezon başlamadan futbolla ilişkisi kesildi, Florya'ya girmesi yasaklandı. Konuyu biraz eşelediğinizde karşınıza çarpıcı sonuçlar çıkıyor. Ünal Aysal, bütün haberleri takip ediyor, yorumları okuyor, yeri geldiğinde de eleştiri getiriyor. Özetle kurulmak istenen baskı, Aysal'ın üzerinde ters etki yapıyor. Yani Tulun üzerinden aslında kendisinin eleştirildiğinin farkında.
Ne ilginç ki, bugün Fatih Terim'in yanında olup, ara sıra yemek yediği dostları, seçim sürecinde Ünal Aysal'ı yakın markaja almış ve Ersun Yanal için yoğun kulis faaliyeti yapmışlardı. Aysal'a sürekli Yanal'ın doğru isim olacağı söyleniyor, Galatasaray'ın kurtuluş projesinin o olduğunun altı çiziliyordu. İşin bir de yönetim ayağı var. Yine Terim'e çok yakın yöneticilerden biri, Ukrayna'ya üs kurmuş ve iki kez gittiği Shaktar'da gece gündüz Lucescu'yu ikna etmeye çalışmıştı. İşte bu iki plan ortadayken, büyük risk alınarak Fatih Terim göreve getirilmişti.
Galatasaray'da geçen hafta taraf olduğunu ilan eden Ultraslan'ın, 2. Başkan Ali Dürüst için destek verici pankartından sonra, önceki gün de internet sitesinden yayınladığı bildiri, kulüp içinde "Nereye gidiyoruz?" denilmesine neden oldu. Haldun Üstünel için de taraftar böyle bir pankart açmış ve "İçimizden biri Haldun Üstünel" demişti.
Yönetim içindeki sorunları kabul eden, ama önemsemeyen Aysal'ın, radikal kararlar alması zorunlu hale geldi. Çünkü rekor oyla seçilen yönetim, birkaç ay içinde tükenme noktasına geldi. Bir de Faruk Süren meselesi var. Aslında Süren kilit rol durumunda. Çünkü, büyük resimde hep onu görüyoruz.