15.07.2022 - 16:42 | Son Güncellenme:
Spor Toto Süper Lig'in başlamasına haftalar kalırken takımlar yurt dışı kamplarında hazırlıklarını sürdürüyor. Bir yandan lige hazırlanan Süper Lig temsilcileri bir yandan da transfer çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Avusturya'da kamp yapan Galatasaray'da daha önce Marcao ile tartışma yaşayan Kerem Aktürkoğlu'nun bu kez de idmanda Patrick van Aanholt'la yaşadığı tartışma gündem oldu. Sabah idmanında yaşanan gerilim saatler sonra sosyal medyaya düşünce, iki futbolcudan da paylaşım geldi. Konuyla ilgili Milliyet Gazetesi'nden Mustafa Anıklı çarpıcı bir yazıya imza attı;
Gazeteci tayfası ve spor sayfası
Nereden başlasam, nasıl anlatsam?
Öylesine hassas bir konu ki... İğneyi kendimize batırırken, ortalığı batırmamak o kadar zor ki...
Hafta içinde, Van Aanholt ile Kerem arasındaki münakaşa, bir anda gündeme oturdu, akşam saatlerinde de "mutluluk fotoğrafı" sosyal medyada yer buldu. Buraya kadar sorun yok. Ancak hele bir sorun bakalım, antrenmanı takip eden muhabirler, bu olayı haberleştirmek için neden saatlerce bekledi? Hem de, basına açık olan bölümde...
Sizce?
Galatasaray'ı koruma içgüdüsü mü? Yarın, kulüpten aforoz yeme endişesi mi? Yoksa, yönetim ve teknik heyeti ürkütmeme stratejisi mi?
Gerçeklerin er-geç ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardı oysa... Nitekim, önce sosyal medyada çıktı, ardından da kavga-gürültü olmasa bile, dalaşma-hırlaşma ortaya döküldü.
Eskiden; kim, nasıl, nerede yaptığına bakılmadan, haber değeri olan her şey muhabirin kaynağıydı. Şimdi; - işinin hakkını yapanları ayrı tutmak gerek - üzerinde formasıyla geziyor kulüp muhabiri... Takip ettiği renkleri korumak görevi, kendisine yakın bulduğu yöneticiyi ayırmak ve kayırmak ödevi!
Umarım, (kendilerini ve renklerini çoktan belli eden) bu sözde medya mensupları, çok kısa sürede gerçek yerlerini bulurlar. Aksi taktirde, ne haber yapacak bir "gazeteci tayfası" bulunacak ne de yazı yazılacak bir "spor sayfası"...
Milliyet Gazetesi'nden Mustafa Anıklı ayrıca, Beşiktaş'ta hazırlık maçında yaşanan olay sonrası kadro dışı bırakılan Serdar Saatçı ile ilgili konuya da değendi.
12 dakika cezası
19 yaşındaki bir genç, Serdar Saatçı... Bu yaş grubunun Türkçe'de karşılığı "delikanlı"... Adı üzerinde, kanı deli akıyor. Viktoria Plzen maçında 72. dakikada oyuna giriyor Serdar, 84'te de Teknik Direktör Valerien İsmael tarafından alınıyor... Halbuki, 6 dakika daha dayanıp, soyunma odasında en ağır uyarılarını, hatta en sert fırçalarını atsa, Serdar ne tek kelime laf edebilirdi ne de anlık bir tepki... Ama yok, stattaki binler, televizyon karşısındaki yüz binler, milyonlar önünde, küfürden beter bir hareket, delikanlılığın raconuna uymadı.
Neden çıkardı sahi İsmael? Sahada yaptığı hareketlerle 12 dakikada takımı üç gol birden mi yemişti? İsteksiz, uyuşuk, karmaşık duygular içerisinde hocasının isteğini yerine mi getirmedi?
Bu kadar sürede "Football Manager" oyununda bile, futbolcu değiştiremiyorsun.
Şimdi, 8.5 yıldır Beşiktaş özkaynak düzeninde ilmek ilmek işlenmiş bu genç yeteneğin, siyah-beyazlı renklere hizmet etmesi engellenmiş.
Menajerinin Beşiktaş ile ilişkileri gerginmiş. Kime ne? Sen elinde tutamadıktan sonra, istediğin kadar futbol oynamasını engelle... Eğer, bir cevher varsa, nerede olursa olsun parlar.
Biline...