Dünya Kupası'na gidemeyen milli takımlar, kendilerini sınamak için "hazırlık maçı" yaparken, geleceğin takımlarını oluşturma derdinde... Yarınlarda oynanacak Avrupa Şampiyonası elemelerindeki iskelet kadro, buralarda kurulacak, ekipler, buralarda çekirdek takımını oluşturacak.
Ancak yeni bir adet oluştu! FIFA'nın Oyuncuların Statüsü ve Transferi Talimatı'na koyduğu ek maddeyle, kulüpler, hazırlık maçlarına oyuncu göndermeme hakkına sahip oldu. Bu maddeyi ilk Atalanta'dan Merih Demiral ile tanıdık. Meali; kulüpler, FIFA organizasyonları dışında bulunan ülkelerin milli takımlarına futbolcularını göndermeyebilir.
Ardından Fenerbahçe de, İrfan Can Kahveci için aynı yolu uyguladı. Sarı-lacivertli oyuncu, bu sezon en çok maç yapan isimlerden... İskoçya karşısında büyük bir şanssızlık sonucu sakatlanan Ferdi Kadıoğlu, ligin en yorgun savaşçısı... Lig, Avrupa, milli maçlar derken tam 27 maça çıktı. Son karşılaşmasında da, ip koptu.
İrfan da, 22 müsabakada ter dökerken, belki de, "muhtemel sakatlık" Fenerbahçe'nin gözünü korkuttu. Oysa, ondan daha yorgunları da var... Mesela Trabzonsporlu Eren Elmalı... 26 maçta şans bulan Elmalı da mı kızağa alınmalı? Trabzonspor'da mı geri çağırmalı?
Hakan Çalhanoğlu... Seri A gibi taşlaşmış bir ligde, Şampiyonlar Ligi gibi ömür törpüsü bir seride, 20 müsabakanın başrolünde vardı, üstüne, 5 kez de ay-yıldızlı formayı taşıdı.
Hepsini bırakın, Avrupa'da olmayan Galatasaray'ın yıldızı Kerem Aktürkoğlu bile, 21 maçta ter döktü, ne diyorsunuz siz...
Yani İrfan dinlenecekse, onun gibi dinlenecek çok futbolcu var A Milli Takımı'nda... Herkesin futbolcusu kendisi için değerli... Ancak "milli forma", her şeyden daha önemli...
Bu, alışkanlık yaparsa, hazırlık maçlarına çıkacak milli futbolcu kalmaz.
Cinsiyet eşitliği!
Mert Efe Batmaz... Herkes onu Galatasaray-Beşiktaş derbisindeki top toplayıcı olarak tanıdı. Aklınca, takımına zaman kazandırmak için, topu isteyen Tayfur Bingöl'e, "Gel sen al" dedi ve 8 gün hak mahrumiyeti cezası yedi.
Buraya kadar her şey normal... Ancak genç Mert'in PFDK'ya sevki nasıl oldu? Görevli olarak... Yani futbolculuk anlamında, bir dahli bulunmuyor.
Fakat, "Hak mahrumiyeti"nin tanımı o kadar geniş ki; "Kişinin, resmi müsabakalarda stadyumlara girmek de dahil olmak üzere futbolla ilgili idari, sportif veya sair her türlü faaliyette bulunmaktan men edilmesidir" deyince, iş bitti.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun resmi internet sitesinde de, cezalı olduğu maçlar tek tek yazıldı. Aralarında bir karşılaşma var ki, çok ilginç: Galatasaray Petrol Ofisi Kadın Futbol Takımı-Ataşehir Belediyespor... Cezalı olduğu organizasyon: Kadın Futbol Süper Ligi...
İnsanın aklına ister istemez şu geliyor; eğer cezalı olmasa, bu maçta oynayabilme hakkı bulunabilecek miydi?
Yeter artık
Mauro Icardi, Galatasaray'a transfer oldu, birlikte geldiği eşi Wanda Nara, ondan daha fazla gündeme oturdu. Her gün çarşaf çarşaf Nara'nın haberleri, fotoğrafları... Ayrıldılar, barıştılar. Yok yok, boşanmışlar. Icardi, Nara'nın Maxi Lopez'den olan çocuklarına da bakacak mı? Yok daha neler... Nara mı ona ihanet etti, Icardi mi eşine!
Üstelik bu adam, bu yüzden Adana Demirspor deplasmanına gitmedi bile... Teknik Direktör Okan Buruk'tan özel izinliydi!
Peki söyleyebilir misiniz, hani tü kaka denilen Yunus Akgün'ün neler yaşadığını? Delikanlı belki de sevgilisinden ayrılmıştır. Aşk acısı çekiyordur!
Varsa yoksa Wanda Nara... İnsanın nara atası geliyor: Yeter artııııııık...