Kalede Ertuğrul, önünde Şener, Kadlec, Ozan Tufan, Volkan Şen, Markoviç ve Fernandao... Mersin İdman Yurdu, Fenerbahçe'nin kulübedeki bu isimlerini kadrosuna görebilse, 7 kişiyle bile sahaya çıkmaya razı olurdu herhalde!
İşte böylesine zengin bir kadroya sahip Fenerbahçe... Kaybettiğinde, "O niye oynamadı, bu niye sahadaydı?" diyenler, kazanıldığında ise kadro kalitesine bakıyor.
Kuzguna yavrusu şahin görünürmüş... Pereira'ya göre de bu takım Türkiye liginin en iyisi, iyi mi!
Fenerbahçe kötü mü? Değil... Pozisyon buluyor mu? Buluyor. Atıyor mu? Atamıyor! Olsun... İlk yarı boyunca 10 şut atmak, bunların 6'sıyla kaleyi bulmak ve bir golde kalmak da beceri!
Şakası bir yana, ligin rakiplerine en çok pozisyon veren takımı bu, Mersin İdman Yurdu... Transfer yapamadan, eldekilere para bulamadan karşısına çıkan bir ekiple oynadı Fenerbahçe... Öyleyse daha çok iste!
* * *
Mersin İdman Yurdu için devreyi bir gol yiyerek kapamak başarı(!) görülmüş olacak ki, ikinci yarıyı da böyle götürürüz zannettiler... Ama Fenerbahçeliler, pabucun pahalı olduğunu anlayıp on dakikada işi bitirdi. Diego'nun "Al da at" pasına Nani ayak koydu, ardından gecenin adamı Mehmet Topal, Van Persie'yi sevindirdi, Hollandalı 9. resmi maçında ikinci golüne kavuştu.
Üç farkın rahatlığı, sahaya da yansıdı. İkinci devrelerdeki klasik tutukluk, 60'tan sonra başladı. Mersin'in golü ofsayt da olsa, olmasa da, şampiyonluğu kendisine hedef edinen bir takımın savunmasının o topa vurdurması da sorgulanmalı... Sadece onu mu? Direkten döneni, elinden geleni velhasıl birçok şeyi sorgulamalı Fenerbahçe... Çünkü elinden gelen bu olmamalı Fenerbahçe'nin...
Mehmet Topal dedik ama unutulmaması gereken biri daha vardı; Alper Potuk... Onun hakkını vermemek ayıp olurdu. Nani de bu arkadaşlarına ayak uydurdu. Üç puanı bulmak kolay oldu.
Fenerbahçe, rekor pozisyon bulduğu bir maçta taraftarını doyuramadı! Tarihi bir gol sayısına ulaşabileceği bir maçta bu kadarla kaldı. Daha çok çalışmalı... Çünkü her zaman böyle çalıştığı yerden çıkmayabilir!