Tam da kulüplerin, "İşte bizim şarkımız" diyebilecekleri sözler;
Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime,
Titrerim mücrim (suçlu) gibi, baktıkça istikbalime...
Her ne kadar girişteki, "kimseye etmem şikayet" sözü geçerli olmasa da, kalan kısmı, tıpatıp kulüp yöneticilerine uygun tablo... Kulüpler Birliği Vakfı'nın yaraya parmak bastığı ilk konu; yabancı oldu. Her ne kadar, "ver Allahım ver" deseler bile, en çok mali külfet, yabancıya gidiyor belli ki...
Kolay değil tabii dünya yıldızlarını seyretmek... Bir Ronaldo kaldı geriye... Alacak takım, kulübün anahtarını teslim eder, iş biter!
Türkiye Futbol Federasyonu 10 yıllık plan için çalışadursun, emin olun daha ilk yıldan kulüplerin, yaptırımları delmek, belirlenen çizgileri geçmek için formülleri hazırdır!
Sıkı durun; diğer branşları geçtim, sadece futboldaki yabancı sayılarını sıralayacağım:
Süper Lig: 14 yabancı ve belirli kriterler ışığında 3 ilave daha...
1. Lig: 8 yabancı ve yine belirli kriterlere uygun 2 ek...
U19 Gelişim: Yaş grubuna uyması şartıyla, A takım dışında 3...
U14-15-16-17: Türkiye'de oturma izni olan 2 yabancı... (FIFA 18 yaş altı oyunculara transfer izni vermiyor.)
BAL Ligi: Şaşırtıcı bir şekilde, Bölgesel Amatör Lig'de yabancı bulunmuyor.
Yerel 1. ve 2. Amatör: Bir ilde ikisi de varsa, 1. Amatör'de yabancı oynayamıyor ama 2. Amatör'de 2 yabancı bulunabiliyor. Sadece 1. Amatör Lig varsa burada 2 yabancı oynayabiliyor ama BAL Ligi'ne yükselme maçlarında kullanılamıyor.
Kadınlar Süper Ligi'nde, 6'sı sahada olmak üzere 8 yabancıya izin var.
Kadınlar 1. Ligi'nde ise, en fazla üç yabancı futbolcu tescil edilebiliyor.
"Ampute Futbol" diyoruz ya, hani gurur duyduğumuz şampiyonlarımız... Süper Lig'de 1'i kaleci 6 oyuncu sahada oluyor. Sıkı durun; yabancı sayısı; 5... 1. Ligde ise bu sayı 3, 2. Lig'de ise 2...
Daha bu hafta içinde, Meclis kürsüsünde dile getirilen bu rakamların ardından, varın siz karar verin.
Kulüpler Birliği'nin iki günlük çalıştayı sonrasında tek ortak konu; artı olmasın. Türkiye Futbol Federasyonu, "Evet, artı olmasın ama fazla da olmasın" derse, kulüpler yine feryat-figan olacak.
Bir kısmı; Portekiz, Belçika, Fransa, Almanya gibi futbolcu yetiştiren ülkeleri örnek gösterip, "Altyapıda bizde de sınırsız yabancı olsun" diyor. Bunu düşünenlere de bravo! 80 milyonluk Türkiye'de oyuncu bulamıyorsun, Afrika'dan, Asya'dan, küçücük çocukları getirip, geliştirmeyi hayal ediyorsun. En basitinden gençlerimize ayıp...
Sezon başında, getirdikleri yabancılarla övünenler, yarın ödeme darlığına düştüğünde, dosyası FIFA'ya gittiğinde, "Yandım Allah" demesin. Dememeli de...
Sakın ola, yeni transfer dönemi geldiğinde, vadesi geçmiş borçlarının göz ardı edilmesini istememeli, SGK ve vergi borçları için devlet kapısına gitmemeli...
En komiği de ne? "Yabancı gelmezse ligimizin değeri azalır." Bugün, taraflı tarafsız herkesin alkış tuttuğu kim Allah aşkına? Fenerbahçeli Arda Güler... O, bu, şu, hepimiz; Arda oyunda olduğunda daha fazla dikkat kesilmiyor muyuz? Renklere değil zevklere hitap ediyor çünkü...
Galatasaray'daki iki Baran, arka arkaya gelen iki Akman, gözümüzün pasını silmiyor mu sizce? Cim-Bom'da oynamaları mı, yoksa iyi futbolun yansımaları mı onları böyle sevdiren?
Futbolda 10 yıllık bir planlama, altyapı gerekli diyenler, geçen yılki statüyü değiştirmek için, neden TFF'nin kapısını aşındırdı. Her şeyden önemlisi, "İlk on birde kulüpte yetişmiş 01.01.2001 ve daha sonra doğmuş (yani 21 yaş altı) 1 futbolcunun bulundurulması zorunludur" maddesini neden kaldırttı?
Yerli futbolcunun parasından şikâyet edenlere sorulacak en basit soru; Yabancılar daha mı ucuz oldu?
Bakın bakalım; "Emeklilikte yaşa takılan" veya sakatlığı nedeniyle bir türlü dikiş tutmayan kaç yabancı var? Ucuz etin yahnisi misali...
Hele; bunları, hoca ve profesyoneller istememesine rağmen, takıma katan yöneticiler; bir soru da size; Neden aldınız? Menajerlerle ortak mısınız?