Mustafa Anıklı

Mustafa Anıklı

mustafa.anikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Karşılaşmanın 89. dakikası ve gelişen pozisyonda tereddütler var. Sadece hakemde mi? Tribünlerdeki binlercesi merakla ne olacağını bekliyor. Maçın kaderini etkileyecek, çok önemli bir pozisyon...
O anda orta hakem ekranın başına koşarken, seyrettiği pozisyonların skorboard ekranına taşınmasında ne zarar var?

Nitekim Hollanda MHK Başkanı, bunun olması için çalışmaları başlattıklarını söyledi. Şeffaflık, doğru kararlar ve adalet istiyoruz ya... Bizde neden olmasın?

Cüneyt Çakır'ın izlediklerini, tribündekiler de seyretsin. Onlar da kendilerince bir düşünce sahibi olsun. Belki de sahadaki futbolcular da ekrana bakarak, "Hakikaten hata yapmışım" da der ve olası bir itiraz, belki de bir karttan kurtulmuş olur.
Hakemin verdiği ve yanlış yaptığı kararlarda ne mi olacak?
Onu da hakem ve MHK düşünsün.

Bu ne hazırlığı!
Kulüpler Birliği'nde uzun süredir devam eden bir çalışma mevcut... Başkanlığını Fikret Orman'ın yaptığı ekip, "La Liga" modeliyle ilgili sıkı ders çalışıyorlar.

Amaç ne? İspanya'dakinin benzeri bir çalışma modeli oluşturulmak isteniyor. Özünde doğru gibi görünen ancak yürürlüğe girmesi çok zor bir sistem...

Hangi objektiflik içerisinde, hangi profesyonel ekiple, hangi düzgünlükte gidebilir?
Parasını kulüplerden kazanan bir profesyonel nasıl objektif olabilir? Kimin arabasına binerse onun düdüğünü çalar. Türkiye Futbol Federasyonu'nda bile yöneticiler için "şu takımlı", "bu takımlı" tartışması yaşanırken, ligin kulüpler eliyle yönetilmesi nasıl başarılır?
Bir kulübün avantajı, diğerinin dezavantajı olmayacak mı? Bu şekilde "hakkaniyet", "tarafsızlık" ve "adalet" nasıl sağlanabilir?
Üzerinde forma bulunan, nasıl racon kesebilir?
Teoride çok güzel olsa da, pratikte yaşanması zor bir model...
"Ütopik..."

Malı murdar etmek
Sakın ha, futbolcuları bir mal gibi gördüğüm düşünülmesin. Ancak endüstriel futbolda ticari bir meta oldukları gerçeğini de göz önünde bulundurarak soralım; işinize yaramayan, takımda kalmayan futbolcuyu en iyi değerden satarak mı kâr edersiniz, batırarak mı?

Beşiktaş, alacakları nedeniyle yasal haklarını kullananları birer birer gönderdi. Pepe gitti, Tolgay gitti, Babel gitti, Vagner Love gitti.

Quaresma kenarda... Quaresma mutsuz, Quaresma umutsuz...
O da kulübüyle hukuksal bir didişme içerisinde... Satamadılar, gönderemediler.
Galatasaray'da durum farklı... Fatih Terim düşünmediği isimleri kadro dışına gönderdi, onlar da halk tabiriyle "malı mundar" etti. Serdar Aziz adeta üste para alarak gitti, koskoca Eren Derdiyok, yokluk içerisinde kenara itildi.

Fatih Hoca'nın oyun sisteminde yerleri olmayabilir. Kabul... Ancak bu sistemin doğru olduğunu kabul etmek güç.