Zarafet, nezaket, asalet... Tüm güzel özellikleri bir arada toplamış Nuri Şahin...
Hocalığını beğenirsiniz, beğenmezsiniz; teknik direktör olup olamayacağına karar veremezsiniz, ancak "adam"lığın tüm niteliklerini bir araya getiren bir figür olduğunu da göz ardı edemezsiniz.
Fenerbahçe maçında -doğru ya da yanlış- canı yanmış, sahadan "sıfır" puanla ayrılmış, fakat yeşil zeminde nabzı "Nirvana"ya dayanmış oyuncularına kalkan oldu Antalyaspor Teknik Direktörü...
O sinir harbinden çıkıp, basının karşısında da "ders" verdi, Nuri Şahin... Biliyordu ki, itiraz etse de, bir şey değişmeyecekti, VAR kayıtları yayınlansa da, giden puan geri gelmeyecekti. Bunu da, açık açık dillendirdi genç teknik adam...
Başkalarının yaptığı gibi, yarınlar adına psikolojik bir baskı kurmanın telaşı içerisine düşmedi. "Bunun diyetini alırım" gibi bir çaba içerisine de girmedi.
Nuri Şahin'in yaptığı, iyi bir fair-play dersi, centilmenlik hevesi değildi. Onun doğal bir refleksi olmalıydı. Aldığı kültürün yansıması, karakterinin bir aynasıydı.
Lütfen; Fatih Terim, Şenol Güneş, Mustafa Denizli, Yılmaz Vural ve cümle teknik adamlar alınmasın; benim gözümde Türk teknik adamlığında "rol model" olmuştur Nuri Şahin... Yaşı ondan çok daha büyük olanlar bile, onun bu hareketlerinden feyz almalıdır.
Nuri Şahin, eminim ki, Türkiye Futbol Federasyonu'nun Fair Play Kurulu tarafından "ayın teknik adamı" seçilecektir. Ama esas üzücü olan, "yapılması gerekeni" ya da "doğal olanı gerçekleştireni" baş tacı ederken, diğerlerinin anormalliklerini normalleştirmek...
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Türkiye'de hakemlik adına çok farklı bir dönem yaşanıyor. Yılbaşı itibarıyla FIFA kokartı takan iki hakem, Atilla Karaoğlan ile Erkan Özdamar, yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla taca çıktı. "Hakemliğin yatak odası" olan saha içi ile VAR arasındaki kayıtlar ortaya saçıldı.
Gaziantep-Beşiktaş maçında, Karaoğlan'ın söyledikleri kulaklarda çınlıyordu: "Abi abartıyor ya, ben sarıda kalacağım."
Kimin için söylüyor bunu; N'Koudou'nun kafasına muhatap olan Kitsiou için... Beşiktaşlı futbolcunun yaptığını savunan kimse yok zaten... Ama harekette bir an durup kendini yere atan Kitsiou'yu kimse tartışmıyor. Ya da diğer maçta, aldığı faulü abartıp, ya da faul alabilmek için, işi başka boyuta sokup, yerde yuvarlananları şu sıralarda kimse konuşmuyor.
Mert Hakan Yandaş bile, Galatasaray maçındaki pozisyonda, "Abarttım" demedi mi?
Hep, "iş ahlakı" diyoruz ya; futbolcunun da "ahlakı" olacak. "Yersen" diyerek değil, "kerhen" de olsa, işinin hakkını verecek.
Evet; vuran, faul yapan, o sinirle rakibine kabaran tüm futbolcular hatalı; ama hırsızın hiç mi suçu yok?
İstifa da bir hizmettir
Son dönemde, Türk hakemliğinde moda oldu, düdük astırma... Gerçi Özgüç Türkalp, düdüğünü çok önceden asmıştı ama... Yine de video başında da olsa, hakemdi, ancak hüküm vermiyordu. "Orta" hakemin asistanı olarak görev yapıyordu.
Şöyle bir bakmak gerek Türkalp'e... Mehmet Büyükekşi başkanlığındaki Türkiye Futbol Federasyonu Yönetimi döneminde, tam 38 maçta ekran başına geçti. Süper Lig'de 15 kez VAR, 9 defa da AVAR oldu. TFF 1. Lig'de de 10 VAR'ı, 4 AVAR'ı var Türkalp'in... Üstelik, Sivas-Galatasaray maçını da içine alan 5 günlük süreçte, tam üç karşılaşmada rol oynadı Türkalp... Üçü de Süper Lig'de...
Özgüç Türkalp çok yetenekli olduğu için mi bu kadar maç aldı? Ya da, "elde hakem yok" da o yüzden mi sık sık Riva'da ekran başında kaldı? Bu kadar strese kaç kişi dayanırdı?
Ben dahil herkes, Türkalp'in ofsayt bilgisini sorguladı. Sahada, üstelik FIFA kokartlı Erkan Özdamar'ın pozisyonu süzememesi neden yargılanmadı?
Ne diyelim, herkes son sürat gidiyordu, radara Türkalp yakalandı!
Fakat, "istifa da bir hizmet" olduğuna göre, Özgüç Türkalp, son anda Türk futboluna en büyük hizmeti yaptı.
'İhanet'i görebilecekler mi?
Fenerbahçe-Galatasaray derbileri, sadece sahada geçmez. Daha şimdiden "yönetimsel" boyutta kollar sıvandı. Açık açık ya da kapalı kapılar ardında, psikolojik üstünlük kurma çalışmaları başladı.
Bir de, bu işi görev edinen "sarı-lacivertli" ya da "sarı-kırmızılı" medya leşkerleri de, kamuoyu yaratma konusundaki maharetlerini sonuna kadar kullanmakla işbaşı yaptı.
Sahada yer alacaklar, kulübede görev yapacaklar ve sonradan oyuna alınacaklar, bu büyük derbinin sonucunu belirleyecek olanlar... Ve, her şeyden önemlisi; bu maçı yönetecek olan hakemler, VAR ve AVAR'lar... Belki de, VAR kayıtlarının açıklandığı o iki maçtan çok daha önemli siyah-beyaz hatalar yapacaklar.
Hadi, hakeme düdük astırmak, cezalandırmak ya da görevden almak alışkanlık oldu. Ya teknik adam yanlışları, futbolcuların yaptıkları ve yapmadıklarıyla ilgili yaşanan kayıplar ne olacak?
Çıkıp, maç sonunda, "hatalıydım" diyebilecekler mi? Hakemi eleştirip, "Alın terimizi katletti" sitemini edenler, kendi içlerindeki "ihaneti" kabul edebilecekler mi?
Buyrun sahne sizin...