Koronavirüs vakaları artmaya başladıkça Türkiye Futbol Federasyonu'nu "Lig acaba 16 Mayıs'ta biter mi?" endişesi sardı ve arayışa başladı. En çok konuşulan da talimat değiştirilerek, koronavirüslü oyuncu sayısı 17 olan (talimat 14 sağlıklı futbolcu kalıncaya kadar diyor) takımlar için hükmen yenilgi getirilmesi...
Ama TFF'nin unuttuğu bir şey var; bunu kendileri talimat olarak getirdi. Bu madde konmasa zaten bir sorun olmayacaktı. Çünkü sahaya 9 kişiden az çıkan takımlar için Futbol Müsabaka Talimatı zaten "Hükmen yenilgi"ye hükmediyor.
Sadece koronavirüs talimatındaki, "Takımların A Takım Listesinde bulunan futbolculardan test sonuçlarına göre müsabakalarda görev alacak olanların sayısı 14 futbolcunun altına inmesi halinde, müsabaka oynatılmayarak TFF tarafından ileri bir tarihe ertelenir. Ziraat Türkiye Kupası müsabakalarında anılan hüküm uygulanmaz" maddesinin çıkması yeterli...
Kulüpler nasıl korunacak?
Liglerin devamını sağlamakla yükümlü olan TFF, kulüpleri korumakla da yükümlü... Öyleyse burada da yapacağı iş çok basit... 30 kişi olarak belirlenen A takım listelerinin bu sezonluk kaldırılması... Dolayısıyla transfer dönemi sonuna kadar tescilli bulunan her oyuncu, görev alabilir. Yabancı sınırını koruma adına da takımlar her maçtan 24 saat önce Federasyon'a 30 kişilik listesini bildirir.
Ligin ilk yarıda kulüpler arasında adaletsizlik olabileceği düşünülürse, bu ikinci devreden itibaren de devreye girebilir. Fatih Terim'in de dile getirdiği, Türkiye Futbol Federasyonu'nun da yapmayı düşündüğü 40 kişilik kadro da kurtarabilir.
Ancak oyuncu listesi bu sezonluk haftadan haftaya verilirse, 30 kişilik listeye sokamadığı yabancılarıyla da FIFA'lık olabilecek kulüpler de kurtarılır. Yarın Boyd can sıkarsa, Dirar, FIFA'nın yolunu tutarsa emin olun giden para sadece Beşiktaş'ın, Fenerbahçe'nin değil, Türk futbolunun parası olacak. "Oh olsun" demek yerine çare aramak gerek.
Mert Günok oynayacak mı?
Koronavirüs sorunsalı sadece, "pozitif" ya da "negatif" diyerek olmuyor. Bununla ilgili henüz çok az şey bilindiğinden bazen Türkiye Futbol Federasyonu'nun hazırladığı rehber de bir işe yaramayacak gibi görünüyor. Bunlara en belirgin örnek de Başakşehir'in milli kalecisi Mert Günok... Milli Takım'dan pozitif olarak döndü, Beşiktaş maçında izolasyonda bulunduğu için oynayamadı.
Ancak daha sonra yapılan dört testte de negatif çıkınca UEFA, Şampiyonlar Ligi'nde oynamasına izin verdi. Şimdi akıllarda şu soru oluştu; Avrupa'da var ise Süper Lig'de bu hafta oynayabilecek mi? TFF'nin koronavirüs rehberine göre testin pozitif çıktığı gün 0 (sıfır) sayılıyor ve o günden itibaren Sağlık Bakanlığı uygulamalarına göre 10 gün izolasyon uygulanmak zorunda... Mert, bu günü doldurmadan sahaya çıkabilecek mi? TFF bunu kabul ediyorsa, diğer kulüpler de futbolcularını sürekli testten geçirip negatifi yakaladığı gün takıma alabilecek mi? Kafalarda birçok soru mevcut...
Ömürsün Abdülkadir!
Doğruluk, dürüstlük ne para pulla, ne de öğretilerek kazanılıyor. İnsanın içinde vicdan olacak. İşte Trabzonsporlu Abdülkadir Ömür... Erzurumspor maçında 49. dakikada dışarı çıkan top için hakem Erkan Özdamar korneri gösterdi. Bordo-mavili oyuncu, "Top benden çıktı" diyerek kararı değiştirtti. Rakibin gözünde bir kere, hakemin gözünde iki kere büyüdü. Yarın Özdamar onun başka bir maçını yönetirken, en azından "Abdülkadir aldatmaz" diyerek olaya bakacak. Tabii bu tür jestler futbol sahalarına daha fazla renk katacak.
Sahada kazanıyor, masada kaybediyor
Beşiktaş'ı iki farklı açıdan tahlil etmek gerek... İlki, Sergen Yalçın ve ekibi; diğeri ise Ahmet Nur Çebi ve yönetimi... Bir kere şöyle düşünmek gerek; iki taraf da iyi niyetli... Ancak saha içi işi biliyor, saha dışı ise ne yaptığını bilmiyor. Başakşehir karşısında, böyle bir ortamda, bu şekilde ayakta kalmak marifetti. Sergen Yalçın'ın öğrencileri becerdi. Ama yönetim katında hiç de iyi şeyler olmuyor.
Abdullah Avcı'nın gönderilmesinde yaşanan metot yanlışlıkları, hocayla konuşulmadan "Ben yaptım oldu" mantığı; Beşiktaş'ın önüne 19 milyon liralık fatura olarak kondu. Bu paradan Trabzonspor'un ödeyecekleri düşülecek ama siyah-beyazlılar tıkır tıkır ödeyecek. Diğer taraftan Victor Ruiz'de yaşananlar... Başlı başına efsane(!) bir olay...
Yine yönetimsel sıkıntı, yine işbilmezlikler... Yarın Çebi, başkanlığı (şirket yönetim kurulu) Erdal Torunoğulları'ndan alıp, onu da pasife çekebilir ya da yollar bile ayrılabilir. İyi mi olur, kötü mü olur o da gelecekte görülebilir.
Üç büyüklerde olsaydı...
Hani kanatları çıkmadan uçmaya kalkan ve kedilere av olan yavru kuşlar vardır ya... Aytemiz Alanyasporlu Salih Uçan da aynen o şekilde... Her yere erken gitti. Fenerbahçe'ye de, İtalya'ya da... Ama bugün Salih çok farklı... Bu sezon o kadar iyi maçlar çıkardı ki... Vasat olduğu üç karşılaşmayı çıkarın Salih'in bu performansını tutun, Fenerbahçe'ye, Beşiktaş'a, Galatasaray'a koyun. Belki de milli takımda olurdu. Gerçi Şenol Güneş Hocamız eldekilerin de kıymetini bilemediğini kendisi söylemiyor mu? (Bakınız: Yusuf Yazıcı)
HAFTANIN TAKIMI: Fenerbahçe
HAFTANIN TEKNİK DİREKTÖRÜ: Sergen Yalçın (Beşiktaş)
HAFTANIN FUTBOLCUSU: Atiba (Beşiktaş)
HAFTANIN 11'İ:
Lung (Kayseri) Goiano (DG Sivas), Caulker (A.Alanya), Vitor Hugo (Trabzon), Guilherme (Konya) Atiba (Beşiktaş)-Rayane Abid (A.Hatay), Salih (A.Alanya), Perotti (Fenerbahçe) Ndiaye (Göztepe), Kenan Özer (Gaziantep)