Sezonun en başarılı teknik direktörü, bugün için Okan Buruk'tur. Çok büyük yanlış içine girmezse, mayısta da Okan Buruk olur.
Şampiyonluk artık, Galatasaray Teknik Direktörü'nün kucağındaki minik bir bebektir. Onu yetiştirip, beslemek, büyütmek de onun elindedir.
Buruk'un bugün için kazandığı para, 17 milyon lira... Yabancılarla kıyaslama açısından söylüyorum, 800 bin euro...
İki yıl için attığı sözleşmede, ikinci sezon için yazılan da, 20 milyon lira... O da, 1 milyon euro bile değil...
Sizin-bizim gibi maaşlılar ancak, "paşa dede"den kalan mirasla bu rakamları görebilir. Ama futbolun gerçeğinde, kabul etmek gerekir ki, "şampiyon" apoletiyle gelen bir Okan Buruk için, bu para çok azdır.
3 milyon euro alan Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus ile kıyaslamayacağım bile... Resmi olarak açıklanmasa da, Şenol Güneş'in Beşiktaş'taki kazancı, 1.5 milyon euro denmişti.
Bugün göreve oturan Nenad Bjelica da, yılda 1.6 milyon euro alacak. Yani, 34 milyon lira... Yani, Okan Buruk'un bu sezon alacağının tam iki katı...
Galatasaray Yönetimi; siz siz olun, Okan Buruk'u pamuklar içine sarın. İnanıyorsanız, güveniyorsanız, şimdiden bir jest yapmayı düşünmez misiniz? "Hele bir şampiyon olsun" mantığını taşıyorsanız, "bizim evlat" diyerek hareket ediyorsanız, onu da bilemem.
Muleka tamam da ya diğerleri...
Anadolu takımları, futbolcuların "üç büyükler"e geçme yolunda vitrini, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş da o kulüplerin kasasıdır. Belki de, naklen yayınlardan daha fazla bundan beslenirler.
Ama tutmuyor işte... Onlarca futbolcu sirkülasyonu yaşanıyor, bir türlü gereken fayda sağlanmıyor. Mesela; Muleka... Kasımpaşa'da yaptıklarının onda birini Beşiktaş'ta gerçekleştirdi mi? Diagne başka bir örnek... Kasımpaşa'daki gol makinesi, Galatasaray'da eğreti durmadı mı?
Bunlar gibi o kadar emsal transfer var ki... Galatasaray dedik, onlarla devam edelim. Oğulcan Çağlayan, Çaykur Rize'den adeta koparılıp alındı, Cim-Bom'da tutunamadı. Emre Kılınç, Sivas'ta yıldızdı, Aslan'da paslandı. Alpaslan Öztürk'ün neden alındığı öğrenilemedi bile! Ya Aytaç Kara, sarı-kırmızılılarda oldu kapkara... Fatih Öztürk, Okan Kocuk kale için geldi; Muslera'nın gölgesinde eridi, bitti. Daha eskilerde Erzurum'dan Taylan Antalyalı, Eskişehir'den Sekidika, Yeni Malatya'dan Adem Büyük transfer edildi, üçü de "bay bay" dedi.
Fenerbahçe'nin de vukuatı az değil hani... Bu yıl Adana Demir'den aldıkları Samet, ilk 11'de... Ancak ne kadar dayanacakları sürüncemede... Alanya'dan gelen Caulker ile Papiss Cisse'den bir şey olmadı, Kasımpaşa'dan alınan Mame Thiam üzerine koymadı. Trabzon'dan getirilen Jose Sosa ile Filip Novak da cabası... İrfan Can Kahveci mi? O da Fener'in yarası!
Beşiktaş'ta Muleka için hayal kırıklığı dedik ama, yine de böylesi transferlerden en fazla fayda bulan Kartal oldu. Tayyip Talha sakatlanıncaya kadar 11'de, Onur Bulut gelir gelmez yerinde... Mert Günok ise yerli yerinde... Alanya'daki Salih Uçan, Beşiktaş'ta da aynı Uçan...
Kısacası, siyah-beyazlılara fazlaca fayda getirdi, eski kulüplerinden uçan&kaçan!
Icardi ne isteyecek?
Yazmak bedava, söylemek bedava... Cümle alem, "Icardi, Galatasaray'da kalabilir, kalacak, kalmak istiyor", diye 32 kısım tekmili birden tekrar edip duruyor, haber yapıyor. Daha önce de, "Icardi'ye ne vereceksin?" dedik, bir kez daha sormakta fayda var. Yönetime "Kalmak istiyorum" diye başvuran ve bugün 6 milyon 750 bin euro yıllık maaş alan Arjantinli, Galatasaray'dan ne isteyecek?
Mecidiyeköy'de Leo Residance'ın kalan dairelerini mi? Riva'dan birkaç villa mı? Yoksa, Florya'dan bir blok mu?
UEFA ümidini kesmedi
Atilla Karaoğlan'a, FIFA kokartını taktığından bu yana bir haller oldu.
VAR kayıtlarının açıklanmasıyla; kendine güvenen, gördüğünü veren adam gitti, "eyyamcılık"la bir yerlere gelmeye çalışanlara benzedi. Oysa, ilan edilen Video Asistan Hakem (VAR) kayıtlarında bile, VAR hakemlerinin görüşlerine katılmayarak, -doğru ya da yanlış- dik duruşunu göstermişti.
Son oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçındaki kararlar, sanki ona ait değildi. Yönetimine itiraz eden Jorge Jesus'un göğsüne doğru yaptığı parmak hareketini bile yedi, sadece Portekizli'nin yardımcısına sarı verdi.
Ancak UEFA, Atilla Karaoğlan'dan ümidini kesmemiş belli ki... U17 Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne davet etti.
İnşallah Karaoğlan, fabrika ayarlarına döner. Aksi takdirde, memleketi Akyazı'ya gider!