Beşiktaş, yener, yenilir... Şampiyonlukla kucaklaşabilir, UEFA Avrupa Ligi'nde zafere ulaşabilir. Belki de, gün gelir Şampiyonlar Ligi'nde zaferle de kucaklaşabilir.
Bunlar, Kartal'ın taraftar kitlesini artırabilir. Yeni yetişenler, henüz beşikte olanlar, sonradan doğacaklar, bu zaferler sonrasında tercihini tabii ki "siyah-beyaz"dan yana kullanabilir.
Fakat bir şey değişmez; Beşiktaşlı olmayan bile her zaman siyah-beyazlılara saygı duyar. Hangi renkten olursa olsun, o kültürün yansımasını ayakta alkışlar.
Belki bir "Baba Hakkı"yı görmedik, belki "Şeref Bey"i hissetmedik. Ama Süleyman Seba'nın terbiyesi, ardından gelenlerin kalitesi ve Fikret Orman'ın aynı yolda yürümek istemesi, Beşiktaş'ın yüceliğini kat be kat daha yukarılara taşımakta...
114. yaşın kutlu olsun Beşiktaş...
* * *
Golcü zeki olur derler. Ama 3.5 gün arayla iki kırmızı kart görmek, biraz "zeka pırıltısı" olan insanda bile çok zor! Kalecinin topuna müdahale etsen ne olacak, etmesen ne olacak? Sarı kartın varken bu harekete teşebbüs, "Ben bu takımı istemiyorum"un Türkçesi değil de ne! Aboubakar'ın yaptığı iş değil! Ancak hakem Mete Kalkavan'ın yaptığı da biraz işgüzarlık gibi...
* * *
Beşiktaş az kalsın bir kez daha evlat kurbanı oluyordu. Rıza Çalımbay yönetimindeki Antalyaspor, Beşiktaşlılara yakın oynayıp, orta saha ile forvet arasındaki pas bağlantılarını kesmek, fırsat bulduğunda da üzerine yüklenmek için sahaya çıkmıştı.
Karşılaşmanın genelinde iki bek, Gökhan Gönül ile oyundan çıkıncaya kadar Adriano başarılı, Marcelo da çok iyiydi. Atiba görevini dört dörtlük yaptığı gibi, direkten dönen şutu gol olsa, "mükemmel"e ulaşacaktı.
Ama asıl mükemmel, Fabri oldu. Beşiktaş kalesinde bileğinin hakkıyla olduğunu gösteren Fabri, dünkü bir puanın da sahibiydi. Muslera en iyisi derken, Fabri'ye de haksızlık yapmamak gerek!
* * *
Bu bir puan, Antalyaspor açısından kardan zarar... 25 dakikadan çok, bir kişi fazla oynayıp, yakaladıklarını atamamak tabii ki kayıp... Bir galip gelebilse bugün Avrupa için daha da umutlu, daha da şanslı olacaktı.
Olmadı, ancak havlu da atmadı. Bugün olmazsa yarın... Bu futbol kalitesi, Çalımbay'ın alameti farikası...
Beşiktaş için ise değişen bir şey olmadı. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın kaybettiği, Başakşehir'in beraberlikle bitirdiği haftada yine farkını korudu.