SkorerMuriç asla yetmez

Muriç asla yetmez

21.07.2019 - 08:00 | Son Güncellenme:

Fenerbahçe, bu sezon Avrupası olmasa bile, bir Vedat Muriç’le sezonu götüremez. İranlı Allahyar iyi gibi görünüyor ama ne vereceği henüz belli değil... Vedat’ın sürekliliği konusunda bir belirsizlik var. Allah korusun sakatlık var, formsuzluk var. Bütün bunları düşününce Fenerbahçe’nin çok kaliteli bir golcüye daha ihtiyacı var.

Muriç asla yetmez

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Haberin Devamı

Fenerbahçe, Vedat Muriç’in transfer yarışında Galatasaray’ın önüne geçti ve geçen sezon Rizespor’da “altın sezonu”nu yaşayan Vedat Muriç’i kadrosuna kattı. Vedat’ın hazırlık maçlarına gollerle başlaması elbette Fenerbahçelileri mutlu ediyor. Ancak hemen belirtelim, bu takım Fenerbahçe... Bir Vedat Muriç asla yetmez.

Vedat yıllardır Türkiye’de... Giresunspor formasıyla Türkiye ile tanıştı, Gençlerbirliği takımında oynadı ama çok büyük çıkışı, özellikle ligin ikinci yarısında Rizespor formasıyla yaptı.

Süper Lig var, Türkiye Kupası var. Fenerbahçe takımı, bu sezon Avrupası olmasa bile, bir Vedat Muriç’le sezonu götüremez. İranlı Allahyar iyi gibi görünüyor ama ne vereceği henüz belli değil... Vedat’ın ligde ilk yılları olduğu için sürekliliği konusunda bir belirsizlik var. Allah korusun sakatlık var, formsuzluk var... Bütün bunları düşününce Fenerbahçe’nin çok kaliteli bir golcüye daha ihtiyacı var.
Kanatlara da bağlı

Haberin Devamı

Ersun Yanal hoca “Temmuz el yakıyor, ağustosta kadrolar belirlenir ve biz çok iyi bir santrfor ile stoperi o zaman alırız” demişti. O stopere de, o santrfora da gerçekten ihtiyaç var.

Ayrıca Fenerbahçe’nin santrforlarının ve hücum gücünün etkinliği iki kanat adamına çok bağlı... Biri Moses, diğeri Rodrigues... Moses geçen yıl devre arasında ve uzunca bir oturma döneminden sonra geldiği için bildiğimiz kıvraklığını, çabukluğunu, golcülüğünü gösteremedi. Bu sezon başı Ersun Yanal’ın ağır antrenmanları ile fizik kalitesini yükseltirse, Fenerbahçe’nin en büyük transferlerinden biri olur.

Benzer bir durum Rodrigues için de var. Galatasaray’da iyi işler yaptıktan sonra Arap ülkelerinin yolunu tuttu. Arap çöllerinde, o sıcakta, o kurakta günümüzün koşullarına uygun antrenman yapmak mümkün değil...

Ayrıca Arap ülkelerinde futbolun Avrupa’ya oranla çok temposuz, çok yavaş oynandığı biliniyor. Ersun Yanal, iki kanat adamı Moses ile Rodrigues’i sezon başı antrenmanlarıyla gerçek gücüne kavuşturabilirse, Fenerbahçe hücumdaki çok büyük bir eksiğini kapatmış olur.

Buna rağmen, her şeye rağmen, golcü olarak, santrfor olarak bir Vedat Muriç asla yetmez.

Haberin Devamı

Messi olsan nafile

Gazetelerde okudum, Kayserili Deniz Türüç, Fenerbahçe’ye gelmek için ilk on birde oynama garantisi istemiş. Böyle bir garanti mi olur? İyi değilsen, formda değilsen, Messi olsan ilk on birde oynayamazsın.

 Volkan'ın çilesini bitirin

Fenerbahçe’nin kaptanı ve kalecisi Volkan Demirel’e son iki sezondur yapılan ve yaşatılanları asla doğru bulmuyorum.

Geçen sezon son dakikaya kadar bekletildi, bu sezon da öyle...

Ya bırakın gitsin ya da “gel kardeşim” deyin, adamın çilesi bitsin.

Penaltıları kim atacak?

Fenerbahçe’ye Max Kruse geldi. İstatistikler Alman Ligi’nde penaltı kaçırmadığını söylüyor. Fenerbahçe’ye Emre döndü. Ülkedeki penaltı ustalarından biri... Fenerbahçe penaltı kazandığında topun başına kim gelecek? Max Kruse mi, yoksa Emre mi? Meraktayım...

Doğrusu bu

Fenerbahçe’nin yazılı olmayan anayasası, “Çubuklu değişmez, değiştirilemez, değiştirmeye teşebbüs edilemez” der. Sezonlar değişir, doğal olarak formalar değişir ama çubuklu değişemez. Duydum ki Fenerbahçe Yönetimi, yeni formaların yanında klasik çubuklu ile de devam edecekmiş. Doğrusu budur...

Haberin Devamı

Pasör ve şutör

Whoscored.com’un bilgilerine göre Galatasaray’ın yeni transferi şöyle tanımlanmış: Uzaktan şut atmayı sever.

Galatasaray, Fulham’dan Jean Michael Seri’yi kiraladı. İki yıl önce adı Barcelona ile geçen, bonservisi için 50 milyon eurolar konuşulan ve bugünkü piyasa değeri 18 milyon euro olan bir oyuncu Jan Michael Seri... Ben, Türkiye’ye gelen yabancı oyuncuların son sezon performanslarının bizim ligde çok etkili olduğuna inanırım. Seri için internete daldım , biraz araştırdım. “WhoScored.com” adlı sitede Jan Michael Seri ile ilgili, futbol anlayışını anlatan bilgiler gördüm. Ne kadar geçerlidir bilemem ama o bilgileri sizlerle paylaşayım.

Muriç asla yetmez


Pas verme: Güçlü
Kilit pas verme: Güçlü
Duran top kullanma: Güçlü
Top kapma: Çok zayıf
Hava topu: Zayıf
Konsantrasyon: Zayıf
WhoScored.com sitesi Jan Michael Seri’nin oyun stilini de şöyle anlatmış:

Haberin Devamı

Uzaktan şut çekmeyi sever.
Koşu yoluna pas atmayı sever.
Top çalmaya çalışmaz.

Samatta tam isabet

Haberin başlığı, “Fatih Terim, ‘Samatta’ dedi.” Bu Samatta, Belçika’nın Genk takımının formasını giyen Tanzanyalı santrfor...
Samatta’yı bilmeyenler için hatırlatma yapmak isterim... Geçen sezon İstanbul’da oynanan Beşiktaş - Genk maçının görüntülerini internetten indirip izlesinler. 25 Ekim’de oynanan ve Genk’in 4-2 kazandığı maçta Samatta’ya baksınlar. Tanzanyalı o maçta Beşiktaş savunmasını adeta darmadağın etti, iki de gol attı. Ele avuca sığmadı. Geçen sezondan aklımda kalan bir-iki oyuncudan biri Samatta... Ayrıca çizgide oynuyor, santrfor arkasında görev yapıyor. Geçen sezonu iyi ve bol gollü bitirdi. Bana göre Galatasaray için tam isabet...

Kaleciye gelene kadar...

Galatasaraylı taraftarlar Leipzig ile oynanan hazırlık maçında üç dakika içinde üç gol yiyen kaleci İsmail Çipe’yi sosyal medya hesapları üstünden adeta linç ettiler. Elbette Galatasaray gibi bir takımın kalecisinin üç dakika içinde üç gol yemesi görülmüş şey değil ama o toplar İsmail Çipe’ye gelene kadar geri dörtlü nerede, orta saha nerede? Takımın savunma anlayışı nerede? Bir de bunları sorgulamak lazım.

Hile, kayırma yok ama...

Bodrum’dan Sabiha Gökçen’e indim, bir taksiye bindim, şoförün üstünde Beşiktaş forması... Adını bile aldım; Yunus Şahinoğlu... Ağzını bir açtı, Bağdat Caddesi’ne kadar yaklaşık 30 kilometre kendisini dinledim. İlk sözü, “Son dört sezondur Galatasaray maçlarını hep rakip sahada oynuyoruz ve bu yüzden şampiyonluğu kaybediyoruz” oldu.

Bu aklıma takılmışken birkaç gün sonra Beşiktaşlı yönetici Deniz Atalay’ın, “Son 8 sezonda Galatasaray’la ikinci yarı maçlarını hep rakip sahada oynuyoruz” açıklaması gazetelerin manşetlerinde yer aldı. Ardından Başkan Fikret Orman aynı konuda açıklama yaptı. Fikstür çekildi, Beşiktaş’ın kaderi gene değişmedi. Yeni sezonun ikinci Galatasaray maçı Aslantepe’de oynanacak. Yani bu 9. sezon...

Bütün bunlardan sonra Uğur Meleke’nin Hürriyet’te fikstür çekiminin sistemi ve kuralları ile ilgili ayrıntılı bir haber-yorumu çıktı. Sevgili Uğur ağzından çıkan, klavyesinden dökülen her kelimeyi elli defa tartar, düşünür, araştırır, ondan sonra yazıp konuşur.
Uğur’a göre bu bir çekim değil, adeta atama... Hangi takım hangi takımı takip ediyor, kura çekimi belirlenirken nelere dikkat ediliyor, gördük ki, yıllarca ne yapılıyorsa, gene aynısı yapılmış.

Ortada bir hile-hurda, kayırma kollama yok. Ama ezberlenmiş, modeli geçmiş bir kura çekimi taslağı var. Bütün bunlardan sonra bir sonraki sezon belli ki fikstür de radikal değişiklikler olacak.

Karius'u bekleyen istatistik

Beşiktaş Teknik Direktörü Abdullah Avcı, antrenmanlarda kaleci Karius’u libero oynatıyormuş. Bu bir fantazi değil, Abdullah Hoca’nın futbol anlayışının temel prensiplerinden biri... Avcı’nın takımlarında oyunu kurmak kaleciden başlar. Başakşehir’de Mert örneği çok canlı gözümün önünde duruyor. Karius için önümüzdeki sezon, kariyerinin topla en fazla oynadığı sezonu olacak.

Haydi Yusuf

Trabzonspor’un ve Türk futbolunun değerli oyuncusu Yusuf Yazıcı “Bırakın gideyim” dedi, ısrar etti... Trabzonspor Yönetimi, hem Lille takımının Yusuf’a biçtiği bonservis değerini az buldu hem de “Bir yıl daha kal öyle git” dedi. Nasihat veren çok olur. Bir ağabey olarak bir nasihatte benden gitsin Yusuf’a... Sevgili Yusuf, kulübün seni bırakmadı diye, sakın küsme, gücenme, kırılma... Moralini bozma, motivasyonunu dağıtma... Hırsını, öfkeni, futbol oynama iştahını kaybetme... Aksine; daha fazla çalış, daha motive ol, Lille takımını değil, önüne daha büyük hedefler koy...

Kırılmak, gücenmek, hırsını yitirmek önce sana, sonra Trabzon’a ve Türk futboluna büyük zarar verir. Ama dolu dolu geçecek bir sezonda hem sen kazanırsın, hem biz... Hadi Yusuf, sadece kendin için değil, bizim için de oyna... Saha dışında çevreni sarmalamaya çalışacakların “gazına” gelme, sahada “gazdan” ayağını çekme... Hem sen uç, hem de biz... Sonra hep birlikte seni Avrupa’ya uçuralım. Yolun açık olsun Yusuf...

Muriç asla yetmez

İşine bak Aytaç

Kasımpaşa, Aytaç Kara’yı aldı. Aytaç bu ülkenin en etkili orta saha oyuncularından biri... Geçen sezon küme düşen Bursa’nın en etkili, en golcü orta saha oyuncusuydu. Kasımpaşa’da, özellikle Kemal Özdeş’in elinde iyi işler yapacağını düşünüyorum. Ama hep söyledim, hep yazdım. Rakiple oynamadan, hakeme bulaşmadan, işine bakması lazım Aytaç Kara’nın...

Kızıl'ın kapısını ısrarla çalarım

Bursaspor Kulübü zorda... Takım dağılıyor, borç ödenemez noktada, transfer son derece zor... Ortada yeni bir başkan, yeni bir yönetim var ama sıkıntı o kadar büyük ki, altından kalkma şansları neredeyse mümkün değil...

Söyleyeceklerimden kimse alınganlık yapmasın. Bursaspor’u lige çıkaran son Başkan Levent Kızıl’dı. 3 Temmuz kumpasından sonra futbola tövbe etti. Ama Levent Kızıl sağlam Bursalıdır. İşyeri Bursa’da... Türkiye’de herkese nasip olmayan bir çevresi ve gücü var. Bursaspor adına içinin yandığını çok iyi biliyorum. Söz konusu Bursaspor ise, Levent Kızıl için gerisi teferruattır... Bursalıların yerinde olsam Levent Kızıl’ın kapısını ısrarla çalarım.

Ne başkanlar gördük!

Kastamonuspor Başkanı Erkan Özcan, “Pro Lisans alacağım. Önümüzdeki sezon kulübede oturacağım” demiş. Kastamonuspor Başkanı, antrenörlük yapmak için hiç olmazsa Pro Lisans alma ihtiyacını duyuyor.

Biz ne başkanlar gördük, halen ne başkanlar görüyoruz, “Futbolun F’sini bilmeden” antrenörlüğe soyunan... Her maç sonrasında teknik direktörden daha ayrıntılı açıklama yapan başkanlar...

Altın çocuklara takdir ve alkış

Türk atletizminde, okçulukta, diğer branşlarda neler oluyor böyle...
Uçuyoruz, kaçıyoruz, rekorları parçalıyoruz, madalyaları topluyoruz. Avrupalıya, dünyalıya meydan okuyoruz. Bakmayın futbolun gölgesinde kaldığına, dünyaya meydan okuyoruz.

Kendisini son derece başarılı bulduğum Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, bu altın çocukları toplamalı, göz kamaştıran bir törenle Türk toplumuna takdim etmeli... Bu başarılara, bu rekorlara, iki-üç sütuna verilen haberler yetmez. Daha fazla alkış, çok daha fazla alkış ve takdire ihtiyaç var.

Gurur ve ızdırap

Gazetelerde gördüm, Juventus antrenmanında bizim Merih Demiral ile dünya markası Cristian Ronaldo şakalaşıyor. Hoşuma gitti, hatta gururum okşandı. Ama bir yandan da ülkem adına ızdırap duydum; Ronaldo ile antrenmanda şakalaşan bu Merih, bizim altyapı hocalarının “Bundan bir şey olmaz” dediği Merih...