23.10.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
1986 Dünya Kupası’nın organizasyonu Kolombiya’ya verilmişti. Ancak günler geçtikçe bu Güney Amerika ülkesinin bu işi kotaramayacağı anlaşıldı. 1970’te bu kupayı düzenleyen Meksika, sazı eline aldı.Türkiye olarak çok umutluyduk. Ama Antalya’da Finlandiya yenilgisiyle başlayan macera, İstanbul’da İngiltere’ye karşı alınan 8-0’lık yenilgiyle iyice kabusa dönüştü. Romanya’ya 3-0 ve 3-1, Finlandiya’ya deplasmanda 1-0, Kuzey İrlanda’ya 2-0 kaybettik. Tek puanımızı İzmir’de 0-0 ile Kuzey İrlanda’dan alabildik.
Son iki kupanın sahipleri Arjantin ve İtalya aynı gruptaydı. Maradona artık takımının lideriydi. İtalya’da tekmelerle mücadele etmeyi de öğrenmişti. Arjantin’in başında pragmatik tıp doktoru Carlos Bilardo vardı. Arjantin ile İtalya karşılıklı gollerle berabere kalıyordu. Bu kupanın kuralları gereği en iyi üçüncüler arasına giren Bulgaristan da onlarla birlikte tur atlıyordu.
MACARİSTAN DAĞILDI
Ev sahibi Meksika pek parlak futbol oynamıyordu. Yine de seyirci ve hafif hakem desteğiyle Paraguay ve Belçika’nın önünde grubunu lider bitirdi.
Elemelerde herkesi heyecanlandıran Macaristan, ilk maçındaki SSCB karşısında şaşkına uğradı. Lobanovsky’nin Dinamo Kiev ağırlıklı biyonik takımı, 6-0 kazanırken, Macaristan bir daha toparlanamadı.
4 yıl önceki gibi samba yapan Brezilya; İspanya, Cezayir ve Kuzey İrlanda’yı yenerek gücünü gösteriyordu. İspanya, yeni yıldızı Butragueno’nun da katkısıyla kritik maçta Kuzey İrlanda’yı 2-1 yenip yola devam ediyordu.
Batı Almanya, Franz Beckenbauer yönetiminde Uruguay beraberliği, İskoçya galibiyeti ve Danimarka yenilgisiyle gruptan çıkıyordu. Ama bu grubun en sansasyonel sonucu, Danimarka’nın Uruguay’ı 6-1 yenmesiydi.
SOCRATES KAÇIRDI
Çeyrek finalde turnuvanın güzel futbol oynayan iki takımı Fransa ile Brezilya karşı karşıya geliyordu. Careca ve Platini’nin golleriyle durum 1-1 olmuştu. İkinci yarıda sakatlıktan yeni çıkan Zico, oyuna dahil olmuştu. Bir dakika sonra kazanılan penaltıyı, tribünler ona attırdı. Ama kaleci Bats, kurtarışıyla turnuvanın kaderini değiştirdi. Seri penaltılarda da Socrates ve Platini karşılıklı kaçırdı penaltıları. Ama sonunda kazanan Fransa oldu.Meksika ile Batı Almanya arasındaki maç da penaltılara gitti. 0-0’ın devamında Almanlar her zamanki gibi kör topal ilerlemeye devam ediyordu. Belçika ile İspanya arasındaki mücadele de 1-1’in ardından penaltılarla sonuçlandı. Belçika yarı finaldeydi.İngiltere ile Arjantin arasındaki çeyrek final maçını tarihe geçiren ikinci yarının başında yaşananlar oldu. Maradona’nın elle attığı gol geçerli sayıldı. Büyük yıldız, maçtan sonra, “O, Tanrı’nın eliydi” diyecekti. Bu golün ardından orta sahadan aldığı topla, İngiliz savunmasını aşan Diego, tarihin en iyi gollerinden birini attı. Sonlarda Lineker’in golü teselliden ibaretti.
Bu hızla Diego’nun iki golüyle Belçika’yı da 2-0’la dize getirdi Arjantin. Almanlar da Fransa önünde Brehme ve Völler ile sonuca gittiler. Fransa, uzatmaya giden üçüncülük maçında Belçika’yı 4-2 mağlup etti.
Ve final. Brown’ın kafa, ikinci yarının başında Valdano’nun golleriyle 2-0’ı yakaladı Arjantin. Ne var ki Almanların pes etmeye niyeti yoktu. Rummenigge ve Völler ile eşitliği buldular. Ama 83’te o ana kadar Matthaeus’un markajında kalan Maradona harika bir pas çıkardı. Burruchaga da kupayı 8 yıl sonra Arjantin’e getiren golü attı.
BREZİLYA, ROBERTO BAGGİO İLE GÜLDÜ
1994 Dünya Kupası, ABD’ye verilmişti. Türkiye olarak Sepp Piontek’le başladığımız elemelerde ilk maçımızda Polonya’ya 1-0 yenildik. Ardından San Marino önünde Ankara’da ecel terleri dökerek 4-1 kazandık. 4-0’lık İngiltere yenilgisine 3-1’lik iki Hollanda mağlubiyeti eklendi. San Marino beraberliği, İzmir’de İngiltere yenilgisi ve Norveç mağlubiyeti derken Piontek gitti, yardımcısı Fatih Terim geldi. Polonya ve Norveç’i 2-1’lik skorlarla geçerek turnuvayı bitirdik.
İlk defa 3 puan sisteminin uygulandığı kupaya Kolombiya iddialı gelmişti. Ne var ki işler istendiği gibi gitmedi. Hem grup sonuncusu olarak elendiler hem de o maçta kendi kalesine gol atan Andres Escobar, ülkesine döndükten sonra öldürüldü.Brezilya yine savunmacı bir hocayla gelmişti. Ancak Carlos Alberto Parreira, Lazaroni’nin aksine Romario ve Bebeto’yu oynatıyordu. Bu da sonuç verdi. Rusya, son maçında Kamerun’u 6-1 yenmesine rağmen en iyi üçüncüler arasına giremedi. Ancak 5 gol atan Salenko toplam 6 golle, gol krallığını Stoichkov ile paylaşacaktı.
Vogts yönetiminde pek de güven vermeyen Almanlar her şeye rağmen Bolivya ve Güney Kore galibiyetlerine İspanya beraberliği ekleyerek turu lider olarak geçti.
DOPİNGÇİ MARADONA
Maradona’nın yeniden doğuşu diye düşünülen kupa, sonu oldu. 4-0’lık Yunanistan galibiyetinde gol de atan efsane, dopingli çıkınca evinde gönderildi. Arjantin ancak üçüncü olarak turu geçebildi. Suudi Arabistan sürpriziyle sarsılan F grubundan Asya takımıyla birlikte Hollanda ve Belçika çıktı. Çöl Pelesi Al Owairan’ın Belçika’ya attığı gol de tarihe geçti.
Almanların iyi olmadığını gösteren bir maçtı Belçika maçı. Biraz hakem desteğiyle 3-2 kazanıp çeyrek finale çıktılar. İspanya ise İsviçre’yi 3-0 ile geçerken iddialı görünüyordu. Suudi Arabistan fırtınasını bitiren 3-1’lik skorla İsveç oldu. Moralsiz Arjantin, Romanya karşısında dayansa da 3-2 kaybedip Maradona’ya katılıyordu.Hollanda, İrlanda’yı 2-0 yeniyor; Brezilya, otobüsü kalenin önüne park eden ev sahibi ABD’yi Bebeto ile vuruyordu. Bulgaristan ise Meksika’yı penaltılarla geçiyordu. Nefes kesen İtalya-Nijerya maçındaki uzatmada Baggio, zaferi Avrupa’ya getiriyordu.
BAGGİO FIRTINASI
Çeyrek finalde Roberto Baggio fırtınası sürüyordu. İspanya önünde attığı 2 golle galibiyeti sağlıyordu. Tabii 2-1 kaybeden İspanyollar, hakeme sallıyordu. İsveç ile Romanya arasındaki enfes maç 2-2 bitiyor ve penaltılarla İsveç yoluna devam ediyordu.Brezilya ile Hollanda arasında oynanan çeyrek final maçı bir klasikti. Brezilya, Romario ve Bebeto ile iki farkı buluyordu. Bergkamp ve Winter skoru eşitliyordu. Sonucu belirleyen Branco’nun harika frikiği olmuştu. Brezilya yarı finaldeydi.
Almanya, Bulgaristan karşısında öne geçse de Stoichkov ve Letchkov’un golleriyle elendi. Yarı finalde Brezilya, İsveç’i Romario ile deviriyordu. Bulgarların hakeme bol bol itiraz ettiği maçta Baggio’nun golleri yine İtalya’nın imdadına yetişti. 2-1 kazanan Sacchi ve öğrencileri finaldeydi. İsveç, üçüncülük maçında Bulgaristan’ı 4-0 yenerek teselli buldu.
Final, öğlen saatlerinde oynanıyordu. Futbolcuların turnuvanın sonunda halleri kalmamıştı. Tarihin en kısır finallerinden biri oldu. Tek tük pozisyonların ardından iş penaltılara kaldı. Baresi ve Marcio Santos’un karşılıklı kaçırdığı penaltılarla başladı atışlar. İtalyan Massaro 4. penaltıyı kullanamadı. Sonrasında topun başında Baggio vardı. Atarsa takımının bir şansı vardı. Top üstten dışarı gitti ve kupanın sahibi Brezilya oldu.
ŞAMPİYON ALMANYA AMA SÜRPRİZ KAMERUN OLDU
1990 Dünya Kupası, İtalya’da yapılacaktı. Türkiye olarak iyi bir kadromuz vardı. Bu kupaya katılmayı çok istiyorduk. Ancak iç sahada 1-1’lik İzlanda beraberliği ile başladık. Avusturya deplasmanında 3-0 geriye düştük. Tanju ve Feyyaz’la farkı bire indirdik. Ama yeterli olmadı.
Ama arka arkaya 2 Doğu Almanya maçından galibiyet çıkardık. İstanbul’da Tanju’nun (2) ve Oğuz’un golleriyle 3-1 kazandık. Deplasmanda da Tanju ve Rıdvan’ın golleri 2-0’ı getirdi. Bu maçın bir kahramanı da penaltı kurtaran kaleci Engin’di.
Grubun en iddialı takımı Sovyetler Birliği’ni İnönü’de ağırladık. Ancak 1-0 kaybettik. İzlanda deplasmanında 2-1 kaybettik. Ardından Avusturya’yı Ali Sami Yen’de 3-0 yendik. Fakat 2-0’lık SSCB yenilgisiyle ilk 2 şansını yitirdik.
Kupanın açılışında son şampiyon Arjantin ile Kamerun oynuyordu. 10 kişilik Kamerun, Omam Biyik’le öne geçti. Maçın sonunda 9 kişi kalsalar da turnuvanın sürprizini yapmıştılar artık.
MİLLA RENK KATTI
Arjantin, ikinci maçında SSCB’yi 2-0 yenerken konuşulanlar Maradona’nın kendi kalesinden elle çıkardığı top ve kaleci Pumpido’nun bacağının kırılmasıydı. Kamerun sürprize devam ediyor Hagi liderliğindeki Romanya’yı da 2-1 yeniyordu. 38 yaşındaki Milla, golleri ve danslarıyla turnuvaya damga vuruyordu.Arjantin, Romanya beraberliğiyle grup üçüncüsü olarak tur atlıyordu. SSCB, Kamerun’u 4-0 yense de grup sonuncusu olarak eleniyordu. Bir daha bu isimle onları görmeyecektik.
4 yıl öncesinin muhteşem Brezilya’sı gitmiş yerine Lazaroni yönetiminde kısır bir takım gelmişti. 3 maçını tek farklı skorlarla kazanmışlar ama pek sevimli bulunmamışlardı.
Tarihin son Batı Alman takımı ise iyi maçlar çıkarıyordu. Yugoslavya’yı 4-1, Birleşik Arap Emirlikleri’ni 5-1 yendiler. Uzatmalarda yedikleri golle Kolombiya ile 1-1 berabere kaldılar.
RAHATÇA ÇIKTILAR GRUPTAN
İngiltere, İrlanda ve Hollanda aynı gruptaydı. Herkes Mısır’a acıyordu. Ne var ki Mısır, grubu karıştırdı. Hollanda ile 1-1 berabere kaldılar.Mısır, İrlanda’dan da beraberliği kaptı. Bu grupta tek galibiyet İngiltere’den geldi. Holiganlar, Sardinya Adası’nda terör estirirken İngiltere, Mısır’ı savunmadan Mark Wright ile vurdu. İrlanda ve Hollanda yine berabere kaldı. Mısır elenirken Hollanda ve İrlanda’nın sıralamasını kura belirledi. İrlanda ikinci olmuştu.Uzatmalara giden Kamerun-Kolombiya maçında kilidi açan yine Milla oldu. Milla 2 gol atarken Kolombiya kalecisi Higuita, ceza alanı dışında kaptırdığı topla takımını yakan adam oldu. Kamerun, kupada son 8’e kalan ilk Afrika takımı oluyordu. Çekoslovakya ise sürpriz Kosta Rika’yı 4-1 yenerek yoluna devam ediyordu.
ARJANTİN İTE KAKA
Brezilya, Arjantin karşısında çok gol kaçırdı. Romario ve Bebeto yine kenardaydı. Sonunda olan oldu. Maradona’nın enfes pasında Caniggia galibiyet golünü attı. Arjantin ite kakayoluna devam ediyordu.Batı Almanya ile Hollanda karşı karşıyaydı. Völler ve Rijkaard’ın kavgaları ve tükürükler, maça damga vurdu. Almanlar 2-1 kazanıp turu geçti. İspanya’yı 2-1 yenen Yugoslavya, penaltılarla Romanya’yı eleyen İrlanda, Belçika’yı 119. dakika golüyle mağlup eden İngiltere ve Uruguay karşısında 2-0 kazanan İtalya da onlara katıldı.
Arjantin çeyrek finalde de sıkıcıydı. Yugoslavya’yı penaltılarla geçtiler. Maradona da penaltısını kaçırmıştı halbuki. İtalya, İrlanda önünde Schillaci ile güldü. Almanlar da Çekoslovakya önünde 1-0 kazandılar. Futbolseverlerin sevgilisi Kamerun, İngiltere’yi de salladı. Ancak yaptıkları basit penaltılar, uzatmalarda 3-2 kaybetmelerine neden oldu.
Yarı finalde ev sahibi İtalya, Arjantin önündeydi. Ve maç Napoli’deydi. Turnuvada ilk kez gol yiyen ve normal süresi 1-1 biten maçta Arjantin kalecisi Goycoechea, Donadoni ve Serena’nın penaltılarını kurtardı. İtalya şoktaydı.
Batı Almanya ile İngiltere arasındaki maç da Brehme ve Lineker’in golleriyle 1-1 bitti. Uzatmada sarı kart görerek cezalı duruma düşen Gascoigne’un gözyaşları unutulmaz sahneler arasına girdi. Penaltılarda ise Almanlar kaçırmıyordu. Pearce ve Waddle ise kaçırıyorlardı. Üçüncülük maçında İtalya, İngiltere’yi 2-1 yenerek teselli bulıyordu. Schillaci de gol kralıydı.
Tarihin en çirkin finallerinden birini izledik Roma’da. Brehme’nin tartışılan penaltı golü, Arjantin’in tek şutu, tekme ve kavga. Meksikalı hakem Codesal, Monzon ve Dezotti’yi atıyordu oyundan. Almanlar 16 yıl sonra gelen şampiyonluğun keyfini çıkarıyordu.