21.11.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Bundan 3 hafta önce Neville, eski takım arkadaşı United menajeri Ole Gunnar Solskjaer’a bir telefon mesajı attı. “Yolunda devam et” yazıyordu mesajda. Açıkçası Neville’in özellikle 5-0’lık Liverpool yenilgisinin ardından ne söyleyeceği merak ediliyordu. Takımı yerden yere vursa da Neville, Solskjaer’in görevi bırakmasını istemedi.
“Çok insana göre bu çağrıyı yapmamam yorumculuk kariyerimin en kötü anıydı” diyor Neville gelen tepkileri anlatırken. “Benim dürüst olmadığımı söylediler. Ama benim işim teknik adamların kovulmasını istemek değil. İstediklerini söyleseydim etkisi büyük olurdu. Ama benim kırmızı çizgilerim var. Başka bir yorumcu, bir teknik direktörün kovulmasını istediğinde mideme sancılar giriyor.”
Neville devam ediyor konuşmaya ve yorumcular için standartlar belirliyor, “Kulüpte herkesin telefonu bende var. Ama aramam. Kardeşim Phil ve yakın arkadaşım Giggs, kulüpte çalışırken de hiç aramadım. Onları ararsam tarafsızlığımı kaybederim. Şimdi çok rahatım ve istediğim eleştiriyi yapabiliyorum. Ama hiçbir menajerin kovulmasını istemem. Arsenal taraftarı, Wenger’in kovulması için yürüyüş yaparken de eleştirdim. Onları kuklaya benzettim.”
Neville, şimdiki futbolcuların kendi zamanlarına göre daha iyi konuştuğunun da altını çiziyor, “Rice, Mount, Foden, Grealish, Sterling, Rashford. Mükemmeller. Bugünün 20-21 yaşındaki futbolcuları, benim dönemimden çok daha farklı. Kişilikleri oturmuş. Onlara güveniyorum. Everton’lı Calvert-Lewin, bizim programa geldi. Sakat olduğu için oynamıyordu ve harika yorumlar yaptı.”
Neville, İngiltere’de Avrupa Süper Ligi projesine karşı isyanı başlatan adamdı. Zaman zaman politik mesajlar veren farklı bir karakter. Muhtemelen daha uzun yıllar İngiliz televizyonlarının ne diyeceği en çok beklenen yorumcusu olarak kalacak.
Dünya Kupası ve işçi hakları
Katar’da gelecek yıl yapılacak Dünya Kupası öncesinde işçi hakları en çok konuşulan konulardan bir tanesi. Statların yapımında çalışanların sıkıntıları birçok ülkede boykot çağrılarına neden oluyor. Uluslararası Futbolcular Birliği (FIFPRO) ve Uluslararası İnşaat İşçileri Birliği, bu işçilerin haklarını koruma adına bir hareket başlatıyor.
İki kurum, turnuva sırasında özellikle göçmen işçilerin sorunlarını çözebilmek için bir merkez açacak. Bu merkeze ilk destek, turnuvanın sponsorlarından Adidas’tan geldi. FIFA, FIFPRO, Birlik ve Katar hükümeti arasında görüşmeler sürüyor. Eğer görüşmelerden olumlu sonuç çıkarsa Katar’da geçici bir merkez kurulacak ve göçmen işçilerin sorunlarını buraya iletmesi mümkün olacak.
FIFA’nın Katar’a Dünya Kupası organizasyonunu verişi sırasında ortada rüşvet döndüğü iddialarının üstüne statların yapımında insan hakları ihlalleri yapıldığı haberleri ortalığı karıştırmıştı. Birçok futbolcu, kişisel olarak durumu protesto etmişti. Bazı insan hakları grupları hala ülkelerin Dünya Kupası’nı boykot etmesini öneriyor.
Geçici merkezin kabul edilmesi durumunda bu tartışmaların bir kısmının dinmesi bekleniyor. Ne var ki görüşmeler olumlu geçse de henüz Katar hükümeti, bu merkezin kurulması konusunda onayı henüz vermedi.
Grabarz bronzu bulabilecek mi?
2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda erkekler yüksek atlama büyük bir heyecana sahne olmuştu. Rus Ivan Ukhov altın madalyaya ulaşırken Amerikalı Erik Kynard ikinci sırada yer almıştı. Britanyalı Robbie Grabarz, Kanadalı Derek Drouin ve Katarlı Mutaz Barshim ise bronzu paylaşmıştı.
Geçen hafta Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), Ukhov’un, Rusya’nın devlet destekli doping projesine katılması nedeniyle, altın madalyasını geri almaya karar verdi. Kynard altına diğer üçlü ise gümüşe terfi etti.
Sporculara birer mektup yollayan IOC, yeni madalyaların gönderileceğini belirtti. Ama doğal olarak bir istekte bulundular. Eski madalyaların geri gönderilmesini istiyorlar. Ne var ki Britanyalı Robbie Grabarz için sıkıntılı bir istek oldu bu.
“Arıyorum ama bronz madalyayı bulamıyorum. Mutlaka güvenli bir yere koymuş olmalıyım ama hatırlamıyorum. IOC’ye bir mektup yazıp durumu bildireceğim” diyor Grabarz. Bakalım IOC, bu krizi nasıl atlatacak?