03.09.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Mert Aydın
Macaristan’ın Budapeşte kentinde düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası, son yıllarda izlediğimiz en iyi spor organizasyonlarından biri oldu. Seyircinin tavrından sporcuların performanslarına kadar her şey yerli yerindeydi. Heyecan ve kalitenin birlikte en üst seviyeye çıktığı bir şampiyonaydı. Sizler için şampiyonanın 10 kahramanını seçtik ve inceledik.
10- Alvaro Martin
29 yaşındaki İspanyol yürüyüşçü, 2018 ve 2022’de 20 kilometrede Avrupa şampiyonu olmuştu. Ne var ki kariyerinde dünya şampiyonası madalyası bile yoktu. Budapeşte’de sabah erken saatlerde yapılmasına karşın sıcaktan etkilenen 20 kilometre ve 35 kilometre yarışlarında Alvaro Martin fırtınası esti. Doğru zamanlarda yaptığı ataklarla rakiplerinin iflahını kesen Martin iki altın madalya kazanarak şampiyonaya damgasını vuranlar arasına girdi.
9-Josh Kerr
Geçen yıl Eugene’de Norveçli Jakob Ingebrigtsen, 1500 finalinde Britanyalı Jake Wightman’a geçilmişti. Bu kez de kabusu aynı ülkede hatta aynı bölgeden (İskoçya) Josh Kerr oldu. Norveçli’yi yarış boyu rahatsız eden ve farkı açmasına izin vermeyen Kerr, Wightman’ın bir yıl önceki atağına benzer bir hamleyle altın madalyaya ulaştı. Tokyo’da olimpiyat üçüncüsü olan Kerr, şimdi favorilerden biri olarak olimpiyata gidecek.
8-Mary Moraa
23 yaşındaki Kenyalı, Amerikalı Athing Mu ve Britanyalı Keely Hodgkinson’un gölgesindeydi 800 metrede. Geçen yıl Commonwealth Oyunlarında Hodgkinson’u geçmişti. Budapeşte’ye Mu’nun sıkıntılı gelişi Mora’yı da heyecanlandırıyordu. Özellikle Britanyalı rakibiyle girdiği mücadeleden zaferle çıkmayı başardı.
7-Daniel Stahl
31 yaşındaki İsveçli diskçi, son 2 yıldır üstünlüğünü Sloven Kristijan Ceh’e kaybetmişti. Bu şampiyonaya da Ceh favori olarak geldi. Stahl’ın gümüşü bile alamayabileceği konuşuluyordu. Ama şampiyonların yüreğini küçümseyemezsiniz. Son hakkındaki atışıyla Stahl 4 yıl aradan sonra yeniden dünyanın zirvesine çıktı.
6-Ethan Katzberg
Açıkçası erkekler çekiç atmada favoriler arasında adı geçmiyordu genç Kanadalı Ethan Katzberg’in. Geçen yıl Commonwealth Oyunlarında aldığı bronz nedeniyle belki bir madalya olabilir deniliyordu. Ama büyük şampiyona tecrübesinin nedeniyle sadece boy göstermesi yeterli gibiydi. Ama 22 yaşındaki Kanadalı herkesi şaşırtarak altın madalyaya ulaştı. Bundan sonra Katzberg, bunun bir tesadüf olmadığını kanıtlamaya çalışacak.
5-Sha’Carri Richardson
Tokyo Olimpiyatları için yapılan Amerika seçmelerinde 100 metrede şampiyon olmuştu 20 yaşındaki Richardson. Ne var ki testlerde esrar kullandığının anlaşılmasıyla olimpiyat macerası başlamadan bitmişti. Yeniden spora dönmek kolay değildi. Hatta Budapeşte’de 100 metre finaline kalmasına rağmen favori gösterilmiyordu. Dış kulvara atılmıştı yarı final performansı yüzünden. Ama finalde gerçek bir şampiyon gibi koştu Amerikalı. Finişi rakiplerinin önünde geçti. 4x100 metre bayrak yarışında da altına ulaşırken 200 metrede bronz kazandı. Kısacası karlı bir şampiyona oldu genç atlet için. Artık yeni hedef Paris.
4- Faith Kipyegon-Sifan Hassan
Bu iki genç kadını birbirinden ayıramadım. Kipyegon hem 1500 hem de 5000 metrede altın madalyaya ulaşarak ortalığı kasıp kavurdu. Zaten bu mesafelerde bu yıl dünya rekorlarını kıran Kenyalı, güçlü rakiplerini geride bırakarak tarihi bir dubleye imza attı. Ezeli rakibi Hollandalı Sifan Hassan ise yine zor bir program hazırlamıştı kendisine. Önce 10 bin ile başladı. Son metrelerde altın mı gümüş mü derken düştü ve madalyadan oldu. Ama ne kadar güçlü bir kadın olduğunu kanıtlayarak 1500’de bronz, 5 binde gümüş almayı başardı.
3-Mondo Duplantis
Artık İsveç adına yarışan Amerika asıllı genç sporcunun yaptıklarına şaşırmayı bıraktık. Budapeşte’de sırıkla atlamada 6 metre 10 santimetre ile altın madalyaya ulaşırken sıradan bir olaymış gibi baktık. Halbuki giderek gelişen rakiplere karşı gerçek bir istikrar sembolü haline geldi Duplantis. Yaşının genç oluşu insanın aklına acayip senaryolar getirmiyor değil. Çünkü ondan önce bu dalı domine eden Sergey Bubka ve Renaud Lavillenie gibi isimler mesela olimpiyat oyunlarında istikrarlı değildi. Mondo seneye Paris’te ikinci olimpiyat altınını da alırsa tarih kitaplarında kendine yer beğenecek.
2- Noah Lyles
Noah Lyles, Usain Bolt’un atletizmi bırakmasının ardından sprinter doğan boşluğu kapatmaya çalışıyor. Ancak zaman zaman çenesi, bacaklarından daha fazla çalışıyordu. Budapeşte’de ise hem çenesi hem de bacakları çalıştı. 100 metrede 9.83, 200 metrede de 19.52 altın madalyanın sahibi oldu. Üstüne 4x100 metre bayrakta altın madalya geldi. Bu 3 altın madalyanın ardında. Lyles’ın gözü artık eksik halkada yani Olimpiyatta. Bunun için de yine çenesinden çok bacaklarının çalışması gerekiyor açıkçası.
1- Femke Bol
Hollandalı atlet içim şampiyona bir felaketle başladı. 4x400 metre karışık bayrakta Hollanda favoriydi. Nitekim Femke Bol, bayrağı son adam olarak aldığında altın madalyaya yakındı. Ancak son metrelerde tökezleyip düştü ve bayrak da elinden fırladığı için madalya bile alamadı. Bol’un bu travmadan nasıl çıkacağını merak ediyordu herkes. Ama genç Hollandalı 400 metre engellide gerçek anlamda fırtına gibiydi. Sanki ilk gün düşen o değildi. Nihayet hayal ettiği altın madalyaya ulaştı. Ama asıl performans 4x400 kadınlar bayrakta geldi. Hollanda takımında son koşucu olarak bayrak eline geldiğinde Bol’un altın madalya alma ihtimali neredeyse sıfırdı. Bronz madalya iyi bir sonuç olacaktı. Ama Uçan Hollandalı öyle bir son 100 koştu ki gerçek anlamda bir mucizeyi yakaladı. Dünya atletizminin kraliçesiydi artık.