Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milli maç yayın ihalesi yapıldı. Grubumuz da belli. Peki belli olmayan ne?
1-Bizim takım hangi oyunculardan oluşacak?
2-Hangi ekolün peşine düşeceğiz?
3-Hangi dizilişle oynayacağız?
4-Stratejimiz ne olacak?
5-Trapattoni’yle oyun merkezini geri mi alacağız? Hiddink’le dikine mi oynayacağız? Löw’le oyun merkezi ileri mi taşınacak?
6-Topa sahip olmaya mı çalışacağız? Yoksa orta sahada kaos futbolu oynayıp rakibi mi bozacağız?
7-Tuncay, Hamit gibi sürekli forma şansı bulamayan oyuncular çağrılacak mı?
8-Arda gibi fizik gücü çok yüksek olmayan oyuncular takımda var olacak mı?
9-Bir seçici hoca mı olacak? Yapılandırıcı bir hoca mı?
10-Takım gençleşecek mi? Yoksa kim değerliyse o mu alınacak?
Daha yüz soru daha sorabilirim. Ama cevabın tek olduğunu bildiğim için sormuyorum:
“Hoca yabancı olacak”.
Peki bu isme kim karar verecek? Karar verenlerin ehliyetine nasıl güveneceğiz? Kıstas nedir?
Çünkü her şey kıstas olabilir, ama pasaport asla. Ehliyetin milliyeti, pasaportu olmaz.
Senin durum şartların vardır. Sana en çok uyan misal Şenol Güneş olabilir. Yerlinin yerlisi, karizmasız, vizyonsuz, misyonsuz bir Dünya 3.’lüğü kazanabilirsin. Sana en çok uyan daha önce sadece Göztepe ve Ankaragücü’nü çalıştırmış biri de olabilir, seni dünyanın zirvelerine taşır.
Önemli olan şartlar ve ona uygunluktur. Bu şartları iyi değerlendirir ve bir planlamaya geleceği kurmaya çalışırsın. Olur ya da olmaz. Ama bunu yaparsın. Bir yol haritan olur. Peki bizde durum ne?
5 sene önce Fatih Terim göreve geldiğinde yanına 4 kişi aldı. Metin Tekin, Oğuz Çetin, Mehmet Özdilek ve Müfit Erkasap. Terim tek seçenekti, kurtarıcıydı. Geldiğinde açıkça şunu söyledi: Yanımdaki bu isimler Türk Milli Takımı’nın geleceği...

Haberin Devamı

Yardımcıları niye seçtiniz?
Terim’i ve yardımcılarını beğenir ya da beğenmezsiniz. Ama bir sistem kuruyorsanız bir iki adım sonrasını da düşünmek zorunluluğu vardır. Eğer bir adım sonra görevi bu adamlardan birine vermeyecekseniz neden yardımcı olarak bu adamları seçtiniz?
Şundan soruyorum: Şimdi seçtiğiniz yardımcılara ileride bu görevi vereceğinizi nasıl bileceğiz? Yarın işler kötü giderse, bu sistemsizliği, bu ekolsüzlüğü yeni bir ‘yabancı hoca’ getirerek mi idare edeceğiz. Yeniden boşluğa mı düşeceğiz?
Ben hocanın kim olacağını merak etmiyorum. Yukarıdaki soruların cevaplarını merak ediyorum.
Bize bu konuda bir açıklama yapacak birileri olsa keşke. Tabii gerçekten bir açıklama, bir plan program varsa.


SIFIR
Türkiye tarihinde kaç kez grup lideri oldu? Sıfır...
Almanya 54’den bu yana kaç kez bir turnuvayı kaçırdı? Sıfır...
Peki nasıl oluyor da biz grup lideri olacağımıza emin olabiliyoruz? Hem de bırakın rakipleri. Bizim ne oynayacağımız, kimlerle oynayacağımız belli değilken. Hatırlatayım! Daha dün tarihimizin en iyi hocasıyla Bosna’nın gerisinde kaldık.
Ve Almanya Rusya’yı içeride dışarıda yenerek, yenilgisiz 26 gol atarak Afrika yolunu tuttu. Komplekslerden arınmak, hedefi yüksek tutmak, kendine güvenmek iyidir.
Ama ‘kendimiz’ kim belli değilken, buna ancak saftiriklik denir.

Milli takım hocalığı
Milli takım hocalığı, eğer ulusal bir kalkınma projesini de o ismin üzerine yıkmıyorsanız başlı başına bir iş değildir. Bugün dünyada kullanılan sistemin yanlış olduğu kesindir.
2 sebeple:
1-Teknik adamlık da aynı futbolculuk gibi bir form işidir. 3 -5 aylık aralarla kulübeden, zeminden uzak kalmak hocayı paslandırır.
2-Oyuncuları saha içinden görmenin, ligin havasını yakından solumanın avantajı büyüktür.
Dolayısıyla mili takım hocasının o ligin en iyi, en formda ve başarılı hocası olması daha doğru bir yoldur.
Nasıl en formda oyuncular, milli takıma çağrılıyorsa en formda hocanın orada olması gerekir.
Denizli, Güneş, Sağlam, Kafkas, Daum, Rijkaard artı kimse...
Hazır bir planınız, programınız yok. Bari ses getirecek bir işi yapın.
Düşünün ayın yarısı ülkesine gidecek bir adam mı daha başarılı olur? Yoksa her hafta sahada ligi yaşayacak bir mi?

Hamit futbolu bıraktığında

Hoca, ihaleye benzemez

Hamit-Yıldıray klasında bir uluslararası futbolcumuz futbolu bırakıp teknik adamlığa başlayacak. Birkaç yıl geçecek, misal Bochum’un başına geçecek. Sonra da bir maçta Bayern’i yenecek. İşte o zaman 5 milyon euro maaşla onu alıp Türkiye’ye getiririz. Çünkü Avrupa’da var olmak bizim için her şeye bedel.
Algı yamulmuş düzelmiyor bir türlü.


Caner konuşmalı
TFF eğer Yalçın/Caner olayına el atmayacaksa neye el atacak?
Galatasaray yöneticileri ve teknik kadrosu Yalçın’ın Jo’yu bilerek sakatladığını ve diğer oyuncuları da sakatlamakla tehdit ettiğini söylüyor. Bunları herhangi birisi söylemiyor. Söyleyen bizzat Rijkaard...
Bu iddia doğruysa tarihin en önemli cezalarından birisinin verilmesi şart... Üstüne oyuncunun mahkemede de hesap ermesi gerekiyor.
Öyle üstü kapatılacak, söylenip geçilecek bir şey değil bu.
Bu iddiayı ortaya atanlar bu tehdidi duymadılar. Duyan iddiaya göre Caner. Tehdide maruz kalan da o.
Eğer Yalçın, Jo’yu bilerek sakatladıklarını söylediyse ve üstüne de Caner’i tehdit ettiyse, bunu dedikodu olmaktan çıkarmak olayın üstüne gitmek gerekir.
Yani bizzat şahit ve mağdur olan oyuncunun ifade vermesi, Yalçın’ın da dinlenmesi şart...
Bu tip durumlar geçiştirilemez.
Ya Yalçın ceza alacak ya da ona iftira atan varsa o.
Peki TFF’nin bu konuda bir açıklaması var mı?
Ben duymadım.