Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Maçın en kritik anına bakmalı önce. Lucas Neill’in yan pasında Emre topu ayağına alıyor. Klasik bir savunmacı hamlesiyle terse dönmeye ve sağ bekine topu yollamaya niyetlendiğinde iki Trabzonlu’nun üzerine koştuğunu görüyor. İşte bundan sonrası önemli...
Emre’nin orada yaptığı risk almak değil. Emre orada paralize oluyor. Panikliyor. Çünkü top ona gelmeden önce sağını kontrol etmeyi muhtemelen ıskalamış. Baskıyla topu rakibe veriyor.
Bu seviyedeki oyuncular risk alabilirler. Ve bazen çok büyük hatalar da yapabilirler. Bu garip olsa da, normaldir. Ama Emre’nin içine düştüğü hata bu seviyede, bir milli oyuncuda normal değil. Maç boyunca takımının en iyilerinden bir olan Emre böyle bir pozisyonda risk alacak kadar akıldan yoksun değil. Ancak bazen bu mantıksız panikleme haline yakalanıyor ki, dün en kritik anda bu oldu. Şimdi iki hafta öncesine gidin ve yine milli oyuncu Topal’ın, Eskişehir maçında kaptırdığı topa bakın. Fark var mı? Temel olarak aynı...
Bu önemli bir pozisyon. Kritik bir pozisyon. Ama Galatasaray’ın kaybının temel nedeni bu değil. Maçın ilk 15 dakikasına ve ikinci yarının belli bölümlerinde kaleci Onur’u maçın adamı yapacak kadar şans buldular. Net şanslar. Ancak şampiyonluk adayları sadece bu pozisyonları bulmakla kalmamalı, bir pozisyon sürekliliği de sağlayabilmeli. Yani kısaca ‘baskı’ kurabilmeli. Rakip savunma başarılı da olsa, akın sürekliliğiyle rakibin direncini kırmaya yarayan, rakibi savunmada hataya zorlayan bir baskıdan bahsediyorum. Peki sadece Keita’ya ekstra tedbir alan Trabzonspor’un bunu engellemesi normal mi?
Galatasaray iç sahada bunu çok iyi yapıyor, ama dün olduğu gibi deplasmanda bu hiç yok. Bu baskı olmadığı için ikinci yarıda Trabzonspor forvetleri etraflarında hiç kimse yokken, kendi kendilerine 6 gol kaçırdılar. Burak, Teo, Engin, Colman, Umut. İkinci yarının her anında, ileri çıkmış, ama baskı kuramamış Galatasaray’ın orta sahasını delip rakip kaleye kadar rahatlıkla gittiler. Biraz beceriyle tarihi bir fark işten olmayabilirdi.
Şimdi bu tabloya bakıp karar verelim. Galatasaray içeride 6 puan kaybetmiş, gol rekorları kırmış. Dışarıda 19 puan kaybetmiş, 18 puan kazanmış.
Ya Galatasaray içeride doğal olarak kullandığı gücünün farkında değil. Dışarıda sıradanlaşıyor.
Ya da dışarıda son derece sıradan olan bu ekibi rakipleri içeride abartıp oyunu onlara teslim ediyor.
Hangisi doğru?
Bana kalırsa Galatasaray’da kimse kendi gücünün farkında değil.