17.05.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 34. haftasında İstanbulspor'u 2-0'lık skorla mağlup etti. Sarı-kırmızılıların 2 golünü de kaydeden Mauro Icardi maça damga vururken, spor yazarları 90 dakikayı kaleme aldı.
Sarı-kırmızılıların kritik galibiyetinin ardından Milliyet Gazetesi yazarlarından Osman Şenher ve Burcu Kapu değerlendirmelerde bulundu.
İşte İstanbulspor - Galatasaray maçı sonrası yapılan değerlendirmeler..
GALATASARAY'IN İLACI ICARDI / OSMAN ŞENHER
Liderlik kolay bir iş değil. Futbolcular büyük baskı altında oluyor. Bunun için de sahada istediklerini yapamıyorlar. Dün gece de İstanbulspor’un Galatasaray kalesinde gol tehlikesi yarattığı bir pozisyon hiç yok. Bunun için de sarı-kırmızılılar sezonun en çok hücum organizasyonu yaptığı maçını oynadılar. Neredeyse karşılaşmanın tamamında top rakip alandaydı.
Direkten dönen toplar, kaleye çekilen şutlar, isabetsiz bir çok pas varken bunun yanında maç az kalsın tek golle bitecekti. Oyuna hakim olmasına rağmen Cim Bom, Zaniolo’nun da atılmasıyla stres altında mücadeleyi tamamladı ama normal sürenin sona erdiği anda Kerem’in Icardi’ye verdiği pas, bu büyük golcünün attığı ikinci gol takımı rahatlattı.
Futbolculara kızmamak lazım, Kerem çok mücadele etti, ikinci golün pasını verdi ama buna rağmen çok da top ezdi, buna da son dört final maçının verdiği stres sebep oluyor. Mertens ise üç haftadır ağırlığını sahaya koyamıyor. Sezon içersinde çok iyi maçlar oynadı, bazı maçlarda takımını tek başına galip getirdi ama şimdi sahada o Mertens yok. Fizik gücü yetersiz kalıyor. Aynı şeyleri Oliveira için de söyleyebiliriz. O da çok top kaybıyla oynuyor ve takımına zarar veriyor. İyi ki Torreira gibi çok büyük bir profesyonel orta sahada oynuyor. Defansına yardım ediyor, orta bölgenin tamamında rakibine pres yapıyor. Bu yetmiyormuş gibi bir de hücuma çıkıyor. Harika bir futbolcu.
Tabii burada Galatasaray’ın en önemli silahı Icardi... Çok özel bir topçu. Her derde deva, ilaç gibi. Topla fazla buluşamasa da, rakip ceza sahası içinde dolaşması bile yetiyor. Topla buluştuğu zaman zaten yüzde seksen gol demek. Icardi bu takımın ilacı. Keyif veriyor, güven veriyor. Eminim sarıkırmızılı taraftarın büyük bir kısmı Arjantinli forveti seyretmek üzere bilet bulabilmek için çırpınıyordur. İstanbulspor karşısında da gol perdesini penaltıdan açtı, Kerem’in pasında da klas bir vuruşla maça nokta koydu. Galatasaray inşallah bu oyuncunun kalıcı transferini sonlandırabilir. Avrupa maçlarını mümkün olduğunca seyrediyorum, hiç birinde Icardi gibi iştahlı, son vuruşlarda başarılı bir santrfor göremiyorum.
Kazımcan üstüne koyarak oynuyor. En azından çok çabuk bir futbolcu, daha da iyi olacak. Dubois, Sacha Boey’in yerini dolduramadı. Sonuçta İstanbulspor çok iyi mücadele etti, en azından rakipten bir puan almak için büyük gayret gösterdiler. Teknik direktör Fatih Tekke gerçekten sarı-siyahlılara iyi oyun oynatıyor ama ortada bir gerçek var, Galatasaraylı futbolcular şampiyonluğa kilitlenmiş. Teknik olarak hata yapsalar da hepsi, müthiş koşup mücadele ediyorlar.
SİMYACI ICARDİ / BURCU KAPU
İstanbulspor maçları Galatasaray’ın şampiyon olduğu sezonlarda hep önemli maçlar olmuştur. Üst üste dört yıl kupa kaldırdığı döneme gidelim mi?
96-97 sezonu, 29. hafta... Uzatma dakikalarında Hagi’nin golüyle 3-2 kazandığı maçla takipçileriyle arayı açmıştı sarı-kırmızılılar... Ardından 97-98 sezonu 33. hafta... Okan Buruk’un da gol attığı 4-1 biten maçla bitime bir hafta kala şampiyonluğunu ilan etmiş, 99-00 sezonu ise son hafta 1-1 biten karşılaşma sonunda kupayı kaldırmıştı. Dün akşam oynanan karşılaşma da bu listede yerini aldı.
Peki İstanbulspor karşısında nasıl bir Galatasaray gördük? Oliveria haftalardır yapılan eleştirilere yanıt vermek için ant içip sahaya çıkmış. Sadece ilk yarı rakip kaleyi üç şutla zorladı. Özellikle Icardi’ye kalabalık markaj, Oliveria’nın topla çok rahat oynamasına fırsat verdi. Ama oyuncunun tempo sorunu devam ediyor. Fatih Tekke, Kerem’in kanadını riskli görmüş ve oraya önlem almak istemiş. Ama bu da Rashica’nın ilk yarıda çok rahat pozisyona girmesine sebep oldu. Yani anlayacağınız ilk yarı Galatasaray, Rashica ve Oliveria’nın şutlarıyla sonuç almayı denedi ama Icardi geldi, penaltıyla skoru aldı.
Galatasaray son haftalarda yaşadığı oyunundaki sıkışıklığı ilk yarı bittiğinde yine yaşıyordu. Mertens yine rakip hatlar arasında kaybolmuş, Oliveria ile bağlantısı aksıyordu. Kerem’in çoğu son pas tercihi hatalıydı ve rakip kaleye gitmek için sarı-kırmızılı oyuncuların çok efor harcaması gerekiyordu. Özellikle cezalı Boey’in yokluğu Galatasaray hücumlarındaki tutukluğun en büyük sebebi gibi gözüktü. Tıpkı geçen hafta Başakşehir karşısında riskli geçen ikinci yarının başları gibi İstanbulspor karşısında da ikinci 45 dakika risk aldı sarı-kırmızılılar...
Düşük pas kalitesi, geniş alanda hareketsiz oyun, etkisiz hücum... İkinci golü bulamasa her an skor beraberliğe gelecekmiş duygusu içinde, Okan Hoca müdahale için yine 70. dakikaya kadar bekledi. Oyuna giren Zaniolo’nun tempo katacağı düşünülürken, daha girerken göze çarpan sinirli hali kısa sürede kırmızı karta dönüştü. Ve Galatasaray bir kez daha yol kazası yaşamaya çok yaklaştı.
Bütün bunlar olurken yine de savunmada neredeyse hiç açık vermeden oynadılar. Kazımcan’ın merkez koşuları, pas zamanlamaları, tercihleri hep doğru. Savunmaya hızlı geçişine hücuma çeşitlilik katması da eklendikçe takım için daha da değerli hale gelecektir. Önümüzdeki yıl yabancı kontenjanı ile ilgili yasakların devam edeceği düşünüldüğünde yerli sol bek koltuğuna ilk sıradan aday. Abdülkerim, Marcao’yu aratır mı derken geldiği nokta alkışlanası... Ve Nelsson... Son dakikalarda Icardi’nin golüne istatistikler Kerem asist olarak yazdı. Ama futbolseverler biliyordu ki o müdahalesiyle gerçek asist Nelsson’a yazılmalıydı.
Galatasaray da her oyuncu sezon boyu inişler çıkışlar yaşadı. Bazı puan kayıpları sadece bir-iki oyuncuya yazdı. Ama sezon başı transferi duyurulduğunda, Icardi oynamaz, özel hayatı çalkantılı, vay iki günlüğüne Arjantin’e mi gitmiş, vah vah sosyal medyadan magazincilere mi oynamış derken herkesi yanılttı. Her konuşulana yanıtı sadece sahada verdi. Galatasaraylılar risk altında bir haftayı daha üç puanla kapatıp kupaya bir adım daha yaklaştı. Icardi ise o kupanın bir ucundan tutup kaldırmayı takım kaptanı gibi hak ediyor.