FutbolMancini, Fatih Terim’in halefiydi

Mancini, Fatih Terim’in halefiydi

18.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Ona Visionario diyorlar… İleri görüşlü ya da hayalperest… İki kez bizim İmperatore’nin peşinden geldi, onun bıraktığı yerden iki kupa kazandı

Mancini, Fatih Terim’in halefiydi

ATTİLA GÖKÇE

Haberin Devamı

Visionario…
İtalyan medyasında Roberto Mancini için en çok kullanılan sözcük. Tam da Akdeniz kıvraklığına uygun bir isim… Bir yandan “ileri görüşlü” anlamına geliyor, bir yandan da “hayalci” olarak tanımlanıyor. Her duruma uygun, kullanışlı bir sözcük bu. Destansı anlatımla epope de yazabilirsiniz, hayallerini ti’ye alıp ironi de yapabilirsiniz..
Roberto Mancini ikisinin de kahramanı oldu.
2018 Dünya Kupası elemelerinde gruptan ikincilikle çıkan, play off’ta İsveç’e karşı kaybederek finallere katılamayan dört Dünya Kupası sahibi İtalya, bu olayı “kıyamet” gibi yaşadı. Gian Pierro Ventura ile yollar ayrıldı. Rusya’da Zenit takımını çalıştıran Roberto Mancini Milli Takım’ın başına getirildi.
Gelir gelmez havayı değiştirdi, genç futbolculara kapıyı açtı… 30’lu yaşlarını sürdüren oyuncuların deneyimlerini değerlendirdi. Takımın oyun düzenini 4-3-3’e dönüştürdü. Kapanmayı ve açılmayı bilen, topu kazanıp delici driplinglerle çok çabuk rakip kaleye erişen ve şut bombardımanı yapan bir İtalya formasyonu oluşturdu. Futbolcularına “Eğlenmek için oynayın” diyordu. Bundan en çok keyif alan futbolcu da Kaptan Chiellini oldu.
Kaderin cilvesine bakın… Roberto Mancini, Fatih Terim’le iki kez halef-selef oldu. İlki Fiorentina’da… 2000-2001’de İtalya Kupası’nda final hakkını elde eden Fatih Terim, bu başarısına rağmen sezon bitmeden istifa etti. Roberto Mancini, onun bıraktığı görevi aldı, İtalya Kupası’nı kazandılar. İkincisi de Galatasaray’da… 24 Eylül 2013’de Ünal Aysal başkanlığındaki yönetim kurulu, aynı zamanda Milli Takım’ı da çalıştıran Fatih Terim’in görevine son verdi. Bu olay şok etkisi yarattı. Gerisini o dönemde uluslararası ilişkilerle ilgilenen Bülent Tulun’dan dinleyelim:
“- İtalyan Hoca, 2012’de Manchester City ile Premier League şampiyonluğunu kazanmıştı. 2013’de dinleniyordu. Rimini’de Roberto Mancini ile buluştuk. Durumu anlattım. Galatasaray’a davet ettik.Tam yetkiyle çalışacağını bildirdim. Alacağı ücrette de anlaştık. Başkan’la görüşmek istedi. Başkan Aysal özel jetini gönderdi. İstanbul’da ön sözleşme yaptılar. Pazar akşamı, hoca İtalya’ya gidip toparlanmak için izin istedi. Oysa salı günü Juventus’la Şampiyonlar Ligi maçımız vardı. Küçük bir çanta ile İstanbul’a gelen Mancini, pazartesi günü idmana çıktı ve takımla birlikte Torino’ya uçtu. O maçta Drogba ve Umut’un golleriyle 2-2 berabere kaldık. İstanbul’daki rövanşı da 1-0 kazandık, Lider Real Madrid ile gruptan çıktık. Mancini’nin futbolcularla çok iyi diyalogu vardı. Nadir rastlanacak bir adamdı. Dini bayramlarımızda takımda ve kulüpte herkesin bayramını kutlardı. ”

Haberin Devamı

Mancini, Fatih Terim’in halefiydi

Haberin Devamı

Terim’den öfke: “Bizi mi adresliyor?”
Şampiyonlar Ligi’nde İstanbul’daki 6-1 Real Madrid galibiyetinin rövanşında teknik direktör Mancini’dir. O maçta Real’de Ramos cezalı, Ronaldo da sakattır.
Maçı 4-1 Real Madrid kazanır. Ertesi gün (28 Kasım 2013) Mancini basın toplantısında konuşur, savunma hatalarına ve takım savunmasındaki eksiklere değinir, “Buna çalışmamız lazım” der. O konuşmayı NTV’den izleyen Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, ”Yahu bu adam bizi mi adresliyor?” diyerek ayağa kalkar, öfkeyle devam eder: ”Biz savunma çalışmamışız, eksik mi bırakmışız! Bu maça çıkarken rakipten bir
oyuncu eksilt deseler hemen Ronaldo der herkes.. Ben Ramos derdim. Savunmanın değil, takımın en önemli dinamosu. Biri cezalı, öbürü sakat… Bu eksikler her takım için değerli…
Önemli bir fırsat.. Bizim tarafa bakarsak, bütçemiz ve gücümüz belli ama çok iyi bir takım devraldı Roberto… Galatasaray’da hemen her mevkinin asları milli, yedekleri de milli. Karakterli bir takım. Her formasyonda oynayabilirler. Biz onu efendi bir adam diye bilirdik. Savunmayı öğrenmek gerek lafları hiç de şık olmadı!”

Haberin Devamı

Organize taraftar kampanyası
Halef selef dedik ya... Fiorentina’daki başarısını G.Saray’da da tekrarlayıp Kupa’yı kaldırdı Mancini. O yıl F.Bahçe’nin ardından 2. oldular. Mancini’nin ayrılması üç önemli ve pahalı transfer isteğinin onaylanmamasına bağlanıyor. Bu öyküyü dönemin başkanı Ünal Aysal’a sordum: “Böyle bir şey söz konusu değil. Görevi bırakmasının esas nedeni, taraftarın organize biçimde hoca aleyhinde tutum takınmasıydı” dedi. Aysal’ın kilo kaybı uyarısıyla araştırdım. Kasım’da Covid -19’a yakalandığını, 12-13 kilo zayıfladığını öğrendim. Tedaviden sonra işine dönmüş, şampiyon oldu, bravo!
Türkiye’de İl Nostro İtaliano (Bizim İtalyan) olarak tanınan ünlü binici Aldo Baldini, annesini götürdüğü Yeşilköy’deki Santo Stefano Kilisesi’nde tanımış Mancini’yi, “Papaz tanıştırdı bizi. Her pazar ayine katılır, herkesin sağlığı ve G.Saray’ın başarısı için dua ederdi. Alçak gönüllü, sevecen ve kibar bir adamdı” diyor.

Haberin Devamı

“Senin peşindeyim, çok çalışacaksın!”
Galatasaray’da Mancini ile yakın çalışan yöneticilerden biri de Cenk Ergün… Hoca’nın İtalyan milli takımında “evrildiğini”, düşmüş bir ülkeyi kendi tercihleriyle ayağa kaldırdığını söylüyor.
Galatasaray’da yardımcıları Attilio Lombardi ve Fausto Salsano ile çok sıkı çalışma programları uygulamışlar. Mancini döneminde Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı yenmiş. Drogba, Sneijder, Burak, Selçuk, Melo ve Semih’li kadroya kızdığı zamanlar da olmuş: “ Nasıl oluyor da bir stoper ayağının dışıyla topa vurup oyunu başlatıyor?
Bunlar öğrenmemişler mi? Ayak dışıyla atılan paslar da şutlar da risklidir. İsabet garantisi yoktur. Topu kaybedersiniz. Kayıp top da sorun çıkarır.!”

Royal Family çok ayıp etti

1996’da Şampiyon Almanya’nın kaptanı Klinsman Kupa’yı Kraliçe ıı. Elizabeth’in elinden almıştı. 2020 Kupası’nda 95 yaşındaki İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth’in maça gelmemesi anlayışla karşılanabilirdi... Kraliyet Ailesi (Royal Family) temsilcileri oradaydı. Planlamaya göre Kupa ve madalyaları Cambridge Dükü Prens William’ın vermesi gerekiyordu.

Düşes Kate Middleton ve oğulları 9 yaşındaki Prens Geroge da oradaydı. Ancak finali İtalya kazanınca UEFA Başkanı Ceferin ve Dük de şoka uğradı. Maçtan önce Wembley çevresinde olaylar yaşanmış, polis küçük İtalyan taraftar gruplarına saldıranları güçlükle kontrol edebilmişti. UEFA’nın içinden edindiğim bilgilere göre Alexander Ceferin ve yöneticiler, statta ikinci bir Heyshel faciasının yaşanmaması için töreni sadeleştirdiler. Ayrıca Dük William da Kupa’yı vermekten vazgeçti. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella da oradaydı. Gergin tablonun tanığı oldular. Ev sahibi İngiltere Kupa ve madalya töreninde hiçbir şekilde yer almadı. UEFA Başkanı Alexander Ceferin önce madalyaları verdi. Görevlinin verdiği madalyaları önce hakemlere, sonra Gareth Southgate ve yardımcıları ile İngiltere Milli Takımı’nın oyuncularına sundu tek tek… Sonra İtalyan hoca ve futbolculara verildi madalyalar… En büyük ödüle geldi sıra: Kupa’ya… Alexander Ceferin, bir kulpundan tutup güğüm gibi taşıdığı Kupa’yı Giorgio Chiellini’ye verdi. Ve tüm törenlerde olduğu gibi hemen kayboldu.

Tarihin acısını çıkardılar
Roberto Mancini, ilk Wembley macerasını Sampdoria’da yakın arkadaşı ve dostu Gianluca Vialli ile birlikte Barcelona’ya karşı 20 Mayıs 1992’de oynadıkları son Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde yaşar. Cruyff’un rüya takımı Barcelona, Koeman’ın attığı frikik golüyle maçı 1-0 kazanıp ilk kez kupayı alır. Böyle bakınca 29 yıl önce Wembley’de kalbi kırılan Mancini’nin bugünkü yardımcısı Vialli ile birlikte zafer kazanıp “tarihin acısını çıkardıkları” söylenebilir. Vialli’nin pankreas kanserine yakalandığı yakın geçmişte en büyük destekçisi Mancini olur. Tedavi çok iyi sonuçlar verir. Onu yardımcı olarak alır ve hayata yeniden bağlar.

MasterChef Danilo Zanna
“Biz İtalyanlar çok mutlu olduk. Ama çok ayıp şeyler de oldu. Saygısızlık gördük. Ceferin’in boyunlarına ikincilik madalyası taktığı İngiliz futbolcular, daha iki adım atmadan onları çıkarıp ceplerine koydular… Maçı izlerken protokolda selamlaşma bile olmadı. İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Matarella da oradaydı. Finalde İmmobile bile eleştirildi. Neyse, kimse inanmıyordu İtalya’ya. Takımı hep eksikli gördüler. İtalya İki zafer kazandı. Hem İngiltere’yi hem de kalitesini kabul etmeyenleri yendi."

Yazarlar