18.04.2022 - 08:04 | Son Güncellenme:
Spor Toto Süper Lig Ahmet Çalık Sezonu'nun 33'üncü haftasında Giresunspor, Beşiktaş'ı konuk etti.
Zorlu mücadele 0-0'lık beraberlikle tamamlanırken spor yazarları da Giresun'daki golsüz maçı köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar;
Zehirli bir sonuç - Attila Gökçe (Milliyet)
Giresunspor bu ligin netameli takımı… Vodafone Park’ta Beşiktaş’ı dört golle yenerek Sergen Yalçın’la yolların ayrılmasına, Nef Stadı’nda da Galatasaray’ı tek golle geçerek Fatih Terim’in görevine son verilmesine neden olmuşlardı. Puan cetvelindeki sıkıntılı bölgenin hemen üstündeler. Aradaki fark düşmemeye yeter...
Valerien Ismael için bu maç “rövanş” değil. Ama oyuncular için “rövanş” sayılabilirdi. Çünkü takım kimliği söz konusu… O nedenle cezalı Welinton’un yokluğunda Necip’le kurulan üçlü savunma zaman zaman zorlansa da topa sahip olmasını (31/69) bildiler. Maça sahip olmak için çok çalıştılar. Hakan Keleş’in ekibi de baskı yediği dakikalarda geçiş fırsatları bularak oyunun akışını değiştirdi.
Beşiktaş 4’ü isabetli 14 şut attı… Üst üste korner (3/9) fırsatları buldular. Ghezzal ve Batshuayi’nin gayretlerine rağmen golü bulamadılar. Ismael’in 56’da Pjanic ve Nkoudou ile yaptığı hamle çok yerindeydi. Daha sonra Batshuayi’yi alıp Güven’i sürdü oyuna. Rıdvan Yılmaz-Umut Meraş değişikliği de doğru hamle idi. Ama yeterli olmadı bu hamleler.
Hücumda böylesine baskılı oynadığı halde golü bulamamasının nedenlerinden biri de Alex Teixeira, Can Bozdoğan ve Rosier’in kararsız, etkisiz, yaratıcılıktan uzak oyunlarıydı. Rosier çok top kaybetti. (Sahi bu takımda bir de Emirhan vardı, değil mi?)
Beşiktaş’ın kapalı defansları açma konusunda sıkıntılı bir ekip olduğunu bir kez daha gördük. Burada teknik yetersizlik, yaratıcılıktan uzak oyun ve taktik yetersizlikler de söz konusu olabilir. Valerien Ismael’in hedefsiz kalan takımına, en azından gelecek yılın oyun ilkeleri bakımından özel çalışmalar yaptırması beklenmeli.
Bir de şu Cyle Larin meselesi… Kanımca ipler koptu. Larin kendini Beşiktaş’ın bir parçası olarak görmüyor. İstekli davranmıyor. Sanırım Ismael’i de oynama konusunda ikna edemiyor. Ayrılık var çıkan falda.
Son söz: Yine beraberlik… Zehirli bir sonuç… Alışkanlık yapar. Daha da kötüsü, kazanmayı unutturur, dikkat!.
Kartal çilingirini bulamadı - Bilal Meşe (Milliyet)
Teknik direktör değişimlerinde o takımlarda bir ‘rüzgar’ eser. Bu tablo kuşkusuz gerek oyuna gerekse skor tabelasına olumlu yansımalar yapar. Tıpkı Beşiktaş’ta olduğu gibi...
Elbette Kartal’daki bu rüzgarın başka bir nedeni ise iskeleti teşkil eden çok sayıda oyuncunun sözleşmesinin bitecek olması. Kim kalacak, Kartal Yuvası’ından kimler kopacak, Teknik Direktör Valerien İsmael karar verecek. Bu faktör, kalıcı olmak isteyen oyuncuların performansına da yansıyor kuşkusuz.
Görüyoruz ki, Fransız teknik adam, Kartal’da üçlü savunmayı oturtmaya çalışıyor. Aksamalar var mı? Elbette yok değil... Örneğin kanatlardaki Rıdvan ve Rosier, ileriye çıkışlarda tamam... Ya geriye dönüşler? İşte orada her iki futbolcu da bazen ‘rötar’ yapıyor, bu da savunmayı sıkıntıya sokuyor, rakibin iştahını kabartıyor. Rıdvan Yılmaz, kanat oyuncusundan çok, sürpriz golcü olarak görev yaptı ilk yarıda... Sürekli göbekten rakip savunmanın arasına girdi, kaleye şutlar attı, ama golü bulamadı. Montero da sık sık savunmadan çıkarak ofansif ataklara katıldı, ekstra göreve soyundu.
Her iki takımın ligdeki konumu farklı, bu da ‘temposu’ yüksek mücadeleyi de beraberinde getirdi. Giresunspor, ligin altlarında ince çizgide... Kırmızı hattan çıkmanın yollarını arıyor, ‘ne koparırsam kar’ düşüncesinden hareket ediyor. Beşiktaş ise klasman derdinde! Bu yarıda kuşkusuz iki net pozisyonu Kartal üretti. İlki Batshuayi, ikincisi ise Ghezzal... Her iki futbolcu bu pozisyonları golle taçlandıramadılar. Nedeni de kaleci Okan’ın müthiş kurtarışlarıydı.
İlk yarının istatistikleri yine Kartal’ı işaret ediyor. Ne var ki, hücuma çıkışlarda yapılan top kayıpları Kartal’ın hızını kesen en büyük faktör idi.
***
İster üçlü, ister dörtlü oynasınlar, ben ona bakmam! Savunma güvenliğini elden bırakıyorsanız o sistemler yerle-bir olur arkadaş! Alın 47. dakika... Kartal, ailecek ilerde, geri bomboş... Rosier topu kontrol edemedi, Giresunspor pozisyon üretti. Serginho ve Umut biraz dikkatli olsalardı, golü bulmaları işten bile değildi. Zaten üçlü oynuyorsunuz, buna bir de Vida gibi pas hatasını eklerseniz... Nitekim 51’de Süleymanov, topu ayağında buldu, vurdu Ersin’e gole izin vermedi.
Fransız hocanın Pjaniç ve N’Koudou dokunuşları işe yaradı. Kartal, hem oyunu domine etti, hem de oyunu sürekli rakip alana yıktı. Artı, pas kayıplarını da asgariye indirirken, en büyük sıkıntıyı pozisyon üretiminde çekti bu yarıda... Böylece rakip savunma duvarına tosladılar, beşincilik şansını kullanamadılar.
Kartal çok istedi ama yetmedi - Serdar Sarıdağ (Milliyet)
Bir gün şort bir gün mont giydiğimiz bu günlerde, Beşiktaş’ın bu sezonki oyunu da tıpkı hava durumu gibi değişkenlik gösterdi. Tam kış bitti bahar geldi diyoruz, Sibirya soğukları yine Kartal’ın kapısını çalıyor. Büyük bir aksilik olmazsa sezonu üçüncü hocayla tamamlayacak olan siyah-beyazlı takımın, Giresunspor karşısında oyunu Valerien Ismael’in ilk iki maçından biraz daha farklıydı.
Dedik ya, Beşiktaş’ın havasının sağı solu belli olmaz. Beşiktaş maça çok hızlı başlamasa da maç içerisinde dişe dokunur pozisyonlar buldu. Belki ilk golü bulsa durum daha farklı olabilirdi ama üçlü savunmanın sağındaki Necip, hele bir de sarı kartı görünce, mecburen idare etmeye çalıştı. 8. dakikada Suleymanov ile 10’da Chiquinho’nun şutları maçın ilk tehlikeli anlarıydı. 18. dakikada Batshuayi’nin dönerek vurduğu Okan’ın ise anında kurtardığı şut da ilk yarının en çok konuşulan dakikalarından biri oldu. Kaleci Okan 44. dakikada Ghezzal’in çektiği şutta da çok başarılıydı.
İkinci yarı ilk yarıya göre daha tempoluydu. 47’de önce Serginho ile başlayan ve sonrasında Umut’un tamamlamak istediği top karambol nedeniyle kornere gitti. Beşiktaş için şanslı denilebilecek bir andı. 51’de Vida’nın hatasıyla fırsat bulan Suleymanov, bu şansı iyi değerlendiremedi. Kalan dakikalar da kuru gürültü şeklinde geçince iki takım da beraberliğe razı olmak zorunda kaldı. Bu beraberlik Valerien Ismael’e yazmaz ama ilk iki maçtaki aşırı övgünün ne kadar gereksiz olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
Kötü kararlar - Mehmet Demirkol (Fanatik)
Giresunspor saygıdeğer bir takım. Tribünleriyle, mütevazı kadrosuyla oynamaya çalıştığı varyasyonlu oyunlarla, rakibi ciddiye alması ama mücadeleden vazgeçmemesiyle, krizde teknik ekibe verdikleri destekle. İyi bir lig takımı. Dün de Valerien Ismael’in yeni Beşiktaş’ına iddialı olduğu yerden sert sorular sordular. Özellikle ilk yarıda. Karşı baskıları çok iyiydi. Sadece savunmadılar. Aynı rakipleri gibi direkt ve hızlı kaleye yönlendiler. Özellikle Necip Vida arasına iyi sızılar, Necip’i hataya ittiler. Süleymanov biraz sakin kalabilse henüz maçın başında Beşiktaş daha uyanamadan skoru da bulabilirlerdi. Ayaklar bu aşamada biraz dolaştı. Ancak ikili mücadele anlamında rakiplerinin önündeydiler. Beşiktaş ise biraz farklıydı. Oyunun doğası gereği topa sahip oldular. Rıdvan’ın sıklıkla içe kıvrılarak oynadığı rolü Montero’yla sol kanattaki koridorları paylaşmaları ilginçti. Alex ve Batshuayi’ye buradan yakın bir destek vermek istediler.
Çalışkan oyuna rağmen
Ancak Ghezzal dışında ciddi bir hücum alanı beceri eksikliği vardı. Batshuayi’nin bu kadar hareketli ve çalışkan oyuna rağmen bu kadar baştan savma, rastgele şut ve paslar kullanması gibi. Bu anlamda çok özel bir vaka. İsmael’in, N'Koudou'yu kanada değil içe alıp, ardından Güven’i, Batshuayi’nin yerine oyuna almasına ise çok anlam veremedim. Eldeki en iyi hücum bağlantısı Güven-Batshuayi. Burada Ghezzal’ı markajdan çıkarıp, N'Koudou’yu çizgiye çekip, Güven- Bathsuayi ikilisiyle şans aramak, rakibin stoper karakterine bakıldığında çok daha mantıklı bir çözüm olabilirdi. Hele de Giresun iyice yorulmuş çıkamazken. Bunlar sanki kötü kararlar.
Kadronun sınırları - Ali Ece (Fanatik)
İlk 45’te Beşiktaş, sadece Valerien Ismael usulü hücum preste iyiydi, o da devrenin tamamında değil, son 20 dakikasında. Bu etkili presin de etkisiyle Giresunspor’un Beşiktaş yarı sahasındaki isabetli pas oranı yüzde 57’de kaldı. Lakin Valerien hoca, karşı presi rakip ceza alanına yakın yerlerde kestirmeden gole gitmek için yaptırmayı hedefleyen bir teknik direktör. Bu açıdan bakınca Beşiktaş’ın ilk yarıdaki gol girişimleri hem nitelik hem de nicelik açısından yeterli değildi: Ghezzal 44’te uzaktan müthiş bir şut çıkardı, bir de 18’de Batshuayi’nin dönerek attığı etkili beklenmedik şut vardı. Yani ilk yarıda Beşiktaş oyun sisteminden çok oyuncuların bir anda konuşturduğu bireysel yetenekleri ile iki ciddi tehlike oluşturdu.
Final paslarının kalitesi...
Maçta ikinci yarıda özellikle Pjaniç ve N’Koudou girdikten sonra Beşiktaş kolektif açıdan daha etkili olmaya başladı. Lakin bu kez de final paslarının kalitesi yetmedi: 71’de Beşiktaş, 12 orta denemişti ve hiçbiri isabetli değildi. Bu formasyonun ideal gol girişimi biçimi ortalar değil yerden seri paslar. Orta tercihten çok zorunluluktan yapılıyor. Bu açıdan Hakan Keleş hocayı da tebrik etmek gerek, Giresunspor merkezi çok iyi kapattı. Güven girdikten sonra oyunun son bölümünde Beşiktaş baskısını iyice arttırdı, Giresunspor çok iyi direndi.
Gedson gelince...
Karşılaşmanın sona kalmaması, başından itibaren bu formasyonda daha etkili oynayabilmek için Beşiktaş’ın özellikle hücuma daha etkili katılabilen savunmacılara, sonrasında da Ghezzal’ın kalitesine daha efektif şekilde ayak uydurabilecek daha kaliteli ofansif oyunculara ihtiyacı var. Gedson gelince orta saha zaten otomatikman bir üst kaliteye yükselecek.