"Başakşehir'den çıktık yola, kork bizden Avrupa..."
Seremoni sırasında ekranlara yansıyan koreografideki bu mesajı oraya yazdırmak hiç kolay olmadı Abdullah Avcı ve öğrencileri için. Bana göre, Dnipro misali vasat bir kadroyla UEFA Avrupa Ligi'nde finale çıkmış kadar önemli bir iş başardılar bu sezon. Rakip kim olursa olsun ciddiyeti, disiplini, kompakt oyun felsefesini elden hiç bırakmadılar. Futbol seviyelerini sürekli ileriye taşırken, Volkan Babacan ve Mahmut Tekdemir'i de milli takıma kazandırdılar.
Beşiktaş derbiyi kaybedince Şampiyonlar Ligi ön eleme turu biletini alan Fenerbahçe'ye karşı da oyuna son derece istekli ve etkili başladılar. Cezalı Ferhat'ın yerine sol beke çekilen Alparslan, Gökhan Gönül'ün yokluğunda sağ bekte maça başlayan Mehmet Topuz'u oyunun başında bir hayli hırpaladı. Visca, Mossoro, Mahmut ve Doka da hücum etmeye pek niyeti olmayan Fenerbahçe'yi her geçen dakika geriye doğru itti... Mossoro ve Visca net fırsatları harcamasa 15 dakika dolmadan 2 farka ulaşabilirlerdi.
Emre ve Diego'nun sahada görünmediği 20 dakikalık bölümü çok kötü oynayan Fenerbahçe ancak 25. dakikadan sonra pas yapmaya başladı, ilk pozisyonunu da Kuyt'la yakaladı. Sarı-lacivertliler pas oyunuyla baskı kurmaya çalışsa da özellikle formsuz Alper ve felaket durumdaki Kuyt'ın top kayıpları Başakşehir kontratağına dönüştü çoğu kez. Bu basit kayıplar yüzünden hücum bölgesinde top tutmakta da çok zorlandılar. Emre'nin devreye girmesiyle oyunun başındaki silik görüntü ortadan kalktı ama Bilic'in derbiden sonra sözünü ettiği ekstra kalite hep eksik kaldı.
*****
İsmail Kartal'ın 45 dakikaya sıkışan şampiyonluk umutlarını sürdürmek için 2. yarıya Kuyt-Webo değişikliği ile başlamasını beklerken, Emre'nin yerine Meireles'i sahada gördük ve hiçbir anlam veremedik. Emre sakatlanmadıysa eğer ilk yarıda tam 7 top kaybı yapan Kuyt'ın yerine kesinlikle Webo'yu oyuna almalıydı, ama yapmadı yine kafası basmadı!
Fenerbahçe bir kez daha hücum edemez hale gelince İsmail Kartal'a faturayı Mehmet Batdal kesti. Mehmet Topuz'un, Fenerbahçe'de asla yerinin olmadığı da bu golde bir kez daha belgelendi...
İsmail Kartal, Webo'yu oyuna alması gerektiğini ancak golü yedikten sonra düşünebildi, fakat iş işten geçmişti. Webo daha topa dokunmadan Mehmet Batdal ikinciyi de attı ve oyunun fişini çekti...
Aykut Kocaman ve Ersun Yanal'ın toplamda 4 yıl yardımcılığını yapan İsmail Kartal deneyimli bir ikinci adam olabilir, güzel antrenman yeleği dağıtabilir, iyi kuka dizebilir ama Fenerbahçe'de asla teknik direktörlük yapamaz ve yapmamalıdır. İddia ediyorum, Fenerbahçe'yi 5 yıl daha çalıştırsın Galatasaray veya Vodafone Arena'ya taşınacak olan Beşiktaş'ın futbol şubeleri kapanmadığı sürece tek şampiyonluk elde edemez...
Başkan Aziz Yıldırım'a gelince... Yıldırım, 4. yıldız ve 1 milyon üye sezonunda Ersun Yanal'ı gönderip, İsmail Kartal'ı göreve getirerek, baltayı fena halde taşa vurmuştur. Sezon başında "Başarı İsmail hocanın, başarısızlık benimdir" dediği için de artık gereğini yapmalıdır. Başkanlığa yeniden aday olduğuna göre ne işe yarar bilmiyorum ama gördüğü 9. Galatasaray şampiyonluğu için en azından camiasından samimi bir şekilde özür dilemelidir...