A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş pazartesi günü internet üzerinden düzenlediği basın toplantısında Arda Turan'la ilgili soruya şu cevabı vermişti:
"Arda Turan çok beğendiğim, Türkiye'nin en iyi oyuncularının başında gelir. Ama maalesef onun da bizim de istemediğimiz şekilde bir düşüşe geçti. Yeniden küllerinden doğmak istiyor ve bu gayretini görüyoruz. Eğer başarılı olursa, bizim ihtiyacımız olursa ve bu sorumluluğu taşıyacak durumdaysa hiçbir oyuncuya kapıyı kapatamayız. Zaten hizmetleri olmuştur. Başarılarını da ispatlamış. İnşallah takımında iyi oynar. Biz de ihtiyacımız olduğu zaman değerlendiririz."
* * *
Adı bende saklı bir arkadaşım, Şenol Güneş'le Beşiktaş'ta üç yıl birlikte çalıştı. Güneş'ten önce ayrıldı, farklı sulara yelken açtı...
Birkaç yıl önce Antalya'da bir kamp ortamında bir araya gelmiştik. "Şenol hocayla aran nasıldı" diye sorduğumda aynen şunları söylemişti:
"Abi hiç sorma! Kulüpte ne iş yaptığımı üç yıl boyunca anlatamadım kendisine. Anlamadı, anlamak istemedi bir türlü. Olmadı, yıldızımız hiç barışmadı. Ben zaten ayrılmayı kafaya koymuştum. Sonra güzel bir fırsat çıktı ve ayrıldım kulüpten..."
Arkadaşım ayağının kaydırıldığını açıkça söylemese de anlattıklarının anlamı ortadaydı. İşin özeti, Güneş çarpmıştı kendisini!..
Malzemeciden, çimciye kadar futbol takımına hizmet veren emektar personelin çektiklerini de başkalarından dinledim ama her neyse...
* * *
Benim ne Şenol Güneş'le ne de Arda Turan'la bir alışverişim var...
"Aman hoca telefonuma çıkmaz... Aman Arda selamı, sabahı keser" gibi bir endişem de yok.
Yani...
Yanlışa yanlış, doğruya doğru...
Galatasaray ve Fatih Terim'in, Arda Turan'a kapıyı açması özel hukukun konusudur. Doğrudur, yanlıştır, herkes farklı düşünebilir ama sadece Galatasaray'ı ilgilendirir...
Fakat konu A Milli Takım ise herkes topa girer, kabul edilemez tercihler tüm ülkenin meselesi haline gelir...
Şenol Güneş'in öncelikle şunu çok iyi anlaması gerekir... A Milli Takım, istediğiniz herkesi davet edebileceğiniz bir kulüp takımı değildir. Yazılı olmayan kuralları, gelenekleri, prensipleri vardır. 83 milyonun ortak değeridir, gözbebeğidir...
Metin Oktay'ın, Lefter'in, Baba Hakkı'nın, Can Bartu'nun ay-yıldızlı formasını kafanıza göre herkese giydiremezsiniz.
Merih Demiral, Çağlar Söyüncü, Hakan Çalhanoğlu, Kaan Ayhan, Mert Günok, Ozan Tufan, Cenk Tosun gibi cesur yüreklere; Cengiz Ünder, Zeki Çelik, Ozan Kabak, Enes Ünal, Yusuf Yazıcı ve Kenan Karaman gibi örnek gençlere vermek zorundasınız o formayı...
Misal Fransızlar, Avrupa'yı kasıp kavurduğu yıllarda, Benzema gibi bir golcünün yüzüne, milli takım kapılarını bir daha açmamak üzere kapattılar. "Sportif başarı, Fransa Milli Takımı'na seçilmek için gerekli ancak yeterli değildir. Beraberliği bozmayan davranışlar sergilemek, örnek olabilmek de dikkate alınan özelliklerdir" diyerek, kestirip atmışlardı meseleyi...
* * *
Şenol Güneş ise bugünlerde Arda Turan hakkında konuşurken; küllerden, gayretten, geçmişten, hizmetten, ihtiyaçtan, kapıdan, bacadan bahsediyor... Haziran 2017'de A Milli Takım uçağında yaşanan malum hadise sonrası Barcelona'nın antrenmanlara bile çıkarmadığı bir oyuncuya yeniden ay-yıldızlı formayı giydirmenin zeminini hazırlıyor...
Ve bizim aklımıza, "Türkiye'de her şey olursunuz, rezil olamazsınız" sözü geliyor, sizin adınıza utanıyoruz...