Türk futbolundan Cüneyt Çakır geçti
Cüneyt Çakır, Gaziantep'te geçen hafta Türkiye ile Çekya arasında oynanan dostluk maçının 5. dakikasında son düdüğünü çaldı ve 28 yıllık hakemlik kariyerini noktaladı...
Sahadaki oyuncularla tek tek kucaklaşan Çakır daha sonra orta sahaya yürüdü ve taraftarlara da veda etti. Bu sırada tribünlerden, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sesleri yükseldi. Son derece duygusal anlar yaşayan deneyimli hakem ağlamamak için kendini zor tutuyordu, belki de ağlıyordu...
Dile kolay tam 1679. maçıydı...
Şampiyonlar Ligi'nde final (2015) yöneten ilk Türk hakemi oldu, tarih yazdı.
Şampiyonlar Ligi'nde tam 6 kez yarı final yönetti.
FIFA Dünya Kupası'nda iki defa (2014 ve 20218) görev yaptı. 2018'de yarı final yönetti, yine tarihe geçti.
Avrupa Şampiyonası'nda tam üç turnuvada düdük çaldı.
2012'de FIFA Kulüpler Dünya Kupası finalini yönetti...
* * *
Gerçekten inanılmaz bir kariyer, tam bir gurur tablosu.
Belki de bir daha hiçbir Türk hakem böyle bir kariyere ulaşamayacak. Hatta yanından bile geçemeyecek.
Uluslararası arenadaki tarihi başarıları ve Türkiye'nin ismini dünyanın dört bir yanında duyurduğu için teşekkür etmeliyiz Cüneyt Çakır'a...
Peki, Gaziantepli futbol severlerin ifade ettiği gibi Türkiye'nin tamamı Çakır'la gurur duyuyor mu sahiden?
Bu soruya bir çırpıda "evet" diyebilmek hiç kolay değil maalesef...
Malumunuz, Cüneyt Çakır'ın "yurt dışı" ve "yurt içi" performansı uzun yıllar hep tartışma konusu olmuştur. Şampiyonlar Ligi'nde final yönetirken bile Süper Lig'deki performansı ve hakemlik yetenekleri sorgulanmış, daima gizli ajandaları olduğu ileri sürülmüştür...
Avrupa'da düdük çalan elit kategorideki meslektaşları gibi, en kritik maçların, en güvenilir hakemi olması gerekirken...
Türkiye'de en kritik maçların, en tartışmalı hakemi olarak birçok kez adından söz ettirmiş ve ağır eleştirilerin hedefi olmaktan kurtulamamıştır...
* * *
Oysa Cüneyt Çakır'ın üç büyükler karnesine baktığınızda tam bir denge görürsünüz. Fenerbahçe'nin 61, Galatasaray'ın 60, Beşiktaş'ın 56 maçını yönetmiştir. Fenerbahçe, Çakır ile 31 galibiyet alırken, Galatasaray 30, Beşiktaş 29 kez galip gelmiştir. Fenerbahçe, Cüneyt Çakır yönetiminde 12 beraberlik, 18 yenilgi almış. Çakır'la Galatasaray 14 beraberlik, 16 yenilgi, Beşiktaş ise 11 beraberlik, 16 mağlubiyet yaşamış...
Bu tablo istatistik açıdan Cüneyt Çakır'ın üç büyüklere aynı mesafede olduğunu gösteriyor. Ancak genel fotoğraf böyle olsa da özellikle Fenerbahçeliler için Cüneyt Çakır isminin çok farklı boyutları ve travmatik anıları bulunuyor...
Bazılarını hatırlayalım...
Hafızalara kazınan, Semih Şentürk ve Moussa Sow'un gollerini iptal etmesi çok tartışmalıdır, hatta haklı olduğu noktalar da vardır.
Ancak örneğin 2019'daki Bursaspor deplasmanında Aytaç'ın son dakika golünden önce Valbuena'ya yapılan net faulü ve goldeki açık ofsaytı, VAR'dan izleyip buharlaştırmasını kabul etmek mümkün değildir.
* * *
Cüneyt Çakır'ı benim gözümde sıfırlayan maç ise 22 Ekim 2017'de Seyrantepe'de oynanan Galatasaray-Fenerbahçe derbisi olmuştur. Bu maça kadar zaman zaman ciddi hatalar yapsa da Çakır'ın önemli bir hakem olduğunu düşünüyordum fakat golsüz biten derbide gördüklerim bütün düşüncelerimi değişirdi...
Maçın 24. dakikasında Denayer orta alanda Janssen'e öyle korkunç bir faul yaptı ki hatırladıkça hala tüylerim diken diken oluyor... Denayer, çift tabanla ve uçarak Janssen'in bileklerine çok ama çok ağır bir darbe indirdi ve pozisyon Cüneyt Çakır'ın tam gözünün önünde gerçekleşti. Ancak Çakır her şeyi tüm çıplaklığıyla görmesine rağmen gayet sakin bir şekilde Denayer'e sarı kart gösterdi. Yediği uçan tekmenin acısıyla adeta kamyon çarpmışa dönen Janssen yerde kıvranırken, Denayer sanki rakibini formasından çekmiş gibi sadece sarı kart görüp savunmadaki yerine geçmişti...
Pozisyonu hatırlamayanlar lütfen internetten bulup izlesinler... Dünya üzerinde bu korkunç darbeye karşılık Denayer'e şak diye kırmızı kart çıkarmayacak bir hakem olmadığını göreceklerdir.
* * *
Bu maç kişisel olarak dönüm noktamdır. Derbide net bir şekilde gördüm ki, Türk futbolunun en büyük problemi hakemlerdir.
Sahada adaleti sağlayamayan, oyunun güzelleşmesine hiçbir katkı sunmayan, sahtekar topçulara prim tanıyıp, işini iyi yapmaya çalışanı cezalandıran ikinci sınıf hakemlerin yönettiği bir ligde birinci sınıf futbol oynanamaz ve yıllardır da oynanmıyor zaten.
Cüneyt Çakır işte bu garip futbol düzeninin en karmaşık isimlerinden biriydi ve yeşil sahada kimse onun bileğini bükemedi... Ne başkanlar, ne teknik direktörler, ne futbolcular geldi geçti, Çakır'ı kimse deviremedi. O hep yoluna devam etti...
Uzun lafın kısası, Türkiye-Çekya maçında Gaziantep Kalyon Stadı'nı dolduran futbol severler, "Türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratıyla uğurlasa da Cüneyt Çakır'ı, işin aslı öyle değil.
Fenerbahçeliler başta olmak üzere Türkiye'nin yarısı, dünya çapındaki başarılarına rağmen Cüneyt Çakır'la gurur falan duymuyor, aksine onun bu geciktirilmiş vedasından mutluluk duyuyor.
Beyinlere kazınan acı hatıraları, belki de el değiştiren şampiyonlukları bir kalemde silip atmak kolay mı? Kim kapatacak hala açık olan bu yaraları?