Süper Lig’in 13. haftasına Trabzonspor’un, Eskişehirspor karşısında aldığı 3-0’lık ağır yenilgi damgasını vurdu.
Bu mağlubiyeti, Teknik Direktör Şenol Güneş gibi, “Yediğimiz ilk gol oyunun kopmasına neden oldu. Arzumuz iyiydi, ancak kontrol ve disiplin yoktu” ifadeleriyle açıklamaya çalışmak, kolaylıkla 0-4, 1-5 hatta 2-6 olabilecek maçı anlatmaya yetmiyor. Sezon başından bu yana, UEFA Avrupa Ligi ve Süper Lig’de 15 resmi sınava çıkan ve 13 gol atabilen bordo-mavili takımın maç başına gol ortalaması kadrodaki 12 yabancı oyuncuya rağmen sadece 0,86 ise Eskişehirspor yenilgisinin arkasında çok daha ciddi problemler var demektir.
Bu sorunların başında şike süreciyle ilgili beklentilerin sürekli gündemde tutulması geliyor. Hukuki mücadele doğaldır ama kulüpteki herkes saha dışına odaklanınca, transfer başta olmak üzere takımla ilgili yanlışlar ağır faturalar olarak bir bir ortaya çıkıyor. Maddeler halinde sıralayalım...
1 3 Temmuz 2011’den, Eskişehir maçının oynandığı 26 Kasım 2012’ye kadar haftada 3 defa Başkan Sadri Şener veya bordo-mavili bir yöneticinin ağzından, “kupamızı istiyoruz” sözleri döküldü. Şenol Güneş de bu söyleme sayısız kez katıldı. Fenerbahçe ile oynanan son maçın ardından, “Eğer ortada bir katil ve bir ölü varsa, katilin cezasını verip, ölüyü de gömeceksiniz” diyerek, dikkatleri yeniden saha dışına kaydırdı. Trabzonspor hemen ertesi hafta sahasında Mersin’e 2 puan kaptırdı.
2 Güneş’in geçtiğimiz Mayıs ayının son haftasında Güney Kore’ye yaptığı ziyaret, teknik adam ile yönetim kurulu arasındaki fikir ayrılıklarını gün yüzüne çıkarmıştı. Güneş’in, Uzakdoğu’dan sık sık gönderdiği “ayrılık” temalı mesajlar, bordo-mavili camiada gereksiz bir gerilime yol açtı. Yönetim, Şenol Güneş’in takımla ilgili tüm taleplerini karşılama güvencesi vererek krizi tatlıya bağladı, ama vaatler büyük ölçüde yerine getirilmedi.
3 Selçuk İnan, Engin Baytar ve Ceyhun Gülselam’dan sonra Gol Kralı Burak Yılmaz’ın da Galatasaray’a kaptırılması, Başkan Şener başta olmak üzere yönetime karşı ciddi bir tepkinin oluşmasına yol açtı. Şener, Burak’ın en kötü ihtimalle 5 milyon euro getirerek, Avrupa’ya gideceğini düşünüyordu, ama Galatasaray tehdidini hafife almanın bedeli ağır oldu.
4 Burak’ın hiç de sürpriz olmayan vedasına rağmen golcü transferi bir türlü yapılmadı. Başkan Şener’in, Danimarka’da el sıkıştığı Kopenhag’ın golcüsü Dame N’Doye son dakikada Lokomotiv Moskova’ya kaptırıldı. Senegalli forvet, Rusya Ligi’nde şimdiye kadar oynadığı 12 maçta 7 gol atarak, kaçan balığın büyük olduğunu gösterdi.
5 N’Doye transferi son anda suya düşünce Porto’dan Marc Janko ile sözleşme yapıldı, ancak kariyeri düşüşe geçen Avusturyalı golcü geride kalan dönemde beklentilere yanıt veremedi.
6 Sol Bamba transferinde büyük ölçüde isabet sağlandı, ama Marc Janko gibi inişe geçen Emerson da hayal kırıklığı yarattı. Üç yeni yabancıyla birlikte kadrodaki lejyonerlerin sayısı 12’ye yükseldi. Bu durum, tarihindeki tüm büyük başarılarına yerli oyuncularla ulaşan Trabzonspor’un transfer planlamasındaki faturası kabarık hataları, net bir biçimde gözler önüne serdi.
7 Yaşadığı ağır sakatlıklar yüzünden takıma katkı yapamayan Robert Vittek’le ilgili kriz bir türlü çözülemedi. Güneş’in kadrosunda görmek istemediği Marek Cech’le de yollar ayrılamadı. Bu oyunculara ödenen paralar sürekli tartışma konusu oldu.
8 Alanzinho gibi şans bulduğu hemen her maçta faydalı olan önemli bir yetenek küstürüldü. Golcü Henrique’den hiç verim alınamadı. Bonservisine 5 milyon 250 bin euro ödenen Adrian’ın katkısı da çok sınırlı kaldı.
9 Eskişehir maçında hiçbir problemi bulunmayan yabancılar Zokora, Alanzinho, Henrique ve Cech kadroda yoktu. Volkan Şen, Aykut, Mustafa Yumlu ve Barış da 18’de yer almadı. 4’ü yabancı, 4’ü yerli toplam 8 futbolcunun tribüne gönderilmesi kadro kalabalığının acı faturası olarak kendini gösterdi.
10 Volkan Şen’le ilgili problemler bitmek bilmedi. 3,6 milyon euro bonservis ödenerek alınan genç oyuncu kısa sürede gözden düştü. Volkan transferi de tıpkı verimsiz yabancılar gibi Başkan Şener ve Şenol Güneş’in hanesine “eksi” olarak yazıldı.
Maddeleri çoğaltmak mümkün ama son 6 ayda Trabzonspor’da yaşananların özeti böyle. Yönetim ve Şenol Güneş’i devre arasında ağır bir ev ödevi bekliyor. Verimsiz yabancıların en az 4-5’i ile yollar ayrılır, kadro 22-23 oyuncuya düşürülürse, yeni transfer yapılmadan takım daha güçlü hale getirilebilir.
TAKIM
ESKİŞEHİRSPOR
10 kişilik Fenerbahçe’yi elinden kaçırmanın acısını Trabzonspor’dan çıkardı. Avni Aker’de kırmızı-siyahlı takımın tüm çarkları kusursuz çalıştı. Kamara ve Necati’nin golleri takım oyununun eseriydi, Servet’in sayısı ise takımdaki herkesin kazanmayı ne kadar çok istediğini belgeledi.
PORTRE
FELİPE?MELO
GALATASARAY
Manchester United maçında sezonun en iyi futbolunu oynayan Brezilyalı,
Elazığ’da, Muslera’nın görevine soyundu. Göksu’nun penaltısını kurtarırken, Uruguaylı takım arkadaşını kıskandıracak kadar çevikti, hem haftaya hem galibiyete damgasını vurdu.
HOCA
ERSUN?YANAL
ESKİŞEHİRSPOR
Tek deplasman galibiyetini 31 Ağustos’ta Mersin’de alan Eskişehirspor’un 3 ay sonra Trabzon’da gövde gösterisi yapmasında başrolü oynadı. Bordo-mavili takımın orta saha kurgusundaki hatayı çok iyi değerlendirdi, kaliteli ayakları sürekli rakip kaleye göndererek istediğini fazlasıyla elde etti.
HAKEM
ÖZGÜR?YANKAYA
S.B.ELAZIĞ-GALATASARAY
Bu sezon Süper Lig’deki 8. maçını Elazığ’da yöneten Özgür Yankaya yine başarılı bir performans sergiledi. Oyunda tansiyonun yükselmesine izin vermedi, düdüklerini zamanında ve yerinde üfledi. Son dakikalarda çaldığı penaltı ve Muslera’ya çıkardığı kırmızı da cesaret işiydi.