Tüm Fenerbahçeliler adına geçen haftaki yazımda Ersun Yanal'a zor sorular sormuş, akıl almaz hatalarını sıralamış, Galatasaray derbisinin her şeyin sonu olabileceğini anlatmaya çalışmıştım... Olası mağlubiyetin, Kadıköy'deki 20 yıllık yenilmezlik serisinin yanı sıra şampiyonluk iddiasını da bitireceğini ifade ederek, "tehlikenin farkında mısınız" demiştim... Neticede hoca yine bildiğini okudu, 20 yıllık zincir sonunda koptu, Fenerbahçelilerin gecesi ve sezonu zehir oldu.
Sizi bilmem ama özellikle son 4 maçta olan biteni hiç normal bulmuyorum. Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor, garip şüpheler kafamı kurcalayıp duruyor.
Peki ne demek istiyorum, örneklerle konuyu açalım...
Sizin için çok hayati olan bir davayı basit hatalar yaparak kaybeden avukata ikinci kez gider misiniz?
Midenizde neşter unutan cerrahla bir daha işiniz olur mu?
Koltuğunuzu suntadan, masanızı alçak, sandalyenizi yamuk yapan bir mobilyacıya bir sipariş daha verir misiniz?
Yanlış yoldan gidip doğru adrese varmaya çalışmak, aynı hataları tekrar tekrar yaparak farklı sonuçlar elde etmeyi beklemek akıllı insanların işi olmasa gerek. Zaten Ersun Yanal'ın son 4 maçta yaptıklarına da kimse akıllı işi diyemez. Futbolun doğruları ve aklın gerekleriyle adeta alay eden Yanal; 3 yenilgi, 1 beraberlik aldıkları son 4 maçta bir çuval inciri berbat etti...
Jailson'a duyduğu olağanüstü güven mahvetti onu. Bir de geçmişte PSG forması bile giyen Mevlüt'ü golcü yerine dahi koymaması...
Jailson son 4 maçın hepsinde ilk 11'de sahaya çıktı. Trabzon'da Sörloth ilk golü atarken Jailson başka alemlerde geziyordu, gözünü açtığında Fenerbahçe 1-0 geriye düşmüştü. Alanyaspor maçında 2 penaltı birden yaptırdı, kaybedilen 2 puanda başrolü oynadı. Ancak hocası öyle 2 penaltıyla falan ondan vazgeçecek bir adam değildi, Ankaragücü deplasmanında da formayı kendisine teslim etti. Tabii Jailson da gereğini yaptı, her iki golde de 'genel izleyici' rolünü kusursuz oynadı...
Jailson'un Galatasaray derbisinde yedek oturacağını veya cezalı Gustavo'nun yerine orta sahada görev yapacağını düşünenler tıpkı benim gibi fena halde yanıldı. Çünkü Ersun Yanal'ın kafasında yine müthiş fikirler vardı, stoper yeteneklerini bizzat keşfettiği Jailson'a yine 11'de şans tanıdı, öğrencisi de tüm isteklerini harfiyen yaptı. Derbiyi bir penaltı ve bir gol öncesi refakatçilik görevi ile tamamladı, yine ayakta alkışlandı!..
Ersun Yanal'ın Mevlüt'le ilgili icraatları en az Jailson kadar trajikomik ve dramatik oldu. 20. hafta Trabzonspor'a yenildikleri maçta 32. dakikada 2-1 geriye düşmelerine ve kalan sürede gol atmak dışında her şeyi yapmalarına rağmen Mevlüt'ü oyuna hiç almadı. Alanyaspor ile 1-1 berabere kaldıkları maçta Max Kruse 53. dakikada skoru eşitlemişti. 46'da Deniz, 83'te Dirar oyuna girdi. Mevlüt oyuna dahil olduğunda ise dakikalar 90+2'yi gösteriyordu!
Ankaragücü'ne 2-1 kaybedilen maçta 46'da Emre, 66'da Ferdi oyuna girdi. Mevlüt sahaya ayak bastığında bitime 16 dakika kalmıştı. Ersun Yanal son Galatasaray derbisinde de Mevlüt'e güvenmedi. Oysa ne gariptir ki en son 9 ay önce ilk 11'de forma verdiği Tolgay'la maça başlamakta hiçbir sakınca görmemişti! Galatasaray 80'de Falcao'nun penaltı golüyle 2-1 öne geçerken, 81'de Mevlüt oyuna girdi. Zaten tam da onun vaktiydi!..
Derbide yüzde 100 ilk 11'de yer alması gereken Mehmet Ekici ise 88'de Yanal'ın aklına geldi...
Bakın, kim ne derse desin, Ersun Yanal'ın Jailson ve Mevlüt'le ilgili icraatları asla kabul edilemez cinsten yanlışlardır. İddia ediyorum, Yanal'dan başka performans ve form olarak bu kadar dibe vuran Jailson'a ısrarla 11'de forma verecek bir teknik adam daha bulamazsınız. İsterseniz Kanada'dan, Avustralya'ya kadar her ülkeyi her ligi tarayın böyle bir hocaya rastlayamazsınız. Yanal'ın Mevlüt'e yaptıklarını yapacak bir başka teknik adamla karşılaşmanız da mümkün değil...
Uzun lafın kısası; bir ihtimal daha var, o da sabotaj mı dersiniz?
Tarihi felakete, taraftarın haklı isyanına, henüz 23. haftada şampiyonluk şansının çok büyük ölçüde kaçırılmasına ve sözleşmesi 31 Mayıs'ta bitecek olmasına rağmen yönetimi rahatlatmak adına istifa etmiyorsa, kimse kusura bakmasın ama benim aklıma farklı şeyler gelir. 3-4 maaş için böyle bir şey yapmayacağını düşünmek istesem de mevcut tablo çok rahatsız edici...
Başkan Ali Koç'un derbi gecesi acil istifasını isteyerek veya tek taraflı fesihle bu işi mutlaka bitirmesi lazımdı. Neticede Ersun Yanal'ın bu saatten sonra kaos ve huzursuzluktan başka Fenerbahçe'ye verebileceği hiçbir şey kalmadı...