Fenerbahçe'nin Trendyol Süper Lig'de oynadığı son 5 maça kısaca bakalım;
Gaziantep (D): 0-1
Samsunspor: 1-1
Başakşehir D): 0-1
Ankaragücü: 2-1
Antalyaspor: 0-2
Fenerbahçe 4 galibiyet, 1 beraberlik aldığı son 5 maçın tamamında hem skor hem de oyun olarak zorlandı. Gaziantep'i 81. dakikada İrfan Can'ın attığı golle yendi sarı-lacivertliler. Kadıköy'de 1-1 biten Samsunspor maçında 12. dakikada yine İrfan Can'ın golüyle üstünlüğü yakalamalarına rağmen galip gelemediler.
Başakşehir deplasmanında galibiyet golünü 90+4'te penaltıdan Batshuayi attı. 2-1 kazanılan Ankaragücü maçı nispeten rahattı ama son dakikalar yine sıkıntılı geçti.
Fenerbahçe son olarak Antalyaspor deplasmanında Cengiz Ünder ve Batshuayi'nin golleriyle 2-0 galip gelse de puan kaybının eşiğinden döndü. Buksa son anlarda Livakovic'e takılmasa maç 1-1 bitebilirdi. Yine Livakovic, Gaziantep'te Draguş'un 90+8'deki volesinde müthiş bir kurtarışa imza atmasa bu maç da puan kaybıyla sonuçlanabilirdi.
İşin özeti; Fenerbahçe son 5 maçta ciddi bir bitiricilik sorunu yaşadı. Gol pozisyonu, şut, atak sayısı, rakip ceza sahasında topla buluşma ve gol beklentisi gibi hücum istatistiklerinde problem yoktu fakat son 5 maçta sadece 7 gol atabildi sarı-lacivertliler. Müsabaka başına gol sayısı 1,4'e düştü. Ligdeki ilk 19 maçın ortalaması ise 2,9 olarak kayıtlara geçmişti...
Son 5 maçın çok önemli bir ortak paydası da var; kaptan Edin Dzeko bu maçların tamamında ilk 11'de yer aldı ve en az 70 dakika sahada kaldı. Ancak deneyimli futbolcu bu maçların hiçbirinde gol atamadı. Hatta yararlanamadığı çok sayıda gollük pozisyonla eleştiri oklarının hedefi de oldu...
Dzeko'nun santrfor kalitesi, tecrübesi ve kazanma arzusu bana göre tartışmaya kapalı. Fakat kaptan 37 yaşında ve düşündüklerini uygulamakta zaman zaman bir hayli zorlanıyor. Gol pozisyonlarındaki son vuruş kalitesi de artık geçmişte olduğu kadar yüksek değil...
Dzeko forma giydiği 23 lig maçında 16 gol attı. Maç başına gol ortalaması 0,69... Gol atamadığı son 5 maçı hesaba katmazsak ilk 18 karşılaşmada maç başına 0,88 gibi çok iyi bir ortalama yakalamıştı.
Dzeko bu ortalamayı yeniden yakalarsa Fenerbahçe şampiyonluk yarışında yoluna emin adımlarla devam eder. Ancak Dzeko'nun gol suskunluğu uzar veya maç başına gol ortalaması 0,50'nin de altına düşerse sarı-lacivertliler için hedefe ulaşmak çok kolay olmaz...
Fenerbahçe elbette tamamen Dzeko'ya endeksli bir takım değil. Batshuayi, Szymanski, Tadic, İrfan Can ve Cengiz gibi farklı skorer isimleri de var sarı-lacivertli takımın. Fakat Dzeko, Fenerbahçe'nin amiral gemisi gibi. Takımın net lideri ve hep önde, hep güçlü ve hep yol gösterici olmalı...
Crespo ve Bartuğ'un beklenmedik biçimde takımdan ayrılmalarının yanı sıra sakat Fred'in bir ay daha sahalardan uzak kalacak olması yüzünden pencere kapanmadan bir orta saha transferi istiyor Fenerbahçeli taraftarlar. Orta sahaya takviye yapılması gerektiği fikrine ben de katılıyorum ancak hücumda yaşanan tıkanma nedeniyle golcü transferi daha kaçınılmaz görünüyor.
Galatasaray'ın hücum hattını Carlos Vinicius gibi önemli bir golcüyle güçlendirmiş olduğu da düşünülürse Fenerbahçe'nin santrfor ihtiyacı biraz daha belirginleşiyor. Çok sürpriz şekilde kadroya geri dönen ve lisansı da çıkarılan Tiago Çukur'la veya gündemdeki Serdar Dursun'la hücum hattının büyük bir güç kazanabileceğini sanmıyorum. Evet Serdar çok deneyimli ve takımı tanıyan bir oyuncu ancak son düzlükte şampiyonluk ipini ecel terleri dökmeden göğüslemek için o bölgeye kalitesi tartışılmayacak bir golcü lazım.
Tıpkı Bonucci, Çağlar ve Krunic gibi çok kısa sürede katkı verecek bir oyuncudan söz ediyorum...
Haziran ayındaki olağan genel kurulda görevini bırakacağını açıklayan Sayın Başkan Ali Koç şampiyonlukla veda edebilmek için bu son transferi de mutlaka yapmalı. Çok istediği şampiyonluğu şansa bırakmamak ve 10 yıl sonra Fenerbahçeli taraftarların yüzünü gerçekten güldürmek adına kalitesi yüksek bir golcüyü Kadıköy'e getirmeli...