Ghelamco Arena’da geçen perşembe oynanan ilk maç, göğüs göğüse bir çarpışmaya sahne olmuştu adeta. Müsabaka boyunca hız kesmeyen sağanak yağmur zemini kurşun gibi ağırlaştırırken, Karzev’in de henüz ilk dakikalarda sakatlanması temsilcimizi bir hayli zorlamıştı. Ancak Başakşehir, bildiğimiz Başakşehir’di ve sonuna kadar mücadele ederek sahadan 1-1’lik skorla ayrılıyordu...
Dün akşamki koşullar ise bambaşkaydı. Avrupa Konferans Ligi’nde çeyrek finale çıkmak için heyecanla beklenen rövanş maçı nefis bir hava ve zeminde oynandı. Başakşehir adına her şeyin çok daha güzel olacağını düşünürken, ilk yarıda neye uğradığımızı şaşırdık, sahada gördüklerimize inanmakta güçlük çektik. Şoke olduk, buz kestik...
ke olduk, buz kestik... Oysa maça istekli başlamıştık. İlk 15-20 dakikadaki oyun da tur için umut vericiydi. Ancak Gent kontrolü bir anda ele geçirdi ve goller yağmur gibi geldi. Ara transferin son günü 3,3 milyon euroya Stabaek’ten aldıkları 20 yaşındaki Nijeryalı Orban, inanılması güç ama 4 dakikada hat-trick yaptı. Cuypers farkı dörde çıkardığında dakikalar daha 37’yi gösteriyordu! İkinci yarı formaliteden başka bir şey olmayacaktı. Çeyrek final hatta daha fazlasını hayal eden Başakşehir, Avrupa’da yolun sonuna gelmişti...
lun sonuna gelmişti... İyi ama grubunu lider bitiren, Fiorentina’ya tek devrede 3 gol atan Başakşehir ne oldu da Gent’ten 6 dakikada 4 gol yiyen bir takıma dönüştü? Takımın en önemli oyuncusu Ndayishimiye’nin ara transferde 11,5 milyon euroya Nice’e satılmasıyla veya onun bıraktığı büyük boşluğun doldurulmamasıyla açıklayamayız bu tabloyu. Gent’ten fark yiyen Başakşehir, Süper Lig’deki son 3 maçı da tek gol atamadan kaybetti. Turuncu-lacivertliler 1,5 aydır “tükenmişlik sendromu” yaşıyor sanki.
Emre Belözoğlu’nun milli arada takımı toparlaması, öne eğilen başları yeniden havaya kaldırması lazım. Başka türlü bu lig bitmez, bu çile çekilmez...