Levent Kalkan

Levent Kalkan

leventk@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

A Milli Takım'ın geçtiğimiz cuma akşamı Ermenistan'la oynadığı EURO 2024 eleme grubu maçını kalabalık bir medya grubuyla birlikte Eskişehir'de izledik. Türkiye Futbol Federasyonu'nun nazik davetiyle 35-40 kişilik medya ekibi olarak İstanbul'dan sabah otobüsle yola çıktık, yaklaşık 4 saat sonra Eskişehir'e ulaştık.
Başta duayen ağabeyimiz Attila Gökçe olmak üzere çok değerli isimler vardı araçta. Attila ağabeyin liderlik ettiği keyifli sohbetler sırasında laf lafı, konu konuyu açtı, espriler havada uçuştu, zaman su gibi aktı ve bir çırpıda karşılaşmanın oynanacağı Eskişehir'deydik...
Kentin meşhur restoranlarından birinde öğle yemeği yedik. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi medya mensuplarını kapıda karşıladı, herkese yakın ilgi gösterdi. Yemeğin hemen ardından sohbet toplantısı da gerçekleştirdik Sayın Başkan'la. Kısa, orta ve uzun vadeli projelerini detaylarıyla anlatan Mehmet Büyükekşi, A Milli Takım'a yazılı ve görsel medyada daha fazla yer verilmesi gerektiğini ifade etti. Ülkede milli maç atmosferi oluşturulması ve milletçe kenetlenme adına medyadan hassasiyet beklediklerinin altını çizdi. Bu, üstü kapalı bir sitemdi ve Büyükekşi çok haklıydı...
Sohbet bitti, otele geçtik. Saat 20.00'de maç için yola çıktık. Biz henüz stada ulaşmadan kadrolar açıklandı. Merih Demiral, Çağlar Söyüncü ve Cenk Özkacar'ın ilk 11'de olduğunu görünce arkamdaki koltukta oturan meslek büyüğüm Gürcan Bilgiç'e dönüp, "Galiba üçlü oynuyoruz ağabey" dedim. Elimdeki telefonu aldı, kadroyu inceledi, "Bence Cenk sol bek" dedi. Yan koltukta oturan Haldun Domaç ağabey de Gürcan ağabeye katıldığını, Cenk'in büyük ihtimalle sol bekte görev yapacağını ifade etti.
İlk düdük öncesi futbolcular sahaya dağıldığında üçlü savunma oynamadığımızı, Cenk'in sol bek olduğunu gördük. Maça ilişkin içimdeki endişeler o an biraz daha arttı, kafam ve duygularım karışıktı. Çünkü teknik direktörümüz Stefan Kuntz maalesef yine şapkadan tavşan çıkarmaya çalışmaktaydı.
Hayatı boyunca bir kez olsun sol bekte görev yapmamış 22 yaşındaki Cenk'in böylesine kritik bir maçta savunmanın solunda görevlendirilmesi açık söyleyelim tam bir çılgınlıktı. Kuntz maçı kazanmamız ve stoper Cenk'in sol bekte başarılı olması halinde alacağı muhtemel övgüleri hesap ediyor olmalıydı. Oysa madalyonun bir de diğer tarafı vardı...
Kötü günündeki Cengiz Ünder'in 98 dakika sahada kalması, Abdülkerim Bardakçı'nın hiç şans bulamaması, Barış Alper Yılmaz'ın santrfor oynatılması, Bertuğ Yıldırım'ın 80'de oyuna girmesi, Cenk Tosun'un kadroya bile çağrılmaması gibi konular çok konuşuldu, çok tartışıldı. Ben bu noktada sol bek pozisyonu için ismi neredeyse hiç gündeme gelmeyen ve adeta unutulan bir oyuncudan söz etmek istiyorum:
O oyuncunun ismi Levent Mercan...
Andrea Pirlo geçen yıl kasım ayında 2022 Dünya Kupası için Süper Lig'e verilen arada orta sahadan sol beke kaydırmıştı Levent'i. Başlarda biraz zorlansa da haftalar ilerledikçe yeni görev bölgesine ısınan genç oyuncu performansını hızla yükseltti ve kısa sürede ideal bir sol beke dönüştü. İtiraf edeyim ilk önce Pirlo'nun saçmaladığını düşünmüştüm ama Levent'in kısa sürede ulaştığı seviyeyi görünce çok takdir ettim İtalyan efsaneyi...
Altyapı eğitimini Almanya'da alan ve 2 yıl önce Schalke'den Karagümrük'e gelen Levent Mercan henüz 22 yaşında olmasına rağmen takım kaptanlığına getirildi. Bıraktığı yerden devam eden Levent bu sezon 4 maçta da sol bek oynadı ve hep 90 dakika sahada kaldı. Süper Lig'in en genç, en çok gelecek vadeden ve en başarılı sol beklerinden biri olduğu konusunda sanırım herkes aynı fikirdedir.
Üstelik Levent Mercan, Almanya U-19 ve U-20 milli takımlarında oynamıştı. Yani Almanya U-21'in eski hocası Stefan Kuntz'un gayet yakından tanıdığı bir oyuncu.
Sakatlıkları bulunan Ferdi Kadıoğlu ve Eren Elmalı'nın yokluğunda Levent Mercan gibi genç, formda ve başarılı bir sol bekin kadroya bile davet edilmemesini anlamakta çok zorlanıyorum. Üstelik Levent, A Milli Takım'da görev yapmak için adeta yanıp tutuşan bir oyuncumuz.
Eminim aynı dili konuştuğu Stefan Kuntz'un telefonunu dört gözle beklemiştir. Kadroda olduğunu, Ermenistan maçında 11'de sahaya çıktığını hayal etmiştir mutlaka. "Şimdi değilse ne zaman" diye sormuştur kendine, umutlanmıştır haklı olarak...
Stefan Kuntz garip tercihleri ve kararlarıyla Ermenistan maçında Türkiye'nin EURO 2024 hayallerini törpülemekle kalmadı, ay-yıldızlı formayı fazlasıyla hak eden bir genç futbolcunun hayallerini de yıktı.
Keşke böyle olmasaydı. Keşke Levent'in ve milyonların kalbi böyle kırılmasaydı...