Süper Lig'de 9 yıldır şampiyon olamayan Fenerbahçe, Ali Koç'un başkanlık koltuğunda oturduğu son 5 sezonda 7 teknik direktörle çalıştı. Sırasıyla Phillip Cocu, Ersun Yanal, Erol Bulut, Emre Belözoğlu (3 ay), Vitor Pereira, İsmail Kartal (yarım sezon) ve Jorge Jesus'u göreve getiren Başkan Koç, yerli-yabancı yaklaşık 150 oyuncu transferi gerçekleştirdi ancak tek kupa bile kazanamadı...
Fenerbahçe'nin adeta dibe vurduğu son 9 yılda Galatasaray 4 kez, Beşiktaş 3 kez şampiyon oldu. Başakşehir ve Trabzonspor da birer kez şampiyonluk kupasını müzelerine taşıdı. Bu süreçte Ziraat Türkiye Kupası'nı Galatasaray 3 kez, Beşiktaş ve Trabzonspor birer kez kazandı. Son 9 yılda Akhisar,
Konyaspor ve Sivasspor'un bile birer defa sahip olduğu kupayı Fenerbahçe hiç kaldıramadı.
Kabus ötesi bir karne ama gerçekler böyle...
Üç kulvarda yarışan Fenerbahçe'nin bu sezon Jorge Jesus yönetiminde şampiyonluğu hangi şartlarda kaçırdığına hep birlikte şahit olduk.
"Hata" demek istemediğim hakem yanlışları hemen her sezon olduğu gibi en fazla sarı-lacivertli takımın aleyhine gerçekleşti. "Ofsaytımsı" ile iptal edilen rakip takım golünü, çıkmayan bariz kırmızıları, rakibe kafa atan oyuncunun oyunda kalmasını falan bırakın bir tarafa kabul edilemez düdüklerle yine yakasından, paçasından yakaladılar Fenerbahçe'yi...
Misal bu sezon üç golcüsü de kırmızı kart gördü sarı-lacivertli takımın. Valencia ve Batshuayi'ye çıkan 'komedi' kırmızıların ezeli rakiplerdeki oyunculardan birine çıkma ihtimali sıfırdı. Zaten hak edenlere bile çıkmadı.
Fakat Fenerbahçe de sürekli kendi ayağına ateş etti. Transferde yapılan akıl almaz yanlışların faturası ağır oldu. Kadıköy'ü adeta yol geçen hanına çeviren Jorge Jesus da rakiplerin ekmeğine sürekli yağ sürdü. Galatasaray'dan 3, 10 kişilik Beşiktaş'tan 4 gol yediler Kadıköy'de. Dünya Kupası'ndan önce Giresunspor'a da yenilmişlerdi. 2-0 öne geçtikleri maçta İstanbulspor'a bile puan verdiler.
En olmayacak maçlarda yaşanan deli saçması puan kayıpları, Jorge Jesus'u taraftarın gözünden düşürdü. Galatasaray ve Beşiktaş'a karşı alınan tarihi yenilgilerin kabul edilebilecek bir tarafı yoktu. Diğer kayıpları unutun, Fenerbahçe evindeki iki derbiyi kazansaydı net şampiyon olurdu...
Birçok maçta Fenerbahçe'nin büyük takım kimliğini kaybettiğine de şahit olduk. Kadıköy'deki Galatasaray, Beşiktaş, İstanbulspor ve Giresunspor maçlarını oynayan takımın üzerinde Fenerbahçe forması vardı ama hepsi o kadar. Bu maçlar hiç şüphesiz takımda büyük yaralar açtı ve Jesus ile taraftarlar arasındaki bağları büyük ölçüde kopardı...
Fenerbahçe futbolda tarihinin belki de en kaotik dönemini yaşıyor. Sarı-lacivertli kulübün, Jesus'la yollarını ayırması adına pek çok gerekçe daha sayabiliriz. Fakat İzmir'deki finalde Başakşehir'i yenerek Ziraat Türkiye Kupası'nı kazanması halinde Jesus'la 1 yıllığına yeniden anlaşmak da ciddi bir seçenek olarak masada olmalı.
Zira olumsuz gerekçelerin yanı sıra Jesus'la devam etmek adına da pek çok sebep sıralayabiliriz.
Bunların en başında Galatasaray ve Beşiktaş'ın bu sezon Avrupa kupalarına katılamamış olmaları geliyor. Fenerbahçe, Avrupa'da tam 14 maça çıkarken, ezeli rakipler televizyon başındaydı. Sarı-lacivertli takım birbirinden zorlu sınavlarda Türkiye'ye çok kritik puanlar kazandırdı, rakipler hafta bir maç oynadı ve hiç yıpranmadı. Galatasaray ve Beşiktaş, Avrupa'da 14'er maç oynasaydı şampiyonluk yarışı bambaşka bir hal alabilirdi.
Hatırlayacağınız gibi Fenerbahçe, Dünya Kupası için lige verilen ara öncesi şampiyonluğun en büyük favorisiydi. Ancak kupadan sonra her şey ters gitti. Katar arası olmasaydı sarı-lacivertli takım büyük olasılıkla böyle sert bir düşüş yaşamazdı.
Fenerbahçe'nin Jorge Jesus yönetimindeki maç başına puan ortalaması (2,2) şampiyonluk için yeterli olabilirdi. Ancak Ziraat Türkiye Kupası'na da erken veda eden Galatasaray'ın 18'de 17'lik galibiyet serisi sarı-kırmızılı takıma şampiyonluğu da getirdi...
* * *
Yukarıda okuduğunuz satırları Galatasaray'ın pazar akşamı Fenerbahçe'yi 3-0 mağlup ettiği derbiden önce kaleme almıştım. Samimi bir biçimde Başakşehir'i yenerek kupayı kazanması halinde Jesus'la yola devam edilmesi fikrinin tartışmaya açılabileceğini düşünüyordum. Ancak derbide gördüklerimden sonra Jesus'la devam etmenin çok büyük bir hata olacağı konusundaki fikirlerim kesinlik kazandı. Zaten Beşiktaş ve İstanbulspor maçlarından sonra Jesus'la ilgili düşüncelerimi açıkça ifade etmiştim...
Fenerbahçe pazar günü İzmir'de kupayı kazansa da kaybetse de Jorge Jesus'la yollarını ayırmalıdır. Taraftarlar ve futbolcularla tüm bağları kopan Portekizli teknik adam karşılaşmanın ardından ülkesine veya çok sevdiği Brezilya'ya yolcu edilmelidir. Kupanın kaybedilmesi halinde Başkan Ali Koç da olağanüstü kongre kararı almalıdır. Fenerbahçe'nin içine düştüğü bu korkunç girdaptan kurtularak yeniden nefes almaya başlamasının başka bir yolu yoktur...