Fenerbahçe, Gaziantep'le 21 Eylül'de Kadıköy'de oynadığı maça aynı orta saha ve aynı forvet hattıyla çıkmıştı. Kaleyi yine Mert korumuştu, Egemen (Bekir) haricindeki üçlü de sahadaydı. Sarı-lacivertli takım, Emre'nin 81'deki penaltı golüyle 1-0 kazandığı maçta rakibine istatistiklerde büyük üstünlük kurmasına rağmen "üretim" sorunu yaşamıştı. Öyle ki yüzde 63'e yüzde 37'lik topla oynama üstünlüğüne karşın 22 şutun yalnızca 4'ü rakip kaleyi bulmuştu...
21 Eylül'de Emenike merkezde, Sow sol kenarda maça başlamıştı. İsmail Kartal rövanşta Webo konusundaki tüm ısrarlara rağmen bu ikiliden vazgeçmedi, beklentilerin aksine görev bölgelerini de değiştirmedi. Kartal'ın merkez forvetteki ilk tercihi Emenike, burası kesin... Kaleden çok uzakta topu tabanıyla tutup, anlamsızca etrafa bakmadığı ve küskün tavırlar içinde olmadığı sürece de Webo'nun ilk 11 şansı yok gibi. Maçın başında attığı golle Kartal'ı haklı çıkardığını da söyleyebiliriz...
Fenerbahçe'nin golden hemen sonra rakip yarı alanda top tutamadığı için oyun üstünlüğünü Gaziantepspor'a kaptırmasının en önemli sebebi, pres karşısında dağılan Diego'nun yaptığı kayıplardı. Ciddi bir dirençle karşılaşmayan ve orta sahayı çok hızlı geçen kırmızı-siyahlılar üst üste net pozisyonlar yakaladı. Alves ve Mert de takım arkadaşları gibi saha içinde uyuklasaydı 25. dakikada skor 3-1 Gaziantep lehine olabilirdi. İsmail Kartal'ın 35'te Alper, Webo ve Selçuk'u aynı anda ısınmaya göndermesi kulübede yaşadığı endişeyi gözler önüne serdi.
*****
Kartal beklendiği gibi, ilk yarıda bozuk zeminin de etkisiyle bir türlü oyunun içine giremeyen ve çok sayıda top kaybeden Diego'yu kenara alarak Selçuk'la ikinci devreye başladı. Birkaç metre daha geri çekilip alan daraltan sarı-lacivertli orta saha defansif anlamda direnç kazanırken, Gaziantep'in ilk yarıdaki hızı da kısa sürede kesildi ve oyun dengeye geldi.
Özellikle sol kanat hücumlarıyla Gaziantepspor defansını sallamaya başlayan Fenerbahçe'de önce Sow ardından da Caner, Barış'ın savunduğu kanadı maden gibi işledi, fark bir anda 3'e yükseldi. Harika adam Mehmet Topal da yine soldan gelip, gole susayan Sow'a şovunu yaptırdı.
İlk yarıyı 1-0 önde bitirirken, Gaziantepspor'a 3 net pozisyon veren ve bu kritik maçı kazanması hiç de kolay görünmeyen Fenerbahçe'de değişen neydi peki? Herkesin rahatlıkla gördüğü gibi bozuk zemine ve sahasında hücum oynamayı seven Gaziantep'e hiç uygun olmayan Diego'nun yerine Selçuk'un oyuna dahil olması görüntüyü tamamen değiştirdi. Selçuk sigorta olarak savunmanın hemen önünde bekledi, yükleri hafifleyen Mehmet ve Emre de orta sahayı 10-15 metre geçerek, ibreyi Fenerbahçe'ye çevirdi.
İsmail Kartal'ın, tıpkı Emenike örneğinde olduğu gibi Diego'yu da kaybetmemek için özel bir çaba harcadığı görülüyor. Ancak saha şartları ve rakiplerin oyun anlayışları, teknik direktörlerin oyuncu tercihlerinde her zaman duygulardan önce gelmelidir. Diego bu maça ilk 11'de başlayarak birkaç adım geri gitti, oysa ikinci yarıda oyuna girseydi bu adımları ileriye doğru atabilirdi.
Kuyt ve Sow başta olmak üzere sarı-lacivertli takımı tebrik etmeliyiz ancak gerçek şu ki Gaziantep ilk yarıda bir gol dahi bulsaydı skor bambaşka olabilirdi. İsmail Kartal'ın bu realiteyi de bir yerlere not ettiğine eminim...