Levent Kalkan

Levent Kalkan

leventk@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sezona kâbus gibi başlayan Fenerbahçe fırtınalı denizlere girse de rotasını hiç değiştirmedi, 31. hafta sonunda zaferini ilan etti. Futbola objektif bakabilen herkes sarı-lacivertlilerin bileğinin hakkıyla şampiyonluğa ulaştığını dile getiriyor, Ersun Yanal ve öğrencilerine bu keyfi yaşamak kalıyor

Süper Lig’in 27. haftası sonunda lider Fenerbahçe’nin 63, takipçileri Galatasaray ve Beşiktaş’ın 50’şer puanı vardı. 13 puanlık bu farkın son 7 haftada kapanabileceğini tarihi istatistikler doğrulamıyordu, sarı-lacivertli takımın 19. şampiyonluğu ufukta görünmüştü.
Beklenen gerçekleşti, Fenerbahçe bitime 3 hafta kala zaferini ilan etti. Beşiktaş’ı yense, 4 hafta önceden şampiyonluğa ulaşan ilk takım olarak rekor da kıracaktı.
Konya’da kâbus gibi başlayan sezonun 31. hafta sonunda şampiyonlukla noktalanması tatlı bir rüyaydı ama gerçek oldu. Galatasaray ve Beşiktaş’ın kötü bir sezon geçirmeleri, Trabzonspor’un yarışa dahil olamaması Fenerbahçe’yi şampiyonluğun en güçlü adayı haline getirdi. Sarı-lacivertli takım da sezon boyunca rotasından hiç şaşmadı, müthiş savaştı ve bileğinin hakkıyla zafere ulaştı. Emeği geçenlere tebrikler; cefakâr ve vefakâr Fenerbahçeli taraftarlara kutlu olsun...
3 Temmuz 2011 sabahından sonra Fenerbahçe’nin yaşadıkları ortada. Büyük bir kenetlenme ve direniş gösteren sarı-lacivertli takım son 3 sezonda 1 şampiyonluk elde etti, 2 kez de Galatasaray’ın ardından ikinci oldu. Aykut Kocaman yönetiminde Ziraat Türkiye Kupası 2 kez kazanıldı, UEFA Avrupa Ligi’nde de yarı final gururu yaşandı. Final ve belki de şampiyonluk avuçlarının içinden kaçtı Fenerbahçe’nin...
Kulübü çepeçevre saran bu korkunç travmanın ardından elde edilen neticeler şapka çıkarılacak cinstendir. Bütün dünyada onlarca kulüp sıradan bir teknik direktör veya yönetim değişikliği ardından dibe vururken, Fenerbahçe yediği tüm darbelere rağmen yıkılmamış, mücadelesine devam etmiş ve sportif başarıyı yakalamıştır.
Bravo Galatasaray
Gururları okşayan, Fenerbahçeli taraftarları üç yıl sonra şampiyonluk sevinciyle yeniden sokaklara döken bu zaferin çok farklı ve çok değerli bir özelliği daha var... Fenerbahçe şampiyon olurken başta ezeli rakipleri olmak üzere herkesin saygısını ve takdirini de kazanmıştır. Futbola objektif bakabilen herkes sarı-lacivertlilerin şampiyonluğu en fazla hak eden takım olduğunu dile getiriyor. Başkan Aziz Yıldırım, yönetim kurulu, Ersun Yanal ve oyunculara bu keyfi yaşamak kalıyor.
Fenerbahçe’ye en sıcak ve en özel kutlama mesajı ise ezeli rakibi, ebedi dostu Galatasaray’dan geldi. Sarı-kırmızılılar şampiyonluk için hem kutladı hem de çok samimi bir dille sevgilerini gönderdi ebedi dostuna. Helal olsun Başkan Ünal Aysal’a ve sarı-kırmızılı yöneticelere. Her şeyi bir kenara bırakıp tebrik etmek, dostluk elini uzatmak çok yakıştı Aslan’a...
Galatasaray’ın gelecek yıllarda elde edeceği şampiyonluklarda aynı sıcaklıkta bir kutlama mesajı yayınlamak Fenerbahçe’nin boynunun borcudur artık. Ebedi dostu bu tarihi jesti kesinlikle karşılıksız bırakmayacaktır.
Son sözümüz şampiyonluk coşkusuna ortak olmak için saatlerce bilet kuyruğunda bekleyen Fenerbahçe’nin kadın ve çocuk taraftarlarına... Tıpkı eşleri ve babaları gibi üç yıldır dünyada eşine rastlanmayan bir kenetlenme sergileyen sarı-lacivertli kulübün kadın ve çocukları pazar akşamı yine muhteşemdiler. 55 bini tribünde, milyonlarcası da ekran başındaydı. Tabloyu görünce İslam Baba’ya bir kez daha hak verdim: Fenerbahçe yenilmez!

Haberin Devamı

PENALTILAR BUHAR OLDU

Haberin Devamı

Hakem Barış Şimşek, Elazığ-Galatasaray maçında açık penaltıyı ve kırmızı kartı atladı. Gençlerbirliği-Bursaspor karşılaşmasında ise Süleyman Abay, konuk yeşil-beyazlı takımın lehine olan 2 net penaltıyı vermeyerek sınıfta kaldı

Haberin Devamı

Efsane hakem Pierluigi Collina’nın düdük çaldıkları haricinde “hatasız” yönetilen bir maç izlediğimi hatırlamıyorum. Ofsayt, penaltı, faul, taç, korner, sarı-kırmızı kart hataları bütün dünyada her hafta yapılıyor, yapılmaya da devam edecek.
Futbolun doğası bu. Hakemler de, oyuncular da, teknik direktörler de, taraftarlar da hata yapıyorlar. Futbolu çok bilinmeyenli bir matematik denklemine; kovalamaca sahneleriyle dolu bir aksiyon filmine dönüştüren en önemli faktörlerden biri de bu yorum veya tercih hataları değil mi zaten...
Televizyondan defalarca kez izledikten sonra karar verilebilen, “gri” pozisyonlarla ilgili hakemleri, yardımcılarını ağır biçimde suçlamak doğru değil. Pozisyonu 1-2 saniye içinde en iyi açıdan görüp, en doğru biçimde yorumlamak, düdüğü üfleyip, bayrağı kaldırmak her zaman mümkün olmuyor. Maçlardan sonra tartışmalı pozisyonlarla ilgili medyada birbirini tutmayan yorumların yapılması zaten hakemlerin işinin ne kadar zor olduğunu anlatmaya yetiyor.
Hakemlerin kırmızı çizgisi, “bariz hata”dır. Yani herkesin gördüğünü sadece sahadaki hakemler görmüyorsa işin çivisi çıkar, futbolun tadı tuzu kaçar. Tıpkı Elazığspor-Galatasaray ve Gençlerbirliği-Bursaspor maçlarında olduğu gibi...
Cüneyt Çakır önceki hafta Galatasaray-Kasımpaşa maçındaki Semih-Babel pozisyonunda ciddi bir yorum hatası yaptı, devamında da penaltı ve kırmızı kart gelmişti. Bu hafta ise Barış Şimşek, Elazığspor kalecisi İvesa’nın 3. dakikada Hajrovic’i ceza sahasında indirmesini “es” geçti. Oysa pozisyon net biçimde penaltı ve kırmızı kartlıktı. Galatasaray’ın maçı kazanması Şimşek’in büyük şansı oldu, yoksa TFF ve MHK yine topa tutulurdu.
Süleyman Abay da Gençlerbirliği-Bursaspor maçında iki net penaltıyı atlarken skoru doğrudan etkiledi.
Ahmet Çalık, Fernandao’nun buluşmak üzere olduğu topu koluyla kesti, Abay ve çizgi hakemi penaltıyı vermedi. Son dakikada ise bu kez
Petrovic, Şamil’i açık biçimde arkasından itti, Süleyman Abay çok doğru bir açıda
olmasına rağmen yine düdüğünü üflemedi.
Sezonun ikinci yarısında ciddi bir toparlanma gösteren hakemlerimiz 1-2 haftadır yine sallanıyor. Son 3 haftada bariz hatalara son verirlerse hem kulüpler hem TFF hem de MHK mutlu olacaktır.

HERKES ONAYLADI ŞAMPİYON FENER

HAFTANIN?PORTRESİ

GEKAS - TORKU?KONYA

Akhisar forması giyerken adına şarkılar bestelenen Yunanlı forvet, attığı 3 golle eski takımını devirirken, Torku Konya’nın elde ettiği altın değerindeki galibiyette başrolü oynadı. Tecrübeli forvet gollerden sonra hiçbir sevinç gösterisinde bulunmayarak da Akhisar’a saygısını kanıtladı.

HAFTANIN?HOCASI

MESUT?BAKKAL - TORKU?KONYASPOR

Akhisar maçı Torku Konya için düzlüğe çıkış veya ateş hattının tam ortasında kalma sınavıydı. Yeşil-beyazlı takımı yine ofansif bir kurguyla sahaya süren Mesut Bakkal cesaretinin karşılığını 4-0’lık net bir galibiyetle aldı, ligde son 3 haftaya girilirken geleceğe güvenle bakmaya başladı.

HAFTANIN?TAKIMI - SİVASSPOR

Beşiktaş’ı çok eksik yakalayan Yiğido özellikle ikinci yarıda ortaya koyduğu futbolla büyük fırsatı dev bir kazanca çevirdi. Fenerbahçe ve Galatasaray’dan sonra sahasında Kartal’a da şans tanımayan Roberto Carlos’un öğrencileri, UEFA Avrupa Ligi’ne katılma iddiasını da biraz daha güçlendirdi.

HAFTANIN?HAKEMİ

TOLGA?ÖZKALFA - F.BAHÇE-Ç.RİZESPOR

Kağıt üzerinde haftanın en rahat maçıydı. İki takım oyuncularının centilmenlikten uzaklaşmadan mücadele etmeleri de Tolga Özkalfa’nın işini kolaylaştırdı. Tecrübeli hakem dikkatli ve objektif yönetimiyle oyundan tansiyonun yükselmesine hiç izin vermezken başarılı bir yönetim sergiledi.

HAFTANIN 11'İ

HERKES ONAYLADI ŞAMPİYON FENER

HERKES ONAYLADI ŞAMPİYON FENER