Aykut Kocaman'ın dokunuşu Konya'yı kısa sürede Süper Lig'in en zorlu deplasmanlarından biri haline getirdi. Yeşil-beyazlı takım, Kocaman geldikten sonra 5 lig maçında 3 galibiyet, 1 beraberlik, 1 yenilgi alırken, 4 karşılaşmayı gol yemeden kapattı. Sahalarında Karabük, Gaziantep ve Mersin'i yenerken hem hücum güçlerini hem de takım savunmasındaki hünerlerini gözler önüne sermişlerdi. Trabzon'a kaybettikleri ve Akhisar'la berabere kaldıkları maçlarda bile kompakt oyunla dikkatleri üzerlerine çekmeyi başarmışlardı.
Galatasaray karşısında oyuna yüksek özgüven ve iştahla başladılar. Kabze-Hleb ikilisi topu önde tutmaya çalışırken; Rangelov, Uğur ve Ömer Ali geriden gelerek hücuma destek verdi. Kocaman'ın oyun planı dengeli hücum ve toplu savunma anlayışına dayanıyordu ama hem topu karşı sahada tutma hem de rakibi karşılama konusunda ilk yarım saatte çok ciddi sıkıntı yaşadılar. Bunun faturasını da 37 dakikada tam 3 gol yiyerek ağır biçimde ödediler...
Hamza Hamzaoğlu'nun, Hakan Balta yerine Telles'e ilk 11'de forma vererek son günlerin en formda ismi Bruma'yı yedeğe çekmesi maçtan önce en fazla konuşulan konuydu. Ancak Emre Çolak hem orta sahadaki enerjisi hem de attığı çok şık golle hocasını haklı çıkardı. Burak'ın önüne Umut'u monte eden Hamzaoğlu, Konya defansının hem dengesini hem de sinirlerini bozdu. Selim'in, Burak'a yaptığı büyük ikram maça tutunmaya çalışan Konya'yı şoka soktu.
*****
Torku Konya'nın en azından umutlanmak için 60'a kadar bir gol bulması şarttı fakat Chedjou'nun sakatlık yüzünden kenarda olduğu dakikada Hasan Kabze net fırsatı harcayınca oyunun rengi tamamen netleşti. Hemen ardından da Burak'ın golü geldi ve Galatasaray, Bilic'in tabiriyle maçın fişini çekti... Hamit'in sayısı pastanın üstündeki çilek misaliydi.
Galatasaray, Hamza Hamzaoğlu yönetiminde adım adım kabuk değiştiriyor, özüne geri dönüyor. Fatih Terim'in ardından gelen Mancini ve Prandelli sadece 1 yıl içinde ciddi bir kimlik tahribatına neden olmuşlardı. Hamzaoğlu; Selçuk'a özgürlük, Burak, Umut ve Bruma'ya özgüven, Sneijder'e liderlik verirken, Emre'ye yeteneklerini yeniden hatırlattı, büyük değişim de işte böyle başladı. Umut'un en uçta, Burak'ın 10 numara pozisyonunda, Selçuk ile Melo'nun oyunun tam merkezinde, Sneijder'in de hem solda hem de forvet arkasında yer alması Galatasaray'ın hücum etkinliğini ikiye hatta üçe katladı.
Peki, Selçuk İnan dışında aynı Galatasaray'ın 4 gün önce Arsenal'in yedeklerinden 45 dakikada 3 gol yemesini nasıl açıklayacağız? Şimdilik, "Değişim kolay olmuyor" diyerek, sarı-kırmızılı takımın öze dönüşü ilerleyen haftalarda hangi ölçüde başarabileceğine bakalım...