Galatasaray'ı tebrik ederek başlayalım. Ne istediğini rakibine hissettiren, son derece organize ve cesur bir futbol oynadılar. Kadıköy'de 5-6 gol atabilirlerdi, 3 golde kaldılar. Hem puan hem de psikolojik açıdan şampiyonluk yarışında şimdiden önemli bir avantaj elde ettiler.
Fenerbahçe'nin Jose Mourinho yönetiminde çıktığı ilk derbiyi kaybetmesinin ise çok sayıda sebebi var. Tek tek izah etmeye çalışalım...
İsmail Kartal'ın Fenerbahçesi 19 Mayıs'ta Rams Park'ta 70 dakika 10 kişi oynamasına rağmen 1-0 kazanmıştı. 24. şampiyonluğunu kutlamaya hazırlanan Galatasaray derbiyi tek isabetli şut atamadan bitirdi. Henüz 21. dakikada 10 kişi kalınca fark yiyeceği düşünülen Fenerbahçe'ye bu derbiyi kazandıran en önemli faktörler; oyun karakteriydi, enerjisiydi, ruh haliydi.
Kadıköy'deki son derbide bunların hiçbiri yoktu sahada. Maç 11'e 11 oynandı ama favori gösterilen Fenerbahçe dağınıktı, kazanma isteğini ilk 15 dakika hariç sahaya yansıtamadı, fırsatları harcadı ve devasa bir hayal kırıklığıyla sahadan ayrıldı.
Futbolda iyi oynamak, agresif olmak ne kadar önemliyse, oynatmamak en az o kadar önemlidir. Fenerbahçe bu anlamda son derece yetersizdi. Top rakibe geçtiğinde birçok kez çaresizce Galatasaraylı oyuncuların pas yapmasını izlediler. İkinci ve üçüncü gollerde takım savunması resmen iflas etti. Oysa Mourinho'nun en büyük özelliği orta saha ve savunma hattının agresifliği, rakibe kolay pozisyon vermemesi değil miydi?
Mourinho'nun Kasımpaşa maçından sonra derbi için, "Just a match - Sadece bir maç" yorumunu yapması büyük bir hataydı. Galatasaray derbileri hiçbir zaman sıradan bir maç değildir Fenerbahçe için. Malumunuz, Galatasaray için de aynı duygular geçerlidir. Galatasaray'ı geride bırarak Fenerbahçe'yi 10 yıl sonra şampiyon yapması için göreve getirilen Mourinho'nun derbinin önemini yeterince kavrayamaması son derece şaşırtıcı. Halbuki Kasımpaşa maçının son düdüğü çaldıktan hemen sonra psikolojik açıdan hem takımını hem de taraftarını derbiye en iyi şekilde hazırlamalıydı. Mourinho ne kaybettiğini ve Galatasaray derbilerinin ne anlama geldiğini herhalde artık anlamıştır ama üç puanı alan Florya'ya ulaştı...
Fenerbahçe, 19 Mayıs'ta Rams Park'ta 10 kişiyle kazanırken 11'e 11 gibi performans sergilemişti. Ancak Mourinho'nun Fenerbahçesi son derbide 11 değil sanki 9,5 kişiydi. Kaptan Edin Dzeko kaliteli ve çok kariyerli bir oyuncu. Geçen sezon 46 maçta 25 gol, 10 asistlik performans sergilemişti. Bu sezon da 10 maçta 9 gol, 2 asiste imza attı. 56 resmi maçta 34 gol, 12 asistlik performans son derece tatmin edici.
Ancak ismi ne olursa olsun futbolcuları hem yaptıklarıyla hem de yapamadıklarıyla değerlendirmek gerekir. Dzeko 38 yaşında ve 1,93 boyunda. Yani hem bir hayli yaşlı hem de çok cüsseli bir oyuncu. Temposu düştü, enerjisi azaldı, ağırlaştı ve takıma yük olmaya başladı. Duvar olamıyor, rakip sahada top tutamıyor, sürekli top kaybediyor ve devamlı basit pas hatası yapıyor. Dzeko sahadayken özellikle derbilerde orta sahada organize olarak hücum oyunu inşa etmek hiç kolay görünmüyor.
Fenerbahçe'nin bir diğer problemi Dusan Tadic... Buradaki problem ise Mourinho'dan kaynaklanıyor. Portekizli hoca, sol kanatta görev yapma konusunda uzmanlaşmış Tadic'i ısrarla sağ kanatta oynatarak ciddi bir hata yapıyor. Dzeko'ya Tadic'in sağ kanattaki verimsizliğini de eklersek Fenerbahçe adeta 9,5 kişiyle mücadele ediyor.
Size tuhaf gelebilir ama ben Dzeko yerine En Nesyri'nin ilk 11'de oynaması gerektiğini düşünüyorum. En Nesyri'nin derbide kaçırdıkları normalde onun kaçıracağı fırsatlar değil. Ciddi maç eksiği var ve oynama alışkanlığı kazanamadığı için özgüven problemi yaşıyor Faslı golcü. 11'de düzenli oynarsa çok büyük olasılıkla form tutarak kendini bulacaktır. İkinci ihtimal olarak da Cenk Tosun'a forma şansı verilmesi gerekir.
Tadic solda, İrfan Can sağda ve En Nesyri en uçta yer alırsa Fenerbahçe yeniden ön alan presi yapmaya başlayarak geçen sezonki oyun kimliğini geri kazanabilir.
'Peki bu dizilişte Maximin nerede oynayacak' derseniz... Oyunu yeniden kurgulamak adına Maximin'in kulübeye çekilmesi ve bir süre için hamle oyuncusu olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum.