Lider Fenerbahçe'den 2 gol az yiyen (25) sıfır averajlı Karabükspor'la üstelik deplasmanda karşılaşmak, Slaven Bilic'e, "En zor maçımız" cümlesini kurdurtan en önemli faktörlerden biriydi kuşkusuz. İki hafta önce Drogba'lı Galatasaray'a "kök söktüren" Tolunay Kafkas'ın ekibi, formda ve moralli olsa da 7 eksikli Beşiktaş için de çok tehlikeli bir rakipti kağıt üzerinde.
Bilic mevcut şartlarda mümkün olan en iyi kadroyu sahaya sürdü. Son 2 maçta 3 gol atan Mustafa Pektemek'le başlayarak doğruyu yaptı. Ligin en kusursuz jokeri Atiba'ya da mecburiyetten sağ kanatta görev verdi. Atiba ilk yarıda hem İshak'ı çıkarmadı hem orta sahaya bol bol yardım etti hem de kanadını kullanmaya çalıştı, ceza alanına girerek gol bile aradı.
Oğuzhan'ın sakatlanması, her ne kadar yerine Almeida gibi bir usta girse de Bilic'in bilinen 4-2-3-1 düzenini bozdu. Orta sahada bir oyuncu eksilen siyah-beyazlı takımda, Veli ve Jones'un yükü biraz daha ağırlaştı. Karabük'ün, Oğuzhan-Almeida değişikliği gerçekleştikten sonra orta sahayı daha hızlı geçmesi ve daha fazla adamla hücum etmeye çalışmasının en belirgin sebebi buydu. Beklendiği gibi pozisyonsuz ve keyifsiz bir ilk yarı oldu. Ancak ikinci yarıda özellikle Beşiktaş daha çok risk almak zorunda kalacaktır. Bu risk 3 puanı da getirebilir, telafisi çok zor görünen bir kaybı da...
Beşiktaş ikinci yarıya vites artırarak başladı. Almeida ve Olcay'ın hazırladığı pozisyonda Mustafa Pektemek'in nefis röveşatası ağları bulsa, siyah-beyazlılar üstünlük sayısına henüz 48. dakikada ulaşarak çok büyük bir avantaj yakalardı ama top direğin dibinden dışarı çıktı. Bu pozisyon aynı zamanda karşılaşmanın da ilk gol fırsatıydı.
Sol kanatta izlemeye alıştığımız Ahmet İlhan'ı Motta'nın karşısına yerleştiren Tolunay Kafkas, Erdem'in de yer aldığı sağ kanadını daha hızlı ve etkili hale getirdi, ama buna karşılık İlhan Parlak sol kanatta Necip'i hiç zorlayamadı. Eneramo da, Franco ile Dany için genelde kolay bir yem oldu.
Özellikle son haftalarda risk almaktan çekindiği veya geç kaldığı için eleştirdiğimiz Bilic, Karabük'te oyuna zamanında müdahale etti. Necip ile Kerim Frei'yi değiştirirken sağ kanadını hareketlendirmeyi hedefledi, jokeri Atiba'yı da savunmaya çekti.
Aynı dakikalarda Tolunay Kafkas da Bilic gibi sağ kanat hamlesi yaptı. Motta karşısında etkili olamayan Ahmet İlhan'ı kenara alarak Jones'u sahaya sürdü. Bu hamlenin Karabük'ün hücum gücüne olumlu etki yaptığını gördük fakat oyundan çıkması gereken sanırım İlhan Parlak'tı. Ahmet İlhan'ı gerçek görev bölgesi sol kanada göndererek İlhan Parlak'ı oyundan alsaydı ofansif anlamda daha iyi bir hamle yapmış olabilirdi.
Kafkas, 1 puana razı olduğunu Musa-Yiğit değişikliğiyle gösterdi. Yiğit defansın hemen önünde, üçüncü stoper gibi oynayarak Beşiktaş'ın merkezden gelmesini önlemeye çalıştı. Bilic'in bu defansif hamleye bir ofansif değişiklikle yanıt vermesi gerekirdi normal şartlarda ama kulübede haftalardır oynamayan Muhammed'den daha ofansif bir oyuncu da yoktu maalesef.
Pektemek'in çok iyi yükselip kafayla ağlara gönderemediği pozisyondan iki dakika sonra Karabük golü buldu.
Kaleci Watermann'ın gönderdiği uzun top; Dany'nin ıskası, mükemmele yakın oynayan Pedro'nun haftalar sonra yaptığı tek hatayla birleşti ve Beşiktaş'ın devre arası kiraladığı Eneramo, Beşiktaş'a golünü attı.
Eneramo'nun, Beşiktaş'a karşı oynamaması için kulüpler arasında bir anlaşma yapılamaz mıydı diye düşünebilir siyah-beyazlılar ama bu çağdışı ve adil olmayan uygulama artık bitmeli. Eneramo, Beşiktaş'a atıyorsa Özer Kasımpaşa'ya, Semih de Fenerbahçe'ye golünü atabilmeli.
En az 1 puanı hak eden Beşiktaş için gerçekten dramatik bir maç oldu. Fenerbahçe kazanırsa şampiyonluk umutları matematiksel açıdan olmasa bile psikolojik olarak bitecek. Galatasaray'ın kazanması ise bu sezon şampiyonluk kadar değerli olan ikinciliği de ateşe atacak.