Müsabaka öncesi Başakşehir’in elindeki en değerli verilerden biri de Olympiakos’un 2. ön eleme turunda Viktoria Plzen’le oynadığı maçlardı kuşkusuz. Plzen’de oynanan ilk maçı 0-0’a kilitleyen Yunan ekibinin Pire’deki rövanşı 4-0 kazanması, Başakşehir için karşılaşmanın önemini bir kat daha artırıyordu...
Portekizli teknik adam Pedro Martins, Plzen’deki maça göre 11’de tek değişiklik yaptı. Papadopoulos’un yerine daha genç ve daha formda olan Tunuslu stoper Meriah’a 11’de şans tanıdı. Okan Buruk ise iç sahada kazanmak zorunda olmalarının bilinciyle golcüleri Gulbrandsen ve Crivelli’yi birlikte sahaya sürdü. Özetle her iki teknik adam da maça başlarken kartlarını açık oynayarak, niyetlerini ortaya koymayı tercih etmişti...
Oyun dengeli başlasa da Olympiakos ilk dakikalarda biraz daha derli toplu göründü. Valbuena, Masouras, Guerrero ve Guilherme ile etkili olmaya çalışan Yunan ekibine 15. dakikadan sonra Visca, Mahmut ve Robinho’nun pozisyonlarıyla karşılık veren Başakşehir oyundaki kontrolü de ele geçirmeyi başardı. Ancak kilidi açacak vuruş bir türlü gelmedi. Çünkü oyunda bir şeyler eksikti. Kale önündeki kalite ve enerji yetersizliği net bir şekilde göze çarpıyordu.
Başakşehir tempo açısından ikinci yarıya bıraktığı yerden başlamak istese de Olympiakos biraz daha yarı sahasına çekilerek büyük ölçüde kontratak düzenine döndü. Sabırla bekleyip, bir boşluk aradılar ve Valbuena ile başlayan atakta Masouras’ın kafasıyla öne geçtiler. Başakşehir’in turla ilgili hesaplarını alt üst ettikleri bu golde kalite farkını da ortaya koydular. Yunan ekibi kalan bölümü dakika dakika eritip istediğini alarak sahayı terk etti. 90+1’de Visca’nın kaçırdığı hediye penaltı ise haftaya Pire’de oynanacak rövanş öncesi umutlara ağır bir darbe daha indirdi.
Okan Buruk’un kısa vadede takıma iki acil dokunuş yapması gerek. Chedjou’nun yerine yeni transfer Ponck’u savunmaya monte etmeli. Pili bitmiş gibi görünen Robinho’yu da yanına çekmeli.