Derbi maçtan sonra evine gitmekte olan gencecik bir insanın sırf karşı takımın taraftarı olduğu için kalbinden bıçaklanarak öldürülmesi gününe nasıl getirildiğimizi artık açıkça ortaya koymalıyız. Hazırsanız kimseyi atlamadan cinayetin azmettiricilerini sıralayacağız
Rahmetli İslam Çupi’nin, ölümsüz efsaneler Metin Oktay ile Lefter’i bir araya getirdiği unutulmaz fotoğraf karesini bilmeyen çok azdır. Fenerbahçe ile Galatasaray’ın gerçek dost olduğu, taraftarların tribünde birlikte maç izlediği yıllardaki bir derbinin sonunda, Metin Oktay ile Can Bartu’nun formalarını değiştirerek büyük bir saygıyla giymeleri de zihinlerde hep canlı durmaktadır. Bu kareler tarihe geçmiştir, hiç kimse silemez, silemeyecek...
19 yaşındaki Burak Yıldırım’ın pazar akşamı oynanan; o lanet olası, hastalıklı, sözde derbiden sonra kalbinden bıçaklanarak öldürülmesini de kimse unutmamalı.
Evine giden gencecik bir insanın sırf karşı takımı tuttuğu için katledilmesi gününe nasıl getirildiğimizi açıkça ortaya koymalıyız. Hazırsanız, kimseyi atlamadan azmettiricileri yazacağız...
Ü.A.: “Bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm zamana yayılamaz. Türk futbolu çok ağır bir şaibe altında. Toplumumuzu sadece sportif açıdan değil sosyal açıdan da alt üst edecek kadar derin ve yaygın olduğu anlaşılan büyük bir sorunla karşı karşıyayız.” (12 Temmuz 2011) / “Kadıköy’e gitmeyeceğim. Oraya sadece bir kez, o da kupa almak için gittim.” (09 Mayıs 2013)
A.Ö.: Galatasaray’ın şike sürecindeki tüm açıklamalarını kaleme alan yöneticisi. İki büyük camia arasındaki nefretin ve kutuplaşmanın zirveye tırmanmasında en etkili olan isimlerden biri. Bugünlerde, spor yöneticisi olmaktan utanç duyduğunu söylüyor.
A.D.: “Doğruların ve iyilerin kazandığını gösterdik. Böyle bir misyon yüklenmişti Galatasaray’a. Sadece Galatasaray taraftarı adına değil, Türk futbolu adına önemli bir misyonu yerine getirdik.” (13 Mayıs 2012)
F.T.: Kulüpler arasındaki dostluğun tamir edilemeyecek yaralar alması pahasına, Kadıköy’de şampiyonluk kupasını kaldırmak için ısrar etmiştir. “Kupamızı Arena’da alırız” demeyerek tarihe geçme, Fenerbahçe camiasının saygısını kazanma fırsatını kaçırmıştır. Koridorlarda, “Demek ki Kadıköy’de kupa alınıyormuş” diye bağırmıştır. Geçen sezon G.Saray-Trabzon maçından sonra Tolga Özkalfa’ya ağır ifadeler kullanmıştır. Bu sezon Orduspor maçının devre arasında Serkan Çınar’ı hedef almış, Mersin İ.Y. maçında ise Süleyman Abay, 4. hakem ve temsilciye küfür yağdırmıştır. Kendisini de olayı doğrulamaktadır...
H.Ş.: Derbiden sonra soyunma odasının duvarına büyük bir keyifle, “Kadıköy Hatırası-2” yazdı, imzasını attı, görüntüler Galatasaray’ın twitter sayfasından yayınlandı. İdeal bir teknik adam profili çizdi!
Ü.D.: H.Ş.’yi yalnız bırakmadı, imzasını attı. O anda çok mutlu ve gururluydu!
E.E.: İki yıldır yaptığı numaralar yetmezmiş gibi son derbide yine tribünleri geren isimlerden biriydi.
A.Y.: Her konuşmasında Galatasaray’a yüklenmiş, sarı-kırmızılıların teşvik primi verdiğini iddia etmiştir. Yaraların sarılması için adım atmazken, nefreti körüklemiştir.
Futbolu bitiriyorlar
A.K.: “Galatasaray, saha içi ve saha dışıyla 7 puanlık farkı kolay kapattırmaz. Rakiple ilgili söylenecek şeyler var, ancak Benfica maçımız nedeniyle bunları rezerv tutuyorum. Son iki sezona bakınca Galatasaray’ın tırnak içinde bu gücüyle şampiyonluğu yitireceğini düşünmüyorum” diyerek, sarı-kırmızılılara ağır bir göndermede bulunmuştur.
V.D.: Saha içi şiddetin simgesi kendileri. İlk dakika, son dakika demeden önüne çıkan herkesle kavga ediyor. Son maçta yine terör estirdi.
E.B.: İtalya ve İngiltere’den sonra İspanya da fair-play adına ona hiçbir şey katmadı. Sadece Türkiye’de yıllardır yaptığı gibi son derbide gerilim için elinden geleni yaptı.
Kulüp yöneticilerinin icraatları özetle böyle. İşin medya tarafında olan, biteni de izliyorsunuz.
Televizyonlarda tek bir gün dostluktan, kardeşlikten söz eden duydunuz mu? Dostluk mesajları verecek bir insanın ekrana çıkarıldığına şahit oldunuz mu? Sözde futbol uzmanları, Einstein’ı kıskandıracak zekalarıyla (!) öyle garip yorumlar yapıyorlar, insanların birbirlerine girmeleri için öyle abuk sabuk laflar ediyorlar ki, pes doğrusu...
Cacık yapan mı istersiniz, kağıt yiyen mi, en kavgacı tipleri ekrana çıkarıp reyting peşinde koşan mı, etrafa hakaret yağdıran mı? 65 bin kişilik muhteşem bir stada sahip olan 185 milyon euroluk Benfica’ya, “köy takımı” diyen mi?
Anneler Günü’nde öldürülen Burak Yıldırım kardeşim seni katleden katilin azmettiricileri işte bunlar... Sen ölürken cebinde belki de ömür boyu saklamak istediğin maç biletinden başka bir şeyin yoktu. Onların ise milyon euroları, villaları, zırhlı araçları, özel korumaları var.
Sen hayallerinle birlikte toprağın altındasın, onlar Türkiye’de futbolu tamamen bitirme çabalarına devam ediyorlar.
33. HAFTANIN PANORAMASI
TAKIM
BEŞİKTAŞ
BJK İnönü Stadı’na geçici veda maçında hırslı, arzulu ve sadece kazanmaya odaklı bir performans ortaya koydu. Tribünleri dolduran muhteşem taraftarının desteğiyle kanatlarına enerji dolduran Kartal üç puana kolayca uçtu. Siyah-beyazlı taraftarların şovu mu? Tek kelimeyle kusursuzdu.
PORTRE
PİERRE WEBO
FENERBAHÇE
Derbinin, Şampiyonlar Ligi ön elemesini garantilemek isteyen Fenerbahçe için ne kadar önemli olduğunu en iyi kavrayan isimdi. Bazı takım arkadaşları rakip oyuncularla kavga ederken o sadece işini yapmayı tercih etti. Attığı ilk gol birinci sınıftı. İkinci golde faul vardı, ama Eboue’nin kötü sicilinden yararlanıp takımını galibeyete taşıdı.
HOCA
SAMET AYBABA
BEŞİKTAŞ
Başkan Fikret Orman’ın estirdiği ters rüzgara ve bir grup taraftarın istifa baskısına rağmen dimdik ayakta duruyor. Çok önemli eksiklere rağmen Gençlerbirliği önünde siyah-beyazlı takımı son derece iyi yönetti. Yöneltilen eleştirilerin ne kadar haksız olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
HAKEM
KUDDUSİ MÜFTÜOĞLU
TRABZONSPOR-BÜYÜKŞEHİR
Hakemlik kariyerinin en stressiz günlerini geçiriyor. Bu rahatlığını ve özgüvenini Hüseyin Avni Aker Stadı’nda ortaya koyarken olumlu puan topladı. Gol düellosuna sahne olan maçta skora etki eden bir hata yapmadı. Az kart çıkardı, temponun yüksek olmasında da önemli ölçüde pay sahibiydi.