Levent Kalkan

Levent Kalkan

leventk@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünya çapındaki romancımız Yaşar Kemal'in yıllar önce usta komedyen Cem Yılmaz'la ayak üstü yaptığı sohbette söyledikleri, aklımın hep bir köşesinde durur nedense...
Y.K.: Sen de mi Fenerbahçelisin?
C.Y.: Evet Fenerliyim...
Y.K.: Seni ciddiye aldım!..
Kahkahalar, kucaklaşmalar...
Y.K.: Ama Fenerbahçeli olmak o kadar kolay değil...
C.Y.: Valla ben yıllarca çalıştım daha bu sene olabildim!
Kahkahalar, kucaklaşmalar...
O iyi insan, o güzel atına bindi, çekti, gitti ama olağanüstü romanları gibi o şakayla karışık altını çizdiği sözleri hafızama kazındı benim. Çünkü bu ülkede Fenerbahçeli olmak gerçekten de o kadar kolay değil...
Her şeyden önce kalbiniz sağlam, sinirleriniz çelik gibi olmalı. Yoksa dayanamazsınız üç kez son maçta şampiyonluğu kaçırmaya, 3 Temmuz kumpasına, ebedi dost zannettiklerinizin tuzaklarına, sırtınıza sapladıkları bıçaklara, düşmenizi bekleyen leş kargalarına, "Savcı doksana çaktı" manşetlerine, gözünüzün içine sokarak televizyonlarda dosya sallayan tasmalı terör örgütü üyelerine...
Evet, Fenerbahçeli olmak o kadar kolay değil. Yeri gelince taş basmalısınız bağrınıza, güzel günler görmek umuduyla...
Aksi halde katlanamazsınız, 12 Mayıs 2012'de Kadıköy'ü savaş alanına çeviren terör örgütü üyesi sözde polislerin saldırılarına, 4 Nisan 2015'te kafile otobüsünüzün kurşunlanmasına, 'kurşun değil taş' diyenlere, otobüs direksiyonuna geçip poz verenlere, tişört bastıranlara, 'seni sevmeyen ölsün' tezahüratları yapanlara, kirli ekranlarında kahkahalar atarak ve ağızlarından salyalar akıtarak kulübünüze hakaret yağdıran ahlak yoksunu medya paçavralarına...
Evet, Fenerbahçeli olmak o kadar da kolay değil gerçekten. Pes etmeyip, sonuna kadar direnmelisiniz hak ettiklerinizi alabilmek uğruna...
Yoksa sabredemezsiniz rakipleriniz beleşten statlara, tesislere, arsalara konarken, devletle yaptığınız protokollere ve bedelini fazlasıyla ödemenize rağmen size verilen sözlerin yıllarca tutulmamasına... Yıllar sonra adaleti sağlayacağına inandığınız isimlerin, 'böyle dost, düşman başına' dedirtmesine, sahada hakkınızın çatır çatır yenmesine katlanamazsınız, taş olsanız çatlarsınız...
Peki bu garip düzen değişir mi?
Ben hiç sanmıyorum, hatta ihtimal dahi vermiyorum...
Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır biliyorum, Fenerbahçe'ye adımlarını daima çok dikkatli atmasına tavsiye ediyorum...
Bu noktada Fenerbahçe'nin son 9 yılda yaşadığı travmada çok büyük sorumluluğu ve hataları bulunan Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanı Mehmet Ali Aydınlar'a seslenmek istiyorum, verdiği tarihi sözü artık yerine getirmesini bekliyorum.
Merhum Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programında, "Uygulamalarımdan dolayı şayet Fenerbahçe'ye zarar verdiğim ortaya çıkarsa bu zararı şahsen tazmin etmeye hazırım, bedeli ne olursa olsun..." demiştiniz. 3 Temmuz sabahından, istifa ettiğiniz güne kadar ortaya koyduğunuz yönetim biçimi, tepeden tırnağa teslimiyetçi, baştan sona korkak, dibine kadar ön yargılıydı. Sözde dostları ve düşmanları el ele vererek Fenerbahçe'yi ateşe atmaya çalışırken, siz de yangına körükle gitmiştiniz. Halbuki biraz dirayetli olsanız, tehditlere göğüs gerebilseniz, kulübünüzü kurda kuşa yem etmeseniz her şey çok ama çok farklı olabilirdi. Aziz Yıldırım, "Ne şikesi, memleket elden gidiyor" dediğinde onu keşke biraz anlayabilseydiniz... Merhum Kısmet Erkiner hoca, UEFA'daki yargısız infazı ortaya çıkardığında gerçekten uyanabilseydiniz...
Ancak her şeye rağmen, yaşananlar nedeniyle Fenerbahçe camiasının yüzde 90'ı için yok hükmünde olduğunuzu düşünsem de son vagona binme şansınızın devam ettiğine inanıyorum. Son 9 yılda çekilen acıları düşününce maddi ve manevi zararı karşılayabilecek bir para yok dünyada ama artık nakit mi verirsiniz, futbol hariç amatör şubelere çok ciddi destek mi olursunuz bilemem, bu tarihi özrü bir şekilde dilemelisiniz...
Üstelik şu günlerde öyle güzel ilaç olursunuz ki, hem yönetime her alanda nefes aldırır hem de sezon sonu UEFA ile yaşanabilecek muhtemel krizin kolayca aşılmasını sağlarsınız.
Fenerbahçe ile barış istiyorsanız eğer, işte size dev fırsat, hemen şimdi parayı masaya koyun. Yok, niyetiniz başkaysa sonsuza kadar susun...