14.05.2019 - 14:27 | Son Güncellenme:
Atiker Konyaspor Kurumsal İletişimden Sorumlu Asbaşkanı Recep Çınar, Trabzonspor’la oynanan maç sonrası orta hakem Halis Özkahya ve VAR hakemi Suat Arslanboğa’ya tepki gösterdi.
Çınar, "Kötü niyetli, eyyamcı, yukarıdaki kulüplerin taşeronluğunu yapan Halis Özkahya gibi, Suat Arslanboğa gibi hakemler, ligin sonu beklenmeden sahalardan ya da futboldan uzaklaştırılmalı. Maçtan sonra canı yanmış birisine, 'Senin ağzını burnunu kırarım' diyen bir hakemin ruh halini anlatmaya ya da anlamaya gerek var mı? Normal olmadığı apaçık belli. Her şeyi ben bilirim diyen egosu tavan yapmış bir adam. Kimsenin fikrini beğenmeyen, en doğrusunu kendisinin bildiğine inanan, daha doğrusu kendisini inandıran bir hakem. VAR sistemi hangi durumlarda devreye giriyor? Topun çizgiyi geçip geçmediği gol kararlarında. Penaltı, direkt kırmızı kart, gol öncesi yapılan faul gibi durumlarda VAR devreye giriyor. Jahovic’in pozisyonunda bir faul var ve görmüyor ya da bilinçli olarak çalmıyor. Oyuncular itiraz ediyor, ama dinleyen kim. Maçtan sonra soruluyor kendisine, ‘niye VAR’a gitmiyorsun?’ diye, ‘her pozisyonda VAR’a mı gideceğim’ diye cevap veriyor. Sen böyle pozisyonlarda VAR’a gitmeyeceksen, bu VAR niye var? Bu makineyi sahalara dekor olsun diye mi koydular, yoksa Halis Özkahya gibi veya VAR’ın başındaki Suat Arslanboğa gibi eğri hakemleri düzeltsin diye mi? Peki Trabzonspor’un kazandığı penaltı pozisyonunda dakikalar sonra niye VAR’a gittin? Buna ne demeli? Niye bir maçın sonucunu siz tayin ediyorsunuz? Bir takımın kaderini tayin etmek sizin işiniz mi? Halis Özkahya sen gördüğünü çalacaksın. Görmüyorsan gören bir makine var, ona gideceksin, gitmiyorsan, o zaman senin hakemliğinde bir sıkıntı var arkadaş. Sadece sahanın içindeki Halis Özkahya’da değil, VAR’ın başındaki Suat Arslanboğa’da da sıkıntı var. Niye uyarmıyorsun sahadaki hakemi? Niye makinenin başına çağırmıyorsun? Maçı izleyeceksen git evinde izle. Seni o makinenin başına Halis Özkahya’nın kaçırdıklarını kaçırma diye oturttular. Sosa’nın Adis Jahovic’i indirdiği pozisyonda üç maymunu oynuyorsanız, kötü niyetlisiniz. Bu kadar net söylüyorum. Dünya’nın neresine giderseniz gidin, bu pozisyon penaltı ve kırmızı karttır. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Bir takımın kaderiyle oynamak, emek verenlerin ekmeğine kan doğramak, kul hakkına girer. Kul hakkı yiyorsunuz, kul hakkı yemenin ne olduğunu sanırım biliyorsunuzdur" dedi.
"Anadolu takımlarının canı yanıyor"
Anadolu takımlarının sahipsiz olduğunu belirten Recep Çınar, “Hakemler en çok hatayı nedense Anadolu takımlarının maçlarında yapıyorlar. Genel olarak Anadolu takımlarının canı yanıyor. Nasıl olsa bunların sesi çıkmıyor, çıksa da gazetelerde, televizyonlarda çok fazla etkili olamıyorlar. Önemli gazetelerin ya da televizyonların spor müdürlerinin bir kısmı Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu ya da Galatasaraylı. Anadolu takımlarının canlarının yandığı zaman bu tür haberleri görmüyorlar. Çünkü, işlerine gelmiyor. Ben de sektörün içerisinde olduğum için biliyorum. Ama, bu ismini saydığım takımların canı yandığı zaman, ortalık savaş alanına dönüyor. Hakem odaları basılıyor, hakemler tehdit ediliyor, yerden yere vuruluyor, TFF ve MHK istifaya çağrılıyor. Bu kulüplerin sesi gür çıkıyor ve medyada da iyi yer bulunca, hakemler üzerilerine çizik yememek için ister istemez korkuyorlar. Bir hakemin çizik yemesi, maç yönetememek, kokartını kaybetmek, klasman düşmek ve en önemlisi de para kazanamamak anlamına geliyor. Bu nedenle de hakemler kesinlikle düdüklerini büyük takımların lehine çalarak, varlıklarını bu şekilde sürdürebiliyorlar" şeklinde konuştu.
Çınar, hakemlerin insanların kimyasını bozduğunu öne sürerek, "Rizespor Başkanı Hasan Kartal’ı yakından tanıyorum, benim de Asbaşkanlık görevinde bulunduğum Boks Federasyonu'nda Başkan vekili ve spora hizmet eden bir insan. Bizim başkanımız Hilmi Kulluk gibi futbolumuzun gülen ve sakin yüzü. Öyle sakin, öyle hoşgörülü, öyle insan birisi ki, karşısındaki kim olursa olsun, ister işçisi, ister müdürü, incitmemek için kullandığı kelimeleri özenle kullanan, daha doğrusu süzgeçten geçirerek, düşüncelerini karşı tarafa ileten bir insan. Konuşurken bile edebinden yüzü kızaran, bu halim selim efendi halli insanı delirtmişlerse, o insanın kimyasını bozmuşlarsa, 'Silahım olsa vururdum' diyecek kadar cinnetlik durumlara getirmişlerse, bu hakemler, futbolu idare edenler bunun gereği yapmalıdır. Bunları kimin düzelteceğini de bilmiyorum, ama, Arif Nihat Asya’nın "İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz" dediği gibi, birileri fedakarlık yapmadığı sürece, özellikle Anadolu kulüplerinin, gelenin vurduğu, gidenin vurduğu, evin cümle kapısı olmaktan kurtulacağına inanmıyorum" ifadelerini kullandı.