Kendi düşen ağlamaz

Fenerbahçe yenilgisi aslında Galatasaray’da aylardır hasır altı edilen, yönetim tarafından sürekli görmezden gelinen sorunları tamamen ortaya serdi.
Bu takımın ne saha içinde, ne saha kenarında bir lideri var...
Yönetim tarafından bir gecede bütün apoletleri sökülen, generallikten, çavuşluğa inmeyi kolaylıkla kabullenen, onuru ayaklar altına alınmasına rağmen Florya’nın yolunu tutabilen Skibbe’nin durumu, ölümü kaçınılmaz hastanın birkaç gün yaşadığı sahte bahar gibi. Kötü son çok yakın sanki.
Çünkü beyin artık vücuda hükmetmiyor. Emir-komuta zincirinin bütün dişlileri yerlerinden fırlamış. Evet, Galatasaraylı oyuncular belki hocalarına üzülüyor, ona yapılanları içlerine sindiremiyor, bir gurur direnişi gösteriyor ama söz dinlemedikleri de çok kesin.
Herkes kafasına göre hareket ediyor. Hakeme itirazlar, dayılanmalar, hakaretler... Rakip takım oyuncuları ile her fırsatta didişmeler. Bu kadar klas ayakların futbol oynamak yerine bu kadar sorumsuz davranmalarına dur diyecek biri yok mu? Galatasaray’ın tamamen sudan sebeplerle son iki deplasmanda 12 sarı kart, bir kırmızı kart görmesi normal midir?
Hadi Skibbe söz geçiremiyor. Nerede futbol şube sorumluları! Nerede futbolun patronu! Yeri geldiğinde antrenöre taktik verenler, ilk 11 belirleyenler, bu güçlerini disiplini sağlamak için neden kullanmazlar?
Son haftalarda Galatasaraylı oyuncuların bilerek elle oynama alışkanlıklarını neden cezasız bırakırlar? Hele bir dönem “El değmemiş temiz lig istiyoruz” pankartları ile hak aramaya çalışmışken...
Ya kaptanlara ne demeli! Onlar arkadaşlarına yol gösterecek, örnek olacakken sürekli barutun fitilini ateşlemekle meşguller. Yangına körükle gidip tribüne oynamaya gayreti içindeler... Galatasaray Yönetimi sezon başında çok iyi işler yapmıştır. Kurdukları kadro takdir ve beğeni toplamıştır. Ama işleri çıkmaza sokan da yine onlardır.
Takımın bugünkü durumunda kesinlikle Skibbe tek suçlu değildir. Ona bu ortamı layık görenlerdir. Bu filmin sonu bellidir. Fatura en kısa zamanda hocaya kesilecek, sorumlular koltuklarında oturmayı sürdüreceklerdir. Hiçbir şey olmamış gibi.

HAFTANIN TAKIMI
FENERBAHÇE
Galatasaray karşısında bu sezonun en mücadeleci oyununu ortaya koydular. Takım olarak performanslarını en üst noktaya taşıdılar. Kazanmak için müthiş bir efor harcadılar, sonuçta farklı galibiyetle yeniden bahar havasını yakaladılar.

HAFTANIN PORTRESİ
SELÇUK ŞAHİN (Fenerbahçe)
Fenerbahçe’nin en çok tartışılan, seyircisi ile yıldızı bir türlü barışmayan Selçuk’un Galatasaray derbisindeki oyunu ayakta alkışlandı. Hem savunma görevini eksiksiz yaptı, hem de ofansa el attı. Sahada basmadık yer bırakmadı. Orta sahadaki bütün açıkları kapadı.

HAFTANIN HOCASI
LUIS ARAGONES
Geldiği günden bu yana ilk kez olumlu icraatları ile ön plana çıktı. Taktiği, ilk 11 seçimi, ikinci yarıda yaptığı isabetli oyuncu değişiklikleri geçer not aldı. Kalitesini kanıtlarken, Fenerbahçe’deki geleceği konusundaki şüpheleri de şimdilik rafa kaldırdı.

HAFTANIN HAKEMİ
BÜNYAMİN GEZER
Gaziantep - İst.B.Belediye maçındaki yönetimiyle göz doldurdu. Tartışmalı kararlardan uzak durdu, oyunun tempo kazanması için itici güç oldu. Yardımcılarıyla iyi diyalog kurdu, eski formunu yavaş yavaş yakaladığını gözler önüne koydu.