Kadir Onur Dinçer

Kadir Onur Dinçer

kadironurdincer@hotmail.com

Tüm Yazıları

İNGİLTERE PANORAMA

28. HAFTA

Premier Lig’de geride bıraktığımız haftaya yeşil sahadaki mücadeleden çok, ‘saha dışı’ olarak adlandırılabilecek gelişmeler damga vurdu.

Hull City-Newcastle United karşılaşması izleyenlere keyifli bir 90 dakika vaat ediyordu. Aslında öyle de oldu, tam 5 gol atıldı. Sahasında ligin en az gol yiyen ekiplerinden bir tanesi olan, kalesini eski Beşiktaşlı Allan McGregor’un koruduğu Hull, bu maçta herkesi şaşırttı. Konuk ekibin rakibine gol yağdırdığı maç, Newcastle’ın 4-1’lik galibiyeti ile sona erdi (46 Davies / 10 ve 55 Sissoko, 42 Remy, 90 Anita).

Haberin Devamı

Ancak karşılaşmanın da önüne geçen başka bir hadise yaşandı. Newcastle United Teknik Direktörü Alan Pardew maçın 73. dakikasında, taç çizgisi önündeki bir pozisyon sırasında Hull City’li oyuncu David Meyler’e kafa attı. Bir anda saha karışırken, hakem futbolcuya sarı kart verdi, deneyimli teknik adamı ise tribüne gönderdi. Pardew 90 dakikanın ardından yaptığı açıklamada özürlerini iletti, “Sadece kafamla itmek istemiştim. Yine de bunu yapmamalıydım” dedi.

Pardew-Meyler ile Shelvey-Debuchy ya da kaderin cilvesi

Büyük tepki çeken hareketten dolayı Newcastle United kulübü aynı gece geç saatlerde internet sitesinden bir açıklamada bulundu ve hocasını cezalandırdığını açıkladı. Rakip oyuncuya kafa atan asabi çalıştırıcıya 100 bin sterlinlik bir ceza uygun görüldü. Oldukça ağır bir para cezası olarak nitelendirilen bu cezaya ek olarak yeni cezalar da gündeme gelebilir. Zira İngiltere Futbol Federasyonu da konuyla ilgili soruşturma başlattı. Kafacı hoca muhtemelen bir süre daha maçları tribünden takip etmeye devam edecek.

Alan Pardew daha önce Reading, West Ham, Charlton Athletic gibi takımları da çalıştırmıştı. 52 yaşındaki İngiliz teknik direktör siyah beyazlı ekibe 2010’da, Southampton’daki görevini bırakarak geldi. Cumartesi günü yaşananlar ise onun için bir ilk değildi. West Ham United’ın başında olduğu 2006’da Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger’e aşırı tepki vermesinin ardından özür dilemişti. Deneyimli çalıştırıcı iki yıl kadar öncesinde de hakemlere tepkisinden dolayı iki maç men cezası ile 20 bin sterlinlik bir cezaya çarptırılmış, ayrıca Pellegrini’ye ettiği küfür de kayıtlara yansımıştı.

Haberin Devamı

Ancak Pardew ile ilgili çok daha ilginç bir detay var. Yine içinde bulunduğumuz 2013-2014 sezonunda yaşanmış bir olay… Aralık ayında oynanan Swansea-Newcastle United maçını Galler ekibi 3-0 kazandı. O maçın 75. dakikasında, Swansea 2-0 öndeyken, ev sahibi ekipten Jonjo Shelvey ile konuk takımdan Mathieu Debuchy arasında gerilimli anlar yaşandı. Bu esnada Shelvey rakibine kafa attı ya da sadece ‘kafasıyla ittirdi’.

Buna karşın 22 yaşındaki orta saha oyuncusu pozisyonu hasarsız atlattı. Sarı kart bile görmeyen Shelvey ardından 82. dakikada takımının üçüncü golünü atarak karşılaşmanın skorunu belirledi.

Newcastle United Teknik Direktörü Alan Pardew o karşılaşmanın ardından yaptığı açıklamada bu tartışmalı pozisyonla ilgili açıklamalarda bulundu. Pardew Shelvey’in kafa durumu ile ilgili olarak “Kesinlikle kırmızı kart görmeliydi. Bize üçüncü golü attığı sırada sahada olmamalıydı” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Ne ilginçtir ki bu yaşananlardan sadece üç ay sonra yine bezer bir sahne yaşandı. Bu kez, o günkü hareketi ve akabinde gelen kararı eleştiren Pardew, kendisi kafa atan pozisyonundaydı. İki vaka arasındaki ilginç benzerlikler ise dikkatlerden kaçmadı.

Her iki kafa olayı da hemen hemen oyunun aynı dakikalarında meydana geldi. İki olayın da ardından o maçlarda bir gol daha atıldı. Her ikisinde de kafacılar 'Sadece kafamla ittirdim' dedi. Ancak Alan Pardew’in hareketi Shelvey’inki gibi değer görmedi. ‘Kafa atmaya teşebbüs’ değil; 'Mutlak surette kafa atmak' sınıfında değerlendirildi ve kendisine pahalıya patladı.

Aslında sadece turuncu-siyah formalı bir oyuncu değil; aynı zamanda kaderin cilvesiydi de saha kenarında deneyimli teknik adamın karşısına dikilen.

Chelsea’de Alman uyanışı

Premier Lig’in Almanya’daki izlenme oranları son olarak 2006-2010 yılları arasında bu kadar yüksekti. Çünkü o zaman diliminde Michael Ballack Chelsea forması giyiyor, ligde, kupada, Avrupa’da fırtına gibi esiyordu. Alman Milli Takımı’nın da beyni olan orta saha oyuncusu, ülkesindeki futbolseverlerin büyük bir heyecanla Ada futbolunu takip etmelerine yol açmıştı.

O tarihlerden sonra Almanya’da Premier Lig ratingleri ilk kez tekrar böylesine yükselme fırsatıyla karşı karşıya kaldı. Bu hafta Chelsea’nin deplasmanda Fulham’ı devirdiği karşılaşmada adeta şov yapan Andre Schürrle bu seviyede oynamaya devam ederse, Alman seyircilerin İngiliz bundes-liga’sını daha yoğun bir şekilde göz hapsine almaları da kaçınılmaz olacaktır.

Mahalle maçı olarak nitelendirilebilecek karşılaşma, Londra’nın batısında birbirlerine çok yakın bölgelerde kurulu olan iki ekibin mücadelesine sahne oldu. Ligin dibindeki Fulham’ın acil puana ihtiyacı vardı. 3 aydır galibiyet yüzü görmemişlerdi. Belki ligin zirvesindeki güçlü rakiplerini yenerlerse bir çıkış umudu bulabilirlerdi. Chelsea ligin zirvesindeydi ama İstanbul deplasmanında Galatasaray’ın karşısına çıkmış, yorucu bir yolculuk geçirmişlerdi.

Teknik Direktör Felix Magath’ın taktik anlayışı oyunu 52. dakikaya kadar tutmalarına imkan verdi. Ancak o dakikada Magath’ı yıkan bir vatandaşı oldu. Andre Schürrle savunmanın arkasına sarkarak rakip kaleye sürdüğü topta golü buldu. Alman futbolcu 65 ve 68. dakikalarda birer kez daha sahneye çıktı ve maçı tek başına kopardı. Sonrasında Heitinga’nın attığı gol tribünleri bile heyecanlandırmadı.

Sezona çok iyi başlayan ancak sonrasında duraklama dönemine giren Schürrle, yan mahallenin misafirperverliği sayesinde sahalara tekrar geri dönüş yaptı. Ligde son olarak Aralık ayının başlarında gol atma başarısı gösteren 23 yaşındaki futbolcu, dört aya yakın bir sürenin ardından tekrar fileleri sallama başarısı gösterdi.

Campbell’ın kitabı çıktı

Genellikle birbiri ardına çıkan kasetlere şahit olduğumuz şu günlerde, bir futbolcunun da kitabı çıktı.Eski İngiliz milli futbolcu Sol Campbell’ın yayınlanmaya başlanan kitabı Ada’nın bu hafta konuştuğu konular arasındaydı. 2011’de aktif futbol hayatını noktalayan unutulmaz stoper, İngiltere futbolundaki ırkçı yaklaşımlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sunday Times gazetesi Campbell’ın kitabını dizi halinde yayınlamaya başladı.

Milli takım kaptanlığının ten renginden geçtiğini öne süren siyahi futbolcu, “Eğer ben beyaz olsaydım. 10 yılı aşkın bir süre İngiltere Milli Takımı’nın kaptanlığını yapardım” dedi ve şunları söyledi: “Kaptanlık yapmak için gerekli yeterliliğe sahiptim. Bu yönde yerleşik bir değer yargısı var. Bunun değişeceğini de hiç zannetmiyorum. Çünkü ne taraftarlar ne de federasyon değişmesini istemiyor. Genç milli takımlarda siyahi kaptanlar olsa da bu A Milli seviyeye maalesef çıkamıyor”.

Yak bir sigara

Premier Lig’de olmasa da İngiliz futbolunda haftaya damga vuran olaylardan bir tanesi ikinci lig seviyesinde meydana geldi. Championship’te oynanan Queens Park Rangers-Leeds United karşılaşması sırasında elinde sigara ile objektiflere yakalanan oyuncunun görüntüleri çok konuşuldu. Loftus Road’daki mücadelenin 85. dakikasında kenara alınan Ravel Morrison, yedek kulübesinde teknik direktörü Harry Redknapp'ın önünde sigara çıkarırken o anlar da kameralara yansıdı. Deneyimli çalıştırıcı Redknapp’ın oyuncusuna hiçbir uyarıda bulunmaması ise şaşkınlıkla karşılandı.

Pardew-Meyler ile Shelvey-Debuchy ya da kaderin cilvesi

Fenerbahçe’den kiralık olarak Norwich City’nin yolunu tutan Joseph Yobo için hafta iyi geçmedi. Deplasmanda Aston Villa’ya konuk olan Kanaryalar öne geçtikleri maçta mücadeleden 4-1’lik mağlubiyetle ayrıldı. Yobo’ya, Premier Lig’deki dördüncü maçında da hocası tarafından 90 dakika görev verildi. Nijeryalı savunmacı daha önceki Manchester City, West Ham ve Tottenham karşılaşmalarında da ilk 11’de görev almış ve maçın sonuna kadar sahada kalmıştı.

Arsenal, Mesut Özil çalkantılarının ardından girdiği haftada büyük bir darbe yedi. Deplasmanda Stoke City’nin karşısına çıkan Londra temsilcisi Jonathan Walters’ın penaltıdan attığı golle sahadan 1-0 yenik ayrıldı. Geçtiğimiz hafta Arsene Wenger tarafından kadroya alınmaması büyük olay olan Mesut Özil, bu hafta kadroya alınırken aynı zamanda sonradan da oyuna dahil oldu.

66. dakikada Podolski’nin yerine sahaya giren Türk asıllı Alman futbolcu, yenilgi karşısında bir şey yapamadı. Mesut vakasının etkisi olmuş mudur bilinmez ama, kırmızı-beyazlı futbolcuların koordinasyon ve mücadele güçlerindeki düşüş gözlerden kaçmadı.

Everton sahasında West Ham United’ı 1-0 ile geçti. Maçtaki tek golü, sonradan oyuna giren Romelu Lukaku 81. dakikada kaydetti. 21 yaşındaki forvet böylece gol orucunu bozmuş oldu. Sezona fırtına gibi giren Belçikalı futbolcu, 2014 yılı içerisindeki ilk golünü kaydetti. West Ham'ın 4 maçlık galibiyet serisine son veren Everton, kendisinin de iki maçlık yenilgi serisini sonlandırdı.

Zirve mücadelesi veren ekiplerden Liverpool deplasmanda Southampton’ı 3-0 mağlup etti. Suarez, Sterling, Gerrard’ın golleri Kırmızılar’ı üç puana taşıdı. Tottenham, Cardiff City'yi Adebayor'un pasında Soldado'nun tek golüyle geçerken, Swansea sahasında Crystal Palace ile 1-1 berabere kaldı.

Öte yandan Lig Kupası’nda oynanan final nedeniyle bu hafta bazı lig maçları ertelendi. Manchester City ile Manchester United arasında oynanması gereken Manchester derbisi ile Sunderland ile West Bromwich arasındaki karşılaşmalar ileri bir tarihe bırakıldı. Manchester United bu hafta oynamadı ama kötü sezona dair eleştirilerde bulunan ve kendi hocasını eleştiren Robin Van Persie’nin ifadeleri geniş yankı uyandırdı. Moyes’i yanlış taktik uygulamakla suçlayan Hollandalı golcü, takım arkadaşlarının da işini kolaylaştırmak yerine zorlaştırdığını dile getirdi.

Lig Kupası'nı ise finalde Sunderland'i 3-1 mağlup eden Manchester City kazandı. Tarihinde üçüncü kez bu başarıyı gösteren City'de Yaya Toure'nin attığı gol görülmeye değerdi. Wembley Stadı'nda Nasri ve Navas da birer gol kaydettiler. Trabzonspor'dan kiralık olarak Sunderland'de oynayan Ondrej Celustka bu karşılaşmayı yedek kulübesinden takip etti. Sunderland'in golü Borini'den geldi. Maçın ardından City kaptanı Kompany havaya kaldırdığı sırada kupa ikiye ayrıldı. Kırılan ya da sadece eklem yerinden ayrılan kupanın muhabbeti de bol oldu.

HAFTANIN KARMASI (4-3-1-2)

Simon Mignolet (Liverpool)

Leandro Bacuna (Aston Villa)

Michael Dawson (Tottenham)

Ryan Shawcross (Stoke City)

Leighton Baines (Everton)

Moussa Sissoko (Newcastle United)

Steven N'Zonzi (Stoke City)

James McCarthy (Everton)

Andre Schürrle (Chelsea)

Christian Benteke (Aston Villa)

Luis Suarez (Liverpool)

HAFTANIN TAKIMI

Stoke City

Aslında Arsenal daha kötü değildi. Mesut, Sanogo ve Cazorla ile bir çok fırsat yakaladılar. Cazorla bencil davranmasa belki de kolaylıkla gol de bulabileceklerdi. Ama Koscielny'nin eline çarpan top penaltı olunca Walters cezayı kesti. Stoke, Londra ekibini tek golle mağlup etti.

HAFTANIN YILDIZI

Andre Schürrle (Chelsea)

Uzun bir süredir golle buluşamayan Alman futbolcu suskunluğunu fena bozdu. İstanbul deplasmanınından yorgun düştüğü gözlenen takımına hayat verdi, üç golle üç puanı getiren isim oldu.

HAFTANIN GOLÜ

Cristian Benteke (Aston Villa)

A.Villa-Norwich City maçında iki gol atan Benteke'nin ilk golü enfesti. Orta sahadan gelen yüksek topu, sırtındaki Yobo'ya rağmen göğsünde yumuşatarak yarı röveşata ile uzak bir mesafeden ağlara gönderdi.

HAFTANIN KURTARIŞI

Hugo Lloris (Tottenham)

Takımı Cardiff karşısında 1-0 öndeyken, ilk yarının sonlarına doğru, Declan John çaprazdan kendisiyle karşı karşıya kaldı ama Fransız kaleci başarıyla çıkardı.