Chelsea ve Mourinho’nun rekoru göz korkutuyor

İNGİLTERE PANORAMA / 29. HAFTA

Premier Lig’de heyecan 29. hafta karşılaşmaları ile devam etti. Haftanın merakla beklenen mücadelesi aynı kentin iki takımı Chelsea ile Tottenham’ı karşı karşıya getiren ve zorlu geçmesi beklenen maçtı. Stamford Bridge’de oynanan Londra derbisi beklentileri tamamen boşa çıkarırken, Jose Mourinho’nun öğrencileri 41 bin 598 biletli seyircinin izlediği karşılaşmayı 4-0 gibi net bir skorla kazanarak ligin zirvesindeki yerlerini korudular.

Aslında maçın ilk yarısı beklendiği gibi geçti. Tottenham oyunu iyi tutarken, rakibine de geçit vermedi. Ancak ikinci yarıda işler değişti. 56’da Samuel Eto’o sahneye çıkarak takımını öne geçirdi. Bu golün hemen üç dakika sonrasında ise konuk ekipten Kaboul penaltıya sebebiyet verdi ve kırmızı kart gördü. Topun başına gelen Hazard farkı ikiye çıkardı. 10 kişi kalan Tottenham’ın direnci artık iyice kırılmıştı. 88 ve 90’da Demba Ba’nın golleri maçın skorunu belirledi.

Maçı izlemeyen ve sadece skoru öğrenen bir kişi ev sahibi ekibin rahat bir galibiyet aldığını düşünebilir. Ancak işler hiç de öyle değil. İlk yarı gayet iyi ve dirençli oynayan Tottenham aslında maçı kendi elleriyle rakibe verdi. Bu karşılaşmayı Chelsea’nin kazandığını söylemektense, Tottenham’ın kaybettiğini söylemek daha doğru olacaktır. 1990’da Lineker’in galibiyet golünü attığı maçta rakibine karşı son deplasman galibiyetini alan Tottenham, o tarihten sonra Chelsea’yi dış sahada ilk kez yenmek istiyordu oysa.

Samuel Eto’nun bulduğu gol, rakip savunmanın kaleciye doğru gönderdiği hatalı geri pasının bir ürünüydü. İkinci golde ceza sahası içinde düşürme, rakibe bir gol fırsatı daha sundu. Demba Ba’nın attığı üç ve dördüncü gollerde de yine konuk ekibin savunmacılarının kaleciyle ortaklaşa giriştikleri hatalar belirleyici oldu.

Her şeye karşın 4-0 gibi farklı galip geldikleri bir maçta, kazanan ekibin hiç hak etmediğini söylemek de haksızlık olacaktır. Sonuçta Chelsea daha çok mesafe kat ettiği bir maçı kazandı. Ev sahibi ekibin oyuncularının toplam koşu mesafesi 109, konuk ekibinki ise 104 kilometre olarak ölçüldü. Chelsea’nin yeni transferi Matic’in 12 km ile sahanın en çok koşanı olması da ayrıca dikkat çekti. Mourinho’nun ekibi topa da daha çok sahip olan taraftı (% 54 - % 46). Chelsea 12 kez kaleyi yoklarken bu şutlardan 4’ünde isabet buldu. 6 şut denemesi olan Tottenham ise bunların ikisinde kaleyi tutturabildi.

Ortaya çıkan bu skorun ardından ise akıllara Tottenham Teknik Direktörü Tim Sherwood’un karşılaşmanın öncesinde yaptığı açıklamalar geldi. Sherwood Jose Mourinho’nun başında bulunduğu Chelsea’nin Stamford Bridge’de 74 maç üst üste yenilmeme rekoruna son vermek istediğini söylemişti. Ancak bu rakamın yerini, hemen kendisini takip eden 75’e bırakmasını engelleyemedi.

Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray’ı gelecek hafta rövanş maçında misafir edecek olan Chelsea’nin bu rekoru sarı-kırmızılılara adeta gözdağı veriyor. Chelsea’yi daha önce 2004-2007 yıllarında da çalıştıran Jose Mourinho’nun başarısı, Maviler’in en az bu sezonki başarısı kadar dikkat çekiyor. İstanbul’daki 1-1’in rövanşında deplasmanda mutlaka gol veya goller bulması gereken sarı-kırmızılıları, sahasında yenilmeyen bir Mourinho takımı bekliyor.

Portekizli teknik adamın yönetimindeki Chelsea, Stamford Bridge’de uzun süredir mağlubiyet yüzü görmedi. Mourinho idaresindeki takımın lig maçlarında kendi evinde son 75 maçında 59 galibiyet, 16 beraberlik ve sıfır yenilgisi bulunuyor.

Öte yandan güçlü ekip savunmasıyla da ayrı bir dikkati hakediyor. Premier Lig’in en az gol yiyen takımı unvanına layık bir maçı daha geride bıraktılar. Kalesini adeta gole kapayan Jose Mourinho’nun öğrencileri bu sezon çıktığı 29 maçta sadece 22 gol yerken, son 10 maçında ise topu filelerinde yalnızca 3 kez gördü.

Yediği gollerin sayısı kendi evinde iyice azalan dev ekip, bu sezon sahasında oynadığı 15 maçın yedisinde hiç gol görmedi. Sadece West Bromwich’ten 2 gol yerken, kalan yedi maçta ise birer gol yedi.

Lider Chelsea, bu sezon sadece 3 mağlubiyet aldığı ligde uzun süredir de yenilmiyor. 7 Aralık’ta Stoke City deplasmanında 3-2’lik bir mağlubiyet alan ekibin o günden sonra ligde bileği bükülmedi. Son 14 maç üst üste yenilgi yüzü görmeme başarısı gösterdiler. Tüm kulvarlar göz önünde bulundurulduğunda ise Chelsea’nin, 17 Aralık'taki Sunderland mağlubiyetinden sonra uzun zamandır sadece 15 Şubat'ta FA Cup’ta Manchester City'ye yenildiği görülüyor

Yaşlı adam sevindi!

Öte yandan Mourinho bir önceki haftanın en çok konuşulan ismi olan Alan Pardew ile ilgili düşüncelerini açıkladı. Newcastle United Teknik Direktörü, Hull City’li futbolcuya kafa atmış ve gündeme yerleşmişti. Chelsea çalıştırıcısı bu konuyla ilgili olarak meslektaşına fazla yüklenilmemesi gerektiğini söyledi.

Portekizli çalıştırıcı, “Olayın gerçekleşmesinin hemen bir iki saat sonrasında kendisiyle görüştüm. Hata yaptığını o da biliyor ve bunun bir cezai karşılığı olmasını zaten bekliyordu. Alan bundan sonra ekonomik bir yaptırıma uğrayacak. Men cezası alacak ve yaptığı şeyden kendisi utanç duymak durumunda kalacak. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda büyük bir ceza almış olacak” dedi.

Bu olayın ardından teknik adamların sahadaki özgürlüklerinin tartışmaya açılmasına da karşı çıkan Jose Mourinho şunları söyledi: “Bizlerin kullandığı teknik alanların tekrar değerlendirilmesine gerek olmadığını düşünüyorum. Diğer menajerlerle kısa mesafeler paylaşmaktan dolayı bugüne kadar hiç sıkıntı yaşamadım. Benim düşünceme göre teknik direktörün kulübesinden çıkarak futbolcularla konuşma ve teknik alan içerisinde yürüme özgürlükleri olmalı. Bence problem insan doğasının kendinde. Çünkü insan doğası hatalara açıktır.”

Tottenham karşısında gol perdesini açan isim olan Samuel Eto’o da geride bıraktığımız haftaya damga vuran isimlerden bir tanesi oldu. Kariyerinin 300. golünü atan Kamerunlu forvet, yaşı hakkında getirilen eleştiri ve söylentilere de cevap verdi. Hocası Mourinho’nun kendisinin yaşlı olduğunu düşündüğü ses kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından bu duruma bozulan Eto’o yaptığı hareketli Portekizli çalıştırıcıya mesaj gönderdi. Attığı golün ardından bir eliyle korner direğini tutan oyuncu, diğer eliyle de belini tutarak yaşlı adam taklidi yaptı ve bu eleştiriye yanıt verdi. Teknik Direktör Mourinho ise bu zekice cevaba bozulmadı, toleransla yaklaştı: “Gerçekten komik bir andı. Yaptığı şakayı anladım.”

Chelsea maçıyla ilgili bir diğer önemli enstantane de karşılaşma öncesinde stat dışında yaşananlardı. Ukrayna ile Rusya arasındaki siyasi gerilim İngiltere’nin başkenti Londra’ya kadar dayandı. Bilindiği gibi Kiev’de muhaliflerin yönetimi ele geçirmesi, Kırım’a Rusya’nın asker çıkarması nedeniyle son günlerde ipler gerilmişti. Stamford Bridge önünde toplanan batı yanlısı Ukraynalılar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Chelsea’nin Rus sahibi Roman Abramovich’i protesto ettiler. Rus milyardere “Chelsea’ye yatırım yap, Ukrayna’daki savaşa değil” sloganlı dövizlerle seslendiler.

Mesut golle döndü

Federasyon Kupası mücadelelerinin de olduğu haftada, kupada mücadele eden takımların ligdeki maçları ertelendi. Arsenal, Mesut Özil’in de bir gol kaydettiği karşılaşmada Everton’ı 4-1 mağlup etti. Sheffield United, Charlton Athletic’i 2-0, Hull City de Sunderland’i 3-0’lık skorlarla geçtiler. Haftanın sürprizi ise Manchester City’nin ikinci lig ekibi Wigan’a elenmesiydi. Geçtiğimiz yılın FA Cup’ın finalinde City’yi 1-0 yenerek tarihinde ilk kez bu kupada şampiyonluk yaşayan Wigan Athletic, dev rakibini bu kez ise 2-1’lik skorla saf dışı bıraktı ve turu geçen taraf oldu. Wembley Stadı’nda oynanacak yarı finallerde Wigan, Arsenal ile karşılaşırken diğer maçta ise Hull City ile Sheffield United kozlarını paylaşacak.

Öte yandan Arsenal'de son haftaların sorunlu ismi olarak lanse edilen Mesut Özil kupadaki performansıyla gerginliği bir nebze dindirdi. Topun ucuna gelen Mesut’un oynadığı futbolla Everton'u devirdiğini yazan İngiliz basını, kulübü ile teknik direktörlük kariyerinin sonuna kadar kontrat imzalamaya hazırlanan Arsene Wenger'in Mesut Özil'in futbola dönüşüyle ilgili duyduğu memnuniyeti "Kötü Adam'ı seviyorum" şeklinde ifade ettiğini yazdı. Alman yıldızın Arsenal'e Wembley'deki kupa final yolunu açtığını ifade ederken, "Mesut fizik olarak kendini geliştirmiş göründü. Koşmalarında daha güçlü. Fakat asıl sevdiğim kirli iş yapmasıydı. Kontrataklarda kötü adam olarak iyi iş yaptı. Böyle oynarsa kazanma şansımız daha fazla" diye konuştu.

HAFTANIN KARMASI (4-3-3)

David de Gea (Manchester United)

Liam Rosenior (Hull City)

Chris Smalling (Manchester United)

Steven Caulker (Cardiff City)

Luke Shaw (Southampton)

Phil Jones (Manchester United)

Michael Carrick (Manchester United)

Mikel Arteta (Arsenal)

Wayne Rooney (Manchester United)

Eden Hazard (Chelsea)

Samuel Eto’o (Chelsea)

HAFTANIN TAKIMI

Cardiff City

Premier Lig’in son sırasındaki Fulham ile bir üst basamağındaki Cardiff City’nin mücadelesinde gülen taraf ev sahibi Cardiff oldu. Rakibini 3-1 ile geçen Cardiff City beş hafta sonra galibiyetle tanıştı.

HAFTANIN YILDIZI

Wayne Rooney (Manchester United)

Manchester United West Bromwich’i deplasmanda 3-0 mağlup etti. United’ın yıldızı Rooney maçın en çok parlayan ismiydi. Gol ve asistle katkı sunan oyuncu ayrıca sürekli mücadele etti. Ligdeki gol sayısını bu sezon 10’a yükselten oyuncu, asistte de 11 rakamını buldu. Rooney, Premier Lig tarihinde 5 sezonda birden iki farklı istatistikte (gol-asist) çift hanelere ulaşan ilk futbolcu oldu.

HAFTANIN GOLÜ

Jay Rodriguez (Southampton)

Southampton, Crystal Palace’ı deplasmanda 1-0 mağlup etti. Selhurst Park’ta konuk ekibi galibiyete götüren gol sahalarda çok sık rastlanır bir gol değildi. Rodriguez orta sahadan bomboş hareketlendi. Topu ayağından biraz açmıştı. Kaleciyle ikisi ceza sahası dışında kayarak topa müdahale etmek istedi. Top Southampton’ın golcü oyuncusununu önünde kaldı ve boş kaleye gönderdi.

HAFTANIN KURTARIŞI

Asmir Begovic (Stoke City)

Norwich City ile Stoke City’nin mücadelesi 1-1 eşitlikle tamamlandı. Fenerbahçe’den kiralık olarak Norwich’e giden Joseph Yobo bu maçta da 90 dakika forma giydi. Maçın ikinci yarısında Hoolahan’ın uzaktan çektiği şutta kaleci Begovic rahatlıkla tutabileceği topu önce elinden kaçırdı. Ardından tam kaleye girmek üzere olan topu koşarak çıkardı, iki hamlede de olsa tehlikeyi savuşturdu.