23.03.2020 - 14:27 | Son Güncellenme:
NERGİS AŞKIN / SKORER ÖZEL
UEFA Şampiyonlar Ligi'nde hat-trick yapan ilk Türk futbolcu olan Kader Hançar şu anda İspanya ekibi Osasuna'da forma giyiyor. Kadıköy'de 12 Kasım 1999'da dünyaya gelen Kader Hançar, Türkiye Kadın Milli Takımı ve Osasuna'da forvet mevkiinde oynuyor. 21 yaşındaki futbolcu Skorer'e özel açıklamalarda bulundu.
İşte Kader'in sorularımıza verdiği yanıtlar
- Futbola Ataşehir Belediyespor'da başlayıp daha sonra İzmir'e Konak Belediyespor'a transfer olmuşsunuz, bu süreçte aileniz sizinle beraber mi hareket etti?
- Futbola Ataşehir Belediyespor'da başladım. Evet, ailem hep benimle birlikte hareket etti. Onlar hep destekledi beni. Sadece futbola başladığım ilk yıllarda "neden yapıyorsun, kadınlar futbol mu oynar?" şeklinde karşı çıktılar. Ondan sonra hep yanımda oldular. İzmir'e maçıma geldiler, İstanbul'daki bütün maçlarımda tribünde oldular.
- Türkiye'de kadın futbolcu olmanın zorlukları neler?
- Türkiye'de en önemli sorun, bir kadın futbolcuya hiç önem gösterilmiyor. Bence en büyük zorluk bu. Kimse, kimseyi önemsemiyor kadın futbolunda. Türkiye Futbol Federasyonu ne de başka bir yer sizi önemsemiyor.
- Beşiktaş taraftarının özellikle İnönü Stadı ruhunu Vodafone Park'ın yapılışı sonrası Fulya Hakkı Yeten Tesisleri'nde aradığını görüyoruz. Taraftarların bu tutumu sizi nasıl etkiliyordu?
- Beşiktaş Kadın Futbol Takımı'nda çok fazla bulunmadım. Takımla 1.5 ay kadar çalıştım. Çünkü Beşiktaş ile sadece Şampiyonlar Ligi için anlaşmıştım. Birkaç kez taraftar olarak maç izlemeye gittim. Beşiktaş tribünleri "maçlar keşke Vodafone Park'ta değil de Fulya Hakkı Yeten Tesisleri'nde olsa" havasında. Tahminimce böyle çünkü, Fulya'ya geliyorlar ve hep birlikte aradıklarını bulmaya çalışıyorlar.
- Şampiyonlar Ligi'nde hat-trick yapan ilk ve tek Türk kadın futbolcusunuz. O maçı ve sonrasında yaşadığınız duyguları anlatabilir misiniz?
- Ben daha önce hat-trick yapılmıştır diye düşünüyordum. Yani bilmiyordum daha önce, ben de haberleri görünce öğrendim. Farklı bir şey hissetmedim çünkü gol atmak benim işim. Her maç atmak ya da attırmaya çalışmak zorundayım. Hiçbir duygu hissetmedim, o karşılaşmadan sonra. Evet, bu benim için bir dezavantaj ama güzel bir şey.
- İspanya ekibi Osasuna ile bir sözleşme imzaladınız. Antrenman metotları ve kulüp tarzları olarak Türkiye ile farklarından bahsedebilir misiniz?
- İspanya'daki antrenman tarzı çok zor. Ben şu anda çok zorlanıyorum. Transferimin üzerinden 1.5 ay geçti, şimdi daha rahatım ama ilk bir hafta boyunca çok zorlandım. Sadece İspanyolca konuşuluyordu ve üç ya da beş kişi İngilizce konuşuyordu. Anlamaya çalışmak ve alışmak çok zordu. Burada bir sistem var zaten, sisteme ayak uydurduğun sürece çok rahat ediyorsun. Türkiye'de bu antrenman stili sadece dört takımmda var. Beşiktaş, Konak, ALG ve Ereğli'yi sayabilirim. Bu takımlar Türkiye'de iyi antrenman yapıyorlar. Buradaki her takım iyi, ben şaşırıyorum. Türkiye'de kaleciye geri dönmeye çok korkarız, burada baskı gördükleri anda kaleciye geri dönüyorlar. Her gün ve her antrenman öncesinde fitness yapılıyor, ondan sonra takımla birlikte çalışıyoruz.
- Henüz daha 20 yaşındasınız ve önünüzde uzun bir kariyer var. Bundan sonrası için hedefleriniz neler?
- Bundan sonrası için hep bir adım daha üstünü istiyorum. Kendime bir hedef koydum. Şu anda İspanya'da Osasuna takımındayım ve 1.5 yıllık kontratım var. Bu yıl sonunda ya da sözleşmem bitince ne olacağını bilmiyorum. Bir sakatlık yaşadım, sakatlığım iki hafta sonrasında ne gösterecek onu da henüz bilmiyorum. Yani şu an dilediğim tek şey, iki hafta sonrasında dizimin daha çok güçlenmesi ve tekrar oynamaya başlayayım. Ondan sonrasında da Osasuna'ya katkı sağlayıp, iyi bir teklif alırsam daha büyük bir takımda oynamak. Şu anda Osasuna da iyi bir konumda.
- İspanya’da artan korona virüsü vakaları sonrası kulübünüz nasıl bir tutum sergiledi?
Tesisler yaklaşık 10 gündür kapalı. Sadece market ve eczaneler açık. İspanya’da futbol ligleri ertelendi ama ben planlanan sürenin daha da uzayabileceğini düşünüyorum.