20.10.2022 - 14:33 | Son Güncellenme:
"Bir futbolcu olsanız, her an takıma girebileceğiniz Jorge Jesus'un ekibinde mi olmak isterdiniz, yoksa, sakatlık, hastalık, ceza, eza, tehdit, isyan olmadan zor kadroda olabileceğiniz x bir takımda mı?
"Astayım" yani; "as takımdayım" diye düşünemeyeceğin yegâne takım, Fenerbahçe'dir.
Yedekte kaldıktan sonra, "Hastayım" diyemeyeceğin hoca varsa, o da Jorge Jesus'tur.
'JESUS, ICARDI'YI DÖNER DÖNMEZ İLK MAÇINDA OYNATIR MIYDI?'
Fenerbahçe'de hangi futbolcu, "Ben yedekte kalacak bir futbolcu değilim" diyerek hocasına posta koyabilir? Tersten bakalım; yedek kaldığı için ülkesine giden, "zihnindeki marazı", "Çözdüm" diyerek geri gelen bir futbolcuya, hadi adını da verelim Icardi'ye; Jesus, döner dönmez ilk maçında, "Buyur ilk 11'de oyna" der miydi acaba? Bu formayı veren bir teknik adama, diğerleri ne kadar saygı gösterirdi sizce?
3 yerli zorunluluğu nedeniyle, sol bekinde değişikliğe giden bir hoca, direkt oynattığı yabancısını, hangi gerekçeyle İstanbul'da bırakıp, maç kadrosuna almamıştır. Sakat olsa söylenirdi, oysa tercih diyerek geçiştirildi. İyi tarafından düşünmek istiyorum; "sıkıntı olsa" o yabancı, kupadaki maçta ilk 11'de forma giyer miydi? O da, Galatasaray'dan Patrick van Aanholt'tu.
Premier Lig'den gelip, Süper Lig'de 10 haftada, ancak 100 dakika, maç başına ortalama 13 dakika görev alıp, yine de sahada çırpınıyorsanız, üstüne bir de gol atıyorsanız, bu kaygıdan değil, üzerindeki formaya saygıdandır. Bahsettiğimiz de Beşiktaş'tan Cenk Tosun'du.
Bir de, yedek kulübesinde bulunduğu için, yas tutup, pas tutanlar var. Artık, umutsuz vaka olarak görünen bu tiplerden, birçok takımda çokça bulunuyor.
ALGI İMPARATORLUĞU
VAR'mış, yokmuş... Çizgi yamuk olmuş... Yok yok hakem daha yamukmuş... Sana verilen, bana verilenden çokmuş...
Sahada değil ama sosyal medya ve yönetimsel kanatta, resmen Fenerbahçe-Galatasaray derbisi başladı sanki... Kimse tabii ki, "yoğurdum ekşi" demediği için, söylenen her şey taraftarı kışkırtıyor. İmam-cemaat meselesi...
Meğer, "algı" ne kadar da revaçtaymış. Beşiktaş-Trabzonspor gibi dev bir maç oynandı, bu kadar konuşulmadı. Hadi bakalım şimdi konuşun; bugün medyaya, yarın başkanlara... "Gelin VAR'da siz yönetin" diyor Türkiye Futbol Federasyonu... Kim yürek yemişse, geçsin VAR ekranının başına...
Ama yok öyle; sizin de tercihleriniz, çizdireceğiniz çizgileriniz yayınlanmalı... Yazıları okunan gazeteciler, televizyonda "sallayan" yorumcular, var mısınız kamuoyu önünde bunu yapmaya?
Ya siz başkanlarımız? Herkesin gözü önünde karar verebilecek misiniz VAR çizgisine?
Hodri meydan...
GÜNAY A MİLLİ TAKIM'A
Milli takımda kaleye aday olan Uğurcan, Altay, Ersin gibi kalecilerin son dönemde eleştiri aldığı bir anda ortaya çıktı Günay Güvenç... Gaziantep kalesinde olması, kendini göstermesi açısından avantaj mı bilinmez ama, ligdeki yerli-yabancı tüm kalecileri sollayıp, geçti Günay...
Yediği 12 gol bir yana, tam 40 kurtarış, 5 penaltının 2'sine izin vermeme, üstelik Markovic ve Figueiro'nun gollerine asist yapabilme becerisi... 31 yaşına gelmiş, rüştünü ispat etmiş, formuyla göze girmiş bir ismin, artık A Milli olma zamanı gelmedi mi acaba? Bence, kesinlikle hak ediyor.
Meraklısına, diğerlerinin de rakamlarını vereyim:
Uğurcan Çakır: 8 karşılaşmada 20 kurtarış yaptı, 13 gol yedi. 1 penaltıyı durduramadı.
Altay Bayındır: 9 maçta 20 kurtarış yaptı, 10 gol yedi. 3 penaltıyı kurtaramadı.
Ersin Destanoğlu: 8 karşılaşmada 12 kurtarış yaptı, 9 gol yedi. 1 penaltı gol oldu.
Hesap ortada..."