Türkiye’nin en büyük kulüplerinden biri olan Göztepe Spor Kulübü, son dönemde adını voleybolda da ön plana çıkardı. Kısa zamanda yapılan yatırımların meyvesini alan ve Kadınlar 1. Ligi’nde normal sezonu lider bitiren Göztepe’nin Başantrenörü İlker Alkan, bugünlere nasıl gelindiğini anlattı...
- Öncelike A Grubunu lider bitirdiniz ve yarı final etabına lider girdiniz. Duygularınızı alabilir miyiz?
Bizim için zor bir yıl oldu. Sevinçlerin yanında üzüntüleri de birlikte yaşadığımız bir sezondu. Öncelikle ilk hedefimiz beraberliği ve arkadaşlığı sağlayabilmekti. Yani aile olmaya çalıştık. Güzel günleri yaşamak kolay ama zor günleri aile olduğunuz zaman atlatabilirsiniz. En önemlisi ülkemizde meydana gelen deprem felaketinden ötürü üzüntülü zamanlar geçirdik. Bu süreci birbirimize destek olarak atlattık. Normal sezonu lider tamamladığımız için tabii ki gururluyuz. Sezonun başında, 2 Ağustos’ta söylediğim gibi sezonu hangi dereceyle bitirirsek bitirelim play-off’a kaldığımız zaman hiçbir şey kazanmamış olacaktık.
- Gerçekten çok zorlu maçlar ve rakipler vardı. Göztepe için ‘evet biz grubu lider bitirebiliriz’ ışığı ne zaman yandı.
Sezon başında açıkçası ilk hedefimiz play-off’tu, bununla beraber de iyi voleybol oynamaktı. Eksiklerimizi kapatarak, artılarımızı artırmaya odaklandık. Lider olmak gibi bir düşüncemiz olmadığı için kırılma anı olarak bir maç söyleyemem fakat 9. haftadan sonra puan tablosuna baktığımız zaman bize ‘lidersiniz’ dediler, ‘tamam güzelmiş’ dedik. Bence liderlik gittiğimiz yola eşlik eden bir arkadaş oldu bize. Bizim hedefimiz play-off aşamasında yarı finalden finale yükselmekti. Liderlik ise güzel bir motivasyon oldu.
- 12 yıllık Sultanlar Ligi özlemini bitirmek gibi zorlu bir göreviniz var...
Takımın en son Sultanlar Ligi seviyesinde mücadele ettiği dönem ben de altyapıda antrenörlük yapıyordum. Açıkçası tekrardan bu görevin başında olmak ve bu önemli hedefte beraber olabilmek benim için de bir gurur. Yaklaşık 8 aylık bir süreci tamamladık ve son düzlüğe girdik. Bu süreçte bu özlemi gidermek her gün, her an aklımızda olan bir şeydi. Göztepe Spor Kulübü ülkemizin önemli camialarından biri olmakla birlikte aynı zamanda mahallemizin de takımı. Tuttuğumuz takımın şampiyon olması bence çok değerli. Doğup büyüdüğümüz, gençliğimizin geçtiği, tribünlerinde yer aldığımız kulübümüze inşallah bir şampiyonluk armağan edebilirsek bu bizim için çok büyük bir onur olacaktır.
- Tabii ki hedef Sultanlar Ligi. Ama orası adeta dünya arenası gibi. Eğer bu başarı yakalanırsa gelecek sezonki hedeflerdem bahsedebilir misiniz?
Açıkçası Sultanlar Ligi’ni çok fazla düşündüm dersem yalan olur. Şu aşamada gelecek sezonu düşünmek play-off etabının konsantrasyonundan çalmak olur. Ama Sultanlar Ligi, 1. Lig gibi kendi zorunlulukları olan bir lig. Bu ligde yer almak için belirli koşulları yerine getirmek zorundasınız. Buradaki vizyon, hedef ve planlama ilk günden son güne kadar doğru gitmeli. Sultanlar Ligi’ni bir yelek gibi düşünürsek eğer ilk düğmeyi yanlış iliklerseniz yukarıya kadar yanlış gidecektir ve sonucu başarısızlık olacaktır. İyi bir planlama yapmak oldukça önemli.
"SPONSORLAR BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ"
- Hoca ve oyuncu bütünlüğü başarıda en büyük faktör. Peki Göztepe gibi köklü ve başarılı bir marka ve sponsorlar işinizi sezon içinde ne kadar kolaylaştırdı?
Sponsorlar bütçenize maddi olarak büyük destek sağlayan faktörler. Ama aynı zamanda sadece maddi olarak değil olası bir problemde sizinle birlikte çözüm ortağınız haline gelen unsurlar olabiliyorlar. Bizim sponsorlarımızın bizlere zaman ayırması ve ilerlemizde yanımızda olmak istemeleri bizleri daha değerli kıldı. Bu yolda yürüyen ve yürümek isteyen insan sayısı da oldukça önemli. Bu bizim için büyük mutluluk verici. Kendi işlerinin yanında bizlerle bu yolda olmaları bizim için çok değerliydi.
"YABANCISI OLAN KULÜP 8-9'A ÇIKTI"
- Baktığınız zaman alt ligler diye bir tabir vardır. Fakat sizin rakiplerinize baktığımızda bunu söylemek pek de mümkün değil...
Ülkemizden birçok oyuncu yurt dışına transfer oldu, kovid döneminde derslerine ağırlık verenler de eklendi. Bütün bunlara rağmen 4-5 sene öncesinde 12 tane takım içerinde 4-5 tane takımın yabancı oyuncusu var iken bu yıl sayı 8-9 takıma çıkmış durumda. Aynı zamanda Sultanlar Ligi’nde oynamak birçok oyuncu için hedef ama kısa süren kariyerinde kenarda oturmak istemeyen yerli oyuncular bizim ligimize dönüş yaptılar. Sonuç olarak kaliteli yerli oyuncularla birlikte nokta atışı yabancıların yer aldığı bir sezon geçirdik. Özellikle A Grubu’nda zorlu mücadeleler oldu. Her takımın birbirini yenebileceği haftalar oynandı.
"TARAFTAR BİZİ YALNIZ BIRAKMADI"
- Göztepe taraftarı herkes tarafından bilinir. Onların size desteği bu zamana kadar nasıldı?
Taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Deplasmanlarda bile bizimle birliktelerdi. Onlar için elimizden geleni yapıyoruz çünkü biz de geçmişte oralarda yer alan taraftarlardık. Belki ileride bu görevi bıraktığımızda yine tribündeki yerimizi alacağız. Ne kadar zor koşullarda yanımızda olduklarını iyi biliyorum. Voleybolu seven, ilgi duyan yeni bir kesim oluştu. Futbol, hentbol, voleybol... Branş fark etmeksizin Göztepe armasının peşinde olan tüm Göztepe taraftarlarına teşekkür ediyorum.
"KULÜBÜ TANIMAM BENİM İÇİN AVANTAJ"
- Göztepe çok köklü bir kulüp. Hem bunun ağırlığını hem de şehir baskısını yönetmek kolay mı?
Göztepe Spor Kulübü’nü yakından tanıyor olmam benim için büyük bir avantaj tabii ki. Camia takımlarında antrenörlük yapmak başlı başına zorlu bir görev. Zorluktan kastım sizin kulübünüzü iyi temsil etmeye çalışmanızın verdiği bir ağırlık. Biz de hem Göztepe’yi hem de İzmir’i yakışır bir şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Öte yandan kulübümüz bizim için her türlü kolaylığı sağlama adına elinden geleni yaptı. Voleybol şubedeki yöneticilerimiz varlıklarını hissettirdiler. Yine aynı şekilde değerli başkanımız Mehmet Sepil bize olan güvenini her zaman hissettirdi. Kendisinin varlığı bizler için önemli.
"DAHA ÇOK TAKIM OLSUN"
- Herkes kendi liginde bir İzmir takımı olsun ister. Sizce bunun nedeni nedir?
İzmir’deki takımların sayısının artması sadece İzmir için değil tüm branşlar ve ligler adına oldukça değerli. İzmir’e deplasmana gelen sporcuların, yöneticilerin buradaki hoşgörü ortamıyla birlikte olmak istemeleri, burada müsabakalar oynamak istemeleri bizlerin hep duyduğu bir konu. İzmir çok özel bir şehir. Dilerim her branşta çok daha fazla İzmir kulübü söz sahibi olur.