İspanya'da muhteşem başarı öyküsü! Girona tarih yazıyor
İspanya’nın sürpriz ekibi Girona, devleri sollayarak zirveye kurulduğu LaLiga’da bir peri masalını yaşıyor. Stadındaki soyunma odasında Barcelona ve Real Madrid formalı oyunculardan kurulu bir langırt bulunan kırmızı-beyazlılar, her sahaya çıkışında ardında bıraktığı bu devlerin önünde şampiyonluğa ilerliyor.
İspanya’da bu sezon şampiyonluk yarışı büyük bir heyecana sahne oluyor. Heyecanın kaynağı, ligin zirvesinde orada bulumasına alışıldık olunmayan sürpriz bir ekibin yer alması...
LaLiga’nın mütevazı ekiplerinden Girona, Real Madrid’den devraldığı liderliği kolay bırakmayacağını geçtiğimiz hafta görkemli bir gösteriyle ilan etti. Barcelona deplasmanına çıktıklarında çokları onların şovunun buraya kadar olduğunu, Barça karşısında alacakları yenilgiyle ülkenin en üst ligindeki zirve çekişmesinin, sıklıkla olduğu gibi yine Real Madrid-Barcelona eksenine oturacağını düşünüyordu.
Tam tersine bu karşılaşma Girona’nın şampiyonluktaki iddiasının altının ne kadar dolu olduğunu ele güne gösteren maç haline geldi. Kendinden emin, taktiğine sadık, son dakikaya kadar mücadeleyi bırakmayan ekibin bu zorlu deplasmanda elde ettiği dört gollü galibiyet, artık bir eşiğin tamamen geçildiğinin sinyaliydi.
GAME OF THRONES'UN ŞEHRİ
Girona daha bir önceki sezona kadar ülkenin ikinci liginde yer alıyordu. Ondan önce LaLiga’da son bulundukları sezon olan 2018-19’da kulübü ziyaret ettim. Ekim ayında, yağmurlu bir Katalonya cumartesi öğleden sonrasıydı. Game of Thrones dizisinin çekimlerine ev sahipliği yapan sokaklarındaki coşku, takımlarını üç puanla buluşturacak moral-desteğe dönüşmek üzere yavaş yavaş tribünlerdeki yerini alırken, benim ilk durağım maçın bir kaç saat öncesinde kırmızı-beyazlı ekibin soyunma odası oldu.
Real Madrid ve Barcelona formalı oyunculardan oluşan langırt masası, soyunma odasındaki en dikkat çekici objeydi şüphesiz. Görüştüğüm bir Girona yöneticisinin anlattığı kulüple ilgili çalışmalarının karşılığını, yıllar sonra tüm futbolseverleri de heyecanlandıran bir şekilde alacaklarını o zaman bilemiyordum elbette.
Girona-Rayo Vallecano maçı için gittiğim kutu gibi stat Municipal de Montilivi, olsa olsa bir ikinci lig ekibinin stadını andırıyordu. Bir kale arkası tribünün en üst bölümünde loca niyetine kullanılan, konteynerlar ile oluşturulmuş prefabrike bölümler mevcuttu. Dünyanın en iyi futbol liglerinden olan LaLiga’da insan resmen ‘amatör’ manzaralarla karşı karşıya kalıyordu.
"PROFESYONEL" İŞ, "AMATÖR" RUH
O günden bugüne daha ‘profesyonel’ hale geldikleri de söylenemez. Bugün kadro değeri olarak LaLiga ekipleri içerisinde bulundukları sıralama, aynı zamanda bu ligde bugüne kadar sezonu en iyi yerde bitirdikleri sıralamayı da gösteren 10.’luk.
Girona’nın bu sezonki başarısında öne çıkan faktörleri doğru transfer hamleleri, taktik anlayışı olarak sıralamak mümkün. Her ne kadar City Football Group’un bünyesindeki ekiplerden de olsalar, oldukça mütevazı bir transfer politikası izlediler. Az paralarla sadece ihtiyaç olan bölgelere bir kaç takviye ile transfer penceresini kapattılar.
Takımın savunmadan hücumlara çıkışında teknik becerisiyle en önemli isim olan Daley Blind’in bonservissiz takıma katılması, beş gol beş asistle şu ana kadar on gole direkt etki eden Savio’nun kulüpte kiralık olarak bulunması, ligde gol krallığına uğraşan Artem Dovbyk’in bu performansıyla karşılaştırıldığında neredeyse bedava gibi duran bonservisi... Çok büyük paralar harcamadan da iyi takım kurulabileceğinin örnekleri.
ELİT BİR TAKIM EDASIYLA
Futbolu elit bir takım edasıyla oynamaları, sahadaki özgüvenli duruşları, oyunun temposunu istedikleri gibi ayarlayabilmeleri, pas isabetindeki yüksek yüzdeleri dikkat çekiyor. Kırmızı-beyazlıların başarısındaki önemli bir pay da şüphesiz rakiplere göre değiştirebildikleri taktik anlayışları.
Bazı maçlarda üçlü, bazı maçlarda dörtlü savunmayı gayet başarıyla uygulayabilmeleri gibi farklı formasyonlara uyum sağlamadaki başarıları da rakipleri için önemli birer handikap oluşturuyor. Girona’nın olası büyük handikapı ise geniş bir kadroya sahip olmaması. Uzun bir maraton olan ligde yaşanacak sakatlıklar gibi eksilmelerde, gidenlerin yerini doldurma güçlükleri...
GÖZLER PERİ MASALINDA
Dünyadaki bir çok futbolsever şimdi bu peri masalının sonunun nasıl geleceğini merakla bekliyor. Girona büyük şanssızlıkların uzağında kalır, bu formunu sürdürür, artık oturttuğu oyun yapısını sezon sonuna kadar sürdürebilirse, İspanya’da futbol tarihinin en büyük hikayelerinden birini yazabilir. Real Madrid ve Barcelona’yı, soyunma odasındaki langırt masasında bırakıp sahaya çıktığı gibi; ligde de ardında bırakarak şampiyonluğa ulaşabilir. Belki o zaman langırttakilerden bir tarafın formaları da değişir, kırmızı-beyaza döner.
ÇOK ATIYOR, ÇOK YİYORLAR
Teknik direktör Michel yönetimindeki Girona takımı ayağındaki topu iyi kullanıyor, takım ataklarında ise risk almaktan kaçınmıyor. 4-3-3 dizilişinin bir varyasyonu olan 4-5-1’i başarıyla uygulayan ekip, üçlü savunmaya geçtiği maçlarda hücum baskınlarını daha
etkili bir şekilde de kullanabiliyor.
Sıralamanın zirvesinde yer alan takım olarak 38 golle ligin en skoreri olmaları da gayet doğal. 20 golle ligin üst sıralarındaki ekipler içerisinde en çok gol yiyenler arasında
olmalarıyla, çok atan ve çok yiyen özelliklerini gösteriyor.
HALA FAVORİ DEĞİLLER
Girona’nın şampiyonluk şansı, geçtiğimiz hafta bile son derece düşük olarak görülüyordu. Futbol istatistikleriyle öne çıkan özel bir şirketin değerlendirmesinde Real Madrid, yüzde 80.7’lik bir şampiyonluk şansına sahip şekilde ölçüldü. Girona’nın sezon sonunda ligin zirvesinde yer alma ihtimaline sadece yüzde 2.2 verildi.
STUANI BÜYÜK TECRÜBE
Takımın saha içi, saha dışı lideri olan 37 yaşındaki Stuani, büyük tecrübesiyle Girona’nın başarısında en büyük pay sahibi isimlerden bir tanesi. Kaptanlık pazubandını da takan Uruguaylı forvet altı yıldır bünyesinde yer aldığı kulüpte, küme düştüklerinde de kadroda kalan tam olarak takımla özdeşleşti.
Bu sezon ligde 6 gol, 2 asiste imza atan oyuncu, çoğunlukla sonradan oyuna dahil olarak gidişatı değiştiren özelliğiyle biliniyor. Stuani son olarak Barcelona’yı deplasmanda mağlup ettikleri maçta da son bölümlerde dahil olduğu sahada bir gol, bir asistle skorun şekillenmesinde başrolü oynadı.
Girona’nın maçlarına ev sahipliği yapan Estadio Municipal de Montilivi, 14 bin kişilik kapasitesiyle ligdeki en düşük kapasiteli stadyum olarak öne çıkıyor. 1970’te açılan stadyum, son olarak geçen seneki çalışmayla mevcut kapasitesine ulaştı.
