1.LigHüseyin Eroğlu'dan Galatasaray itirafı! 'Teklif etmişlerdi'

Hüseyin Eroğlu'dan Galatasaray itirafı! 'Teklif etmişlerdi'

06.01.2023 - 20:16 | Son Güncellenme:

Spor Toto 1. Lig’e verilen devre arasında çalışmalarını Antalya’da gerçekleştiren Samsunspor’un deneyimli teknik direktörü Hüseyin Eroğlu, Misli TV'ye önemli açıklamalarda bulundu.

Hüseyin Eroğludan Galatasaray itirafı Teklif etmişlerdi

Süper Lig yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam eden TFF 1. Lig ekibi Samsunspor’un başarılı teknik direktörü Hüseyin Eroğlu, Misli TV’ye konuştu.

Haberin Devamı

Samsun şehrindeki mevcut atmosferden sezonun ikinci yarısına dair hedeflerine, şampiyonluk konusundaki düşüncelerinden oyun felsefesi ve geçmişte Galatasaray’dan aldığı teklife kadar pek çok konuya değinen Eroğlu’nun açıklamaları şu şekilde oldu…

“SAMSUNSPOR TEKNİK DİREKTÖRÜ OLMAKTAN GURURLUYUM”

- Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılındayız. Bu Türkiye ve Samsun için çok önemli… Bu konu ve şehirdeki atmosfer hakkında neler düşünüyorsunuz?

Hüseyin Eroğlu: Cumhuriyetimizin 100. yılı, ülkemiz için çok önemli. 100. yılda, Kurtuluş Savaşı’nın başladığı Samsun için de bu durum çok ayrı bir öneme sahip… Bu sene elde edilecek şampiyonluk bence çok anlamlı ve değerli olacaktır. Samsunspor Teknik Direktörlüğü görevinde bulunmak beni gerçekten gururlandırıyor. Bu anlamda da tabii ki çok mutluyum.

Haberin Devamı

Milliyet

“11 YILLIK HASRETİ BİTİRECEĞİMİZİ İMZA ATARKEN SÖYLEMİŞTİM”

- Sözleşme imzaladığınızda, “Bu sürecin sonu şampiyonluk olacak” demiştiniz. Samsunspor 11 yıllık hasrete son verebilecek mi?

Hüseyin Eroğlu: İlk geldiğim gün söylemiştim. 11 yıllık bir hasret var. Bunu sezon sonunda bitireceğimizi söylemiştim. Bence Türk futbolunun Samsunspor gibi bir şehir takımına ihtiyacı var. Türk futbolunda şu anda birkaç takım hariç pek çok kulübün yaşadığı sıkıntılar var. Bu sıkıntıda olmayan takımlardan biri de Samsunspor… Kulübün genel özelliklerine değinmek istiyorum; çok tutkulu ve fedakâr bir başkanı var, borcu yok, muhteşem taraftarı var, futbol şehri, stadı müthiş, akademisi harika… Bu kavramlar bakıldığında Süper Lig’de dahi sadece birkaç kulüpte var. Bu açılardan bakıldığında Türk futbolunun Samsunspor’a gerçekten ihtiyacı var diye düşünüyorum.

“BİREYSEL OLARAK HER FUTBOLCU ÖNEMLİ AMA ASIL OLAN SİSTEMDİR”

- Takımı arada almanıza ve sakatlıklar yaşanmasına rağmen ilk yarıyı çok iyi bir noktada tamamladınız. Bu performanstan memnun musunuz?

Hüseyin Eroğlu: Şu an geldiğimiz noktada hep talihsizlikler yaşadık. Sakatlıklar… İlk maçta daha 2 sakat verdik. Bizden önce sakat olan oyuncular vardı. Bu 11 maçlık süreçte 2 kadro dışımız oluştu. Mücahit’in, Yusuf’un, Osman’ın o dönem sakatlık yaşaması. Daha sonra Ali’nin, Osman’ın, Berk’in, Fofana’nın süren sakatlıkları; gücümüzün sahaya yansımasında olumsuz diye düşünülebilir. Fakat biz bunu her zaman olumluya çevirmeye çalıştık. Bizim için bireysel futbolcular tabii ki çok önemli ama aslolan sistem… Sistem bizi başarıya götürecektir. Biz de bununla ilgili en kısa zamanda takımımıza oturtmak istediğimiz sistemimiz, felsefemiz, oyun anlayışımızı hayata geçirdik.

Haberin Devamı

Milliyet

“BÜTÜN FUTBOLCULARIMIZDAN EN YÜKSEK VERİMİ ALMAK ÖNEMLİ”

Hüseyin Eroğlu: Puan anlamında talihsizlikler yaşadık. Geldiğimiz ilk maçta Bandırma karşısında kaçan penaltı, VAR’dan iptal edilen gol. Altınordu maçında 10 kişi kalmamız, Bolu maçında son dakika yenilen gol, Keçiören maçı belki 1-0’ken ilk yarı 4-0 olacak maç… Şu anda puanımız 32… Belki bunların tekabül edeceği puanlar ile 37-38 olacaktık. Ama şimdi geldiğimiz noktada bizi memnun eden oyun felsefemizin tıkır tıkır işlemesi… Her farklı oyuncuyu da sistemde değerlendirip en yüksek verimi almak bizim için önemli.

Haberin Devamı

Teknik direktör takımını kazanmak için hazırlar. Bizde kazanmanın yanında hem oyunu hem oyuncuyu geliştirmek en önemli kavramlardan biridir ki; televizyon başında, stattaki tüm taraftarların bu işten keyif almasını isteriz. Ben bu anlamda Samsunspor’u izlerken taraflı tarafsız herkesin saha içerisindeki futboldan keyif aldığını düşünüyorum.

Milliyet

“İSTATİSTİKLERDEKİ KONUMUMUZ, GÜCÜMÜZÜ GÖSTERİYOR”

Hüseyin Eroğlu: İstatistikler de bunu destekliyor. İlk yarıda ne kadar güçlü bir takım olduğumuzu göstermek adına şu istatistikleri vereceğim; Ligin en çok şut atan takımlarından biriyiz. En çok isabetli şut atan takımıyız. Rakip ceza sahasına ortalama 20 kez girişimiz var. Bunlar maçı ne kadar istediğimiz anlamına geliyor. En çok ikili mücadele kazanan takımız. Akan oyunda mesela sadece 2 gol yedik. Penaltıdan çok gol yedik, 5 gol… Baktığınızda birçok istatistikte ön plandayız. Bu da sahada doğruları ne kadar yaptığımızın göstergesi. En az gol yiyen ve en çok gol atan takımlardan biriyiz. Ki bu süreci ikinci yarı da devam ettirmek için bu verileri yukarı taşımamız lazım. Bunlara bakınca; daha iyi olabilir miydi? Evet olabilirdi. Ama değişken haftalara tekabül eden 11 zorunlu oyuncu değişikliğimize rağmen her oyuncudan verim almak bizi bugünlere getirdi. Bu anlamda memnunum.

Haberin Devamı

“TRANSFER YAPMIŞ OLMAK İÇİN TRANSFER YAPMAYIZ”

- Devre arasında transfer konusundaki görüşleriniz nelerdir?

Hüseyin Eroğlu: Şimdi birçok kulüp transfer hazırlığı yapıyor. Devre arası transferler genelde çok sağlıklı gerçekleşmiyor. Kimse iyi oyuncusunu bırakmak istemiyor. Biz de transferi transfer yapmak için değil, mevkisel anlamda bize uzun lig maratonunda katkı sağlayacak, şampiyonluğa giderken bizimle birlikte olacak hem kendini geliştirecek hem de takımın gelişimine katkı sunacak transfer gerçekleştirmek istiyoruz. Bununla birlikte başkanımız ve icra kurulumuz yoğun bir çalışma içerisinde tabii ki…

Milliyet

“TARAFTARIMIZ YANIMIZDA OLURSA, SEZON SONU HEP BİRLİKTE SÜPER LİG’DEYİZ”

- Ligin ikinci yarısı için neler düşünüyorsunuz? Samsunspor camiasına bir mesajınız var mı?

Hüseyin Eroğlu: İkinci yarıda kendi sahamızda 9 maçımız var. Eyüp ve Boluspor hariç yukarıdaki bütün takımlarla kendi sahamızda oynayacağız. Bence en büyük gücümüz taraftar olacak. Buradan seslenmek istiyorum taraftarlarımıza; bu şampiyonluk yolunda, omuz omuza yürüyeceğimiz yolda onların da bizimle omuz omuza yürümesi gerekiyor. Bize o desteği vermeleri gerekiyor. Çünkü öyle bir atmosfer var ki; seyirciyle beraber rakibe baskı kuracağımız, kendi takımımıza itici güç sağlayacak bir taraftar grubuna sahibiz. İkinci yarı onları buradan maça davet etmek istiyorum. Bize bu desteği verirlerse sezon sonu hep birlikte Süper Lig’de olacağımızı söyleyebilirim.

“GALATASARAY BENİ FUTBOL AKLI OLARAK GÖREVE GETİRMEK İSTEMİŞTİ”

- Bir dönem Galatasaray Kulübü’yle adınız geçmişti. O dönem neler yaşanmıştı?

Hüseyin Eroğlu: Altınordu’dan ayrıldığımız süreçte birçok kulüple adımız geçti. Bize fikirlerini söyleyen ve birlikte çalışmak isteyen çok takım oldu. Bu dönemde en ciddi teklif; Galatasaray’da Eşref Hamamcıoğlu ve mevcut başkanın seçim yarışı varken oradan geldi. Ben Adnan Öztürk’le görüşmüştüm. O zaman bana, futbol direktörü olmamı teklif etmişlerdi. Karşılıklı görüşmeler oldu o dönem… Onların seçim öncesinde yaptığımız görüşmeler; kazandıkları takdirde gerçekleşecekti. Fakat baktığınızda gurur veren bir tablo… Türkiye’nin en önemli marka kulüplerinden birinin belki futbol teknik direktörü değil ama futbol direktörü olarak, futbol aklı olarak bir düşünceleri beni çok mutlu etti. 10 yıldır Altınordu Kulübü’nün teknik direktörlüğünü yaparken hem yöneticilik hem teknik direktörlük yaptım her kademede… Bunun için gurur veren bir teklifti benim açımdan… Ama süreç gerçekleşmedi. Şu an Samsunspor’dayım ve Türkiye’nin en önemli futbol markalarından Samsunspor’da çalışmaktan çok mutluyum. Süper Lig’i ne kadar istediğimizi biliyorum. Bunun için elimden gelenin fazlasını yapmaya hazırım zaten… İnşallah ikinci yarı da bunu güzel bir şekilde sonuçlandıracağız.

“CENGİZ ÜNDER VE ÇAĞLAR, TÜRK FUTBOL TARİHİNİ DEĞİŞTİRDİ”

- Türk futboluna Cengiz ve Çağlar gibi dünyaca ünlü yıldızları kazandırdınız. O süreçten bahsedebilir misiniz?

Hüseyin Eroğlu: O zamanki süreçteki mantalitemiz oyuncularımızı hep uluslararası seviyede oyuncu yapmaktı. Tabii ki bütün futbol kamuoyuna o zamanlar bu inandırıcı gelmiyordu. Ama doğru çalışmak, oyuncuyu doğru zamanda oynatmak, gelişimine doğru zamanda katkı sağlamak bize Avrupa’yı açtı. Ve Cengiz ilk maçını 16 yaşında TFF 1. Lig’de oynadı. Çağlar 19 yaşında oynadı. Evet hatalar da oldu, kötü oynadıkları oldu ama onlara söylemle değil uygulamayla güvendiğini hissettirmek; onların saha içi ve saha dışı gelişimine katkı sağlamak, onların bunu yakalayacağının göstergesi oldu. Ben ilk transferlerinde hem Çağlar hem de Cengiz için düşüncelerimi söylemiştim. Çağlar, Freiburg’a gittiğinde çok önemli bir oyuncu olacak ve Avrupa’nın 5 büyük liginden birinde oynayacak demiştim. Bunu neden söylemiştim; Çağlar’ın özelliklerini ve karakterini yakından bildiğim, gelişime çok çok açık olduğunu bildiğim için bu yorumu yapmıştım. Cengiz’in de Başakşehir sonrası Roma’ya transferi için; şöyle bir eskiye dönüp baktığınızda, “Cengiz Ünder eğer Brezilyalı olsa 100 milyon Euro bonservisi olurdu” diye bir söylemim var. Bir de, “Cengiz uzayda bile olsa gittiği her yerde kendini kabul ettirir” demiştim. “Bu iş yaşla alakalı değil” demiştim. Beni yanıltmadıkları için çok mutluyum. Tabii ki ondan sonraki süreçte onlar bir kapıyı açtılar. Türk futbolunun tarihi açısından her şey şöyle değişti. TFF 1. Lig’den iki oyuncu çıktı; Avrupa’nın marka takımlarında oynadılar. Üç büyüklerden giden birçok oyuncu oldu tabii ki Avrupa’ya ama alttan gelip yukarıya gitmek bütün genç oyuncuların vizyonunu açtı. Herkes kendine Avrupa hedefini rahatlıkla koyabilmeye başladı. Oyuncularım daha çok uzun yıllar Avrupa’da en iyi kademelerde oynayacaklardır. Pek çok Türk gencinin önünü açtıkları için mutlu ve gururluyum.

Milliyet

“SAHA İÇİ KADAR SAHA DIŞINI YÖNETMEK DE ÖNEMLİ”

- Kendi oyun felsefenizi genel hatlarıyla nasıl özetlersiniz? Takıma bu felsefeyi aşılarken zorluk yaşadınız mı?

Hüseyin Eroğlu: Teknik direktör olarak benim için de ayrı bir süreçti. Uzun süre çalıştığım bir takımdan Samsunspor gibi hedefleri olan büyük bir camiaya gelmek beni heyecanlandırıyordu. Ama kendime ve ekibime çok güveniyordum. İlk geldiğimiz andan itibaren bize güvenen bir yönetim, taraftar grubu ve oyuncularla iletişimi iyi kurduk. Onlara iletişimle beraber karşılıklı birbirimizi daha iyi anlayabilmeyi gösterdik. Ve oluşturduğumuz güven ortamı, çalışma ortamı ve en önemlisi bilgi… Bu anlamda ben hep kendime güvenirim. Sadece saha içini değil saha dışını da yönetmek önemlidir. Bütün herkese temas ettik. Herkesle iletişim iyi olunca bence şöyle bir hâl aldı; Evet Samsunspor’la güzel bir dönemde yolumuz kesişti. Benim için Samsunspor çok değerli ve önemli. Zamanlama olarak güzel bir kesişim oldu. Belki Samsunspor ben de değerli ve önemli bir konumda olmuşumdur. Oyuncularla ilk günden beri aramızda bir bağ oluştu.

“İLK GÜNDEN İTİBAREN GÜVEN ORTAMINI OLUŞTURDUK”

Hüseyin Eroğlu: Biraz önce bilgiden bahsetmiştim. Bilgi saha içerisinde taktiksel, teknik, beceri, mental, hepsi işin içine giriyor. Ama ben 25-30 tane futbolcuma yani bireye bu bilgileri aktarırken, onların çok zeki insanlar olduğunun farkında hareket ettim. Karşılarındaki bir kişinin davranışından veya yaptırdıklarından her şeyi anlayabilirler. Ama biz ilk günden itibaren karşılıklı o güvenle birlikte, saha içindeki sistemimizle yürüdük. Sistem derken dizilişten bahsetmiyorum. Oyun felsefesi, oyunun nasıl güçlü hâle geleceği, Samsunspor şampiyon olmak istiyorsa güçlü oyun oynaması gerektiğini, maçın ilk saniyesinden itibaren rakibine bunu hissettirmesi gerektiğini hissettirdik. Bunun yanında teknolojiyi de kullandık. Başkanımız sağ olsun teknolojik anlamda da ekipmanlarla bir tesis yaratmış. Önemli olan bizim bunu kullanışımızdı. Bunu kullanarak takımımızın performansını fiziksel, mental, taktiksel olarak sürekli artırdık. Bu bizi zaten başarıya götürmeye başladı.

Milliyet

“GETS FELSEFEMİ HER ZAMAN UYGULAMAYA DEVAM EDİYORUM”

Hüseyin Eroğlu: Beni 10 yılda başarıya götüren bir felsefem var; “GETS” diye. Anlamını şöyle tarif edeyim. İngilizce bir kavram aslında; Fethetmek anlamında… Açılımını şöyle izah edeyim. GE: Gelişim. Oyuncunun, oyunun, kulübün, teknik direktörün, herkesin gelişmesi. Her oyuncu 15 yaşında da gelişebilir, 30 yaşında da gelişebilir. Önemli olan bu gelişimi doğru zamanda, doğru insana yapmak. Bu bizim için önemliydi. T: Takım mühendisliği… Baktığımızda İngilizlerin bir sözü vardır; “Bozuk değilse tamir etme” derler. Ülkemizde maalesef transferler, transfer yapmış olmak için yapılıyor. İhtiyaç olan bölgeye transfer yapılmıyor. Bir takımda hangi bölgen eksikse oraya transfer yapman gerekiyor. Takım mühendisliği aynı zamanda elindeki bütçeye göre en iyi takımı kurmak ve o takımı bir yerden daha yüksek bir yere taşımak… Buradaki en önemli görev teknik direktöre düşüyor. Sistem seni bireysellikten çıkarıp istikrara doğru yönlendirir. Sistem saha içi ve dışı organizasyonu güçlü kılar. Uzun vadede başarının en önemli etkenlerinden biridir. Bunu da burada uygulamaya başladık. Sürekli bir gelişim devam ediyor. Biz de ekibimizle birlikte en iyi şekilde katkı sağlamaya çabalıyoruz.

“PROFESYONEL BİR MARKA VE İLETİŞİM AJANSI İLE ÇALIŞMAK ÇOK ÖNEMLİ”

- Medyaall İletişim Ajansı’yla çalışıyorsunuz. Ali Ergöçmez medya, Özgür Özgürengin ise marka iletişimi süreçlerinizi yürütüyor. Profesyonel bir ekiple çalışmak size nasıl hissettiriyor?

Hüseyin Eroğlu: Ben Ali Ergöçmez ve Özgür Özgürengin’le aslında 10 yıl gözüküyor ama 15 yıldır beraber çalışıyorum. Ben hep şuna inanırım. Teknik direktörlük evet bir mevkidir ama bu iş iletişim ve marka yönetimiyle birlikte olmalıdır. Profesyonel yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sen ne kadar başarılı olursan ol o markayı yönetmek, medya ile ilişkileri yönetmek, kendini en iyi şekilde ifade etmek için çok değerli ve önemli… Onlarla 15 yıldır birlikteyiz. Tabii ki Medyaall ile resmi anlaşmamız sezon başı gerçekleşti. Samsunspor’a başladığımızdan beri zaten çok güzel bir şekilde gidiyor. Şunu diyebilirim yani; onlar şu an profesyonelce çalışıyoruz ama benim ne düşündüğümü çok net bilebiliyorlar ben de onların ne düşündüğünü çok net bilebiliyorum. Bu da zaten karşılıklı güven ve birbirini tanımaktan geçiyor. Marka değerini yükseltmek, teknik direktörlerin gelecek hedeflerini yakalamak adına ben iletişimle, marka geliştirmeyle ilgili bu tip çalışmaların belki bir öncüsü olacağım. Türkiye’de bunu profesyonelce yapan pek çok teknik direktör belki vardır ama… Ben buradan kendilerine çok teşekkür etmek istiyorum, bana çok katkı sağlıyorlar. Birlikte hedeflediğimiz en üst noktaya çıkmayı birlikte başaracağımıza inanıyorum.

Milliyet

“BAŞARININ SIRLARI: BÜTÜN ORGANİZASYONA DOKUNABİLMEK VE DOĞRU İLETİŞİM”

- Kariyerinizde karşılaştığınız zorlukların üstesinden gelirken sizi başarıya götüren temel faktörler neler oldu?

Hüseyin Eroğlu: Önemli bir deneyim yaşadım tabii ki ben geçmişte. 10 yıllık bir teknik direktörlük serüvenim var. Hep işin içinde oldum. Tabii ki krizler, bir sürü sorun yaşanıyor. Önemli olan bunu yönetmek. Ben bu anlamda çok güçlü olduğumu düşünüyorum. Dışarıdan bakıldığında belki biraz durgun ve sakin bir görüntüm var. Ama beni tanıyan arkadaşlarım bile; dışarıdan farklı gözüktüğümü ama daha yakınlaşınca ne kadar farklı olduğumu söylüyorlar. Çünkü bana göre teknik direktörlük sadece sahaya çıkıp takımı antrene etmek değildir. Takımı yönetmektir. Medya ile ilişki kurmaktır. Yönetimle birlikte hareket etmektir. Bütün organizasyona değmektir. Bunda farkındalığım çok yüksektir. Oyuncularla iletişimim çok iyidir. Yabancısı, yerlisi, genci… Zaten en önemli görevlerimizden biridir onlarla iletişim kurmak… O iletişimi iyi kurduğun zaman oyunculardan en yüksek verimi alabiliyorsun. İletişim kurmadığın zaman da oyuncularla yine sıkıntı yaşayabiliyorsun. Mevcut noktada sezon başı belki de hiç oynaması gündemde olmayan birçok oyuncuyla beraber şu an birçok maç oynadığımızı görüyoruz. Bu da kurduğumuz iletişimle alakalı… Bazen işler karışabiliyor. Oyuncuyla yalnızca ihtiyaç duyduğunda iletişim kuruyor gibi oluyorsun. Bence bir takımda bütün oyuncularla iletişim kurmak gerekiyor. Sadece oynayanlarla değil… O takımda çünkü 3 hafta sonra kimin oynayacağı belli olmuyor. Burada kendimi çok güçlü hissediyorum ama bana buradaki en önemli katkıyı ekibim veriyor. Çünkü başta teknik direktör var ama ekip en önemli şeydir. Ekipte herkesin görev bölümündeki yeterliliği ve konumu bizim için önemli… Bana çok büyük bir destek sunuyorlar.

Milliyet