BeşiktaşHikmet Karaman: 'Ya imparatorsun ya da asker...'

Hikmet Karaman: 'Ya imparatorsun ya da asker...'

20.10.2017 - 08:24 | Son Güncellenme:

Türk futbolunun renkli simalarından Hikmet Karaman, Skorer TV'ye özel açıklamalar yaptı.

Hikmet Karaman: Ya imparatorsun ya da asker...

Skorer Özel Röportaj / Tuncay Hoş
Kamera: Fevzi Tapan

Haberin Devamı

Türk futbolunun deneyimli teknik adamlarından Hikmet Karaman; Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki elde ettiği 3 zaferden, Pazar günü Süper Lig’in gidişatını etkileyecek G.Saray-F.Bahçe derbisine; Trabzonspor’un teknik direktör değişiminden, kariyeri ile ilgili planlarına dair Skorer TV’ye konuştu.

57 yaşındaki teknik adamın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

YA İMPARATORSUN YA ASKER

- Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde Porto, Monaco ve Leipzig'i yenerek Türk futbol tarihinde bir ilke imza attı. Bu başarının sırrı sizce nedir?

Öncelikle ifade edilmesi en gereken konu deneyim. Geçen sene Beşiktaş finale kadar gelebilirdi. Şanssız şekilde elendi. Ondan önceki sene de bir başarısı var. Beşiktaş daha önce G.Saray'ın yaptığı gibi Avrupa'da kaliteli, başka oynayan, deneyim kazanmış bir takım. Beşiktaş, Türkiye Ligi ile Şampiyonlar Ligi'ni karşılaştırdığınız zaman farklı performanslar çizebiliyor. Başarıdaki önemli etkenler; birinci derecede teknik adam, takım deneyimi. İkincisi Vodafone Park. Buraya gelenler sadece Beşiktaş futbol takımına karşı oynamıyorlar. Geçen sene Rizespor'la burada maç yaptık. 1-0 yenildiğimiz karşılaşmanın ardından şunu söyledim: 'Sadece Beşiktaş'a karşı oynamıyorsunuz, Beşiktaş taraftarına karşı da oynuyorsunuz.' Aslında bu tarihi cümleydi. O zaman pek dikkat çekmedi ama, Leipzig maçında çıkan futbolcunun (Werner) ve teknik direktörünün maç sonu beyanatı aslında bunu gösteriyor.

Haberin Devamı

‘Şenol hocanın maçtan sonra verdiği demeçler çok önemli’

Leipzig o kadar küçümsenecek bir takım değil. Bundesliga'da aldığı sonuçlara bakın. Geçen hafta Dortmund maçını seyretsinler. Leipzig'i, Porto'yu sıradan bir takım olarak görüyorlar. Beşiktaş son derece iyi futbol oynayarak Türkiye'yi çok iyi temsil ederek iyi sonuçlar almıştır. Tebrik etmek gerekir. Şenol hocanın maçtan sonra verdiği demeçler de çok önemliydi. Türkiye'de futbolun gelişmesi sadece yöneticiler, futbolcular, teknik direktörlere değil, medya, taraftar ve futbol kültürüne de bağlı. Bu kültürün gelişmesi gerekiyor. G.Birliği maçından sonra hem teknik direktör hem futbolcular yerden yere vuruldu. Türkiye'de öyle bir olay yaşıyoruz ki ya imparatorsun ya da asker. Hiçbir şeyin ortası yok. Bakın Monaco takımı kaybetti, maçtan sonra taraftar alkışladı. Bizde mağlubiyetten sonra bir baskı var. Ne diyor Şenol hoca: "Eleştirilerden çok kişisel duygularımızı başkaları üzerinden konuşuyoruz. Abartılı olmadığı sürece eleştiri niye yapıldı demem. Bana değil, Türk futboluna zarar verir. Monaco pahalı genç bir takım, maç kaybedince dünyanın sonu görmüyorlar. İnşallah biz de bundan ders alırız." Sonuna kadar katılıyorum. Bu üç paragrafı medyanın, Türkiye'nin işlemesi gerekiyor.

Haberin Devamı

- Cenk Tosun çok formda. Finlandiya maçında 2 gol, 1 ay içinde kaleci Subasic'e attığı 3. gol. İnanılmaz bir çıkışı ve formu var. Crystal Palace'ın 22.4 milyon euro gibi bir teklif yaptığı yazılıyor. Cenk'teki yükselişi eski öğrenciniz olarak en iyi bilen sizsiniz.

Bir kere çok karakterli, düzgün ve çalışan bir sporcu. G.Antepspor'da Tolunay hocayla bir yükseliş yaşadı. Onu Almanya'dan getiren Tolunay hoca. Sonra birdenbire bir düşüş yaşadı. O zaman G.Antepspor'un başındaydım. Muhammet Demir, Sapara, forvet arkası Cenk ve Arjantin'de gol kralı olmuş Sosa var. Kadro geniş, hücum bölgesi geniş. Cenk'i ilk defa sağ ve sol çizgide oynatan benim. Zaman zaman Cenk ve babası beni arar ve bana teşekkür eder. Cenk 'Hocam ben burada oynayamam burası benim yerim değil' diyordu. Ben de dedim ki ‘Cenk en az 2, normal 3 pozisyonda oynaman gerekiyor.’ Nihayetinde ilk Manisa maçında oynatmıştım. Sağ çizgide oynattım, 2. forvet gibi girip gol attı. Biliç'le Avrupa maçından dönerken havaalanında karşılaştım. O zaman forvette 2. Mustafa Pektemek'ti. Cenk 3. olarak oyuna giriyordu. Orada Biliç'e "Cenk sağ ve solda da oynayabilir, oradan 2. santrfor olarak sokabilirsin" demiştim. Daha sonra Rize'de Şenol hoca ile konuştuk. Şenol hoca orada oynattı. Ne oldu, hem kendi performansını hem takımın performansını artırdı. Cenk son dönemde Şenol hocayla şunu yapmaya başladı. Özel hoca tutup yaz tatilinde sabah, öğlen, akşam onun kontrolünde antrenmanlar yaptı.

Haberin Devamı

‘Her antrenmandan sonra kaleye 100-150 şut atardı’

Haberin Devamı

Hem beslenmesini hem fiziksel durumunu geliştirdi. Her antrenmandan sonra değişik pozisyonlardan 100-150 tane kaleye şut atardı. Dikkat edin vurduğu an, top bir acayip gidiyor. Buna kafayı ekledi, boş koşuları ekledi. Milli Takım'da attığı gole bakın, adamı nasıl eksiltip vuruyor. Dolayısıyla Türk futbolu için Cenk bir model olmalı. Bana Türkler'den kurulu en iyi kadroyu yap deseniz birinci dereceden aklıma gelen Cenk. İkinciyi düşünürüm yani. Anne ve babası daima yanında.

BEŞİKTAŞ FİNAL OYNAYABİLİR

Beşiktaş Başkanı Fikret Bey'i de takdir etmek lazım. Çünkü Cenk'i satmadı, satabilirdi. Ama ne oldu şimdi fiyatını 2 ile çarptı. Net söylüyorum. Beşiktaş gruptan çıksın bir 2'yle de çarpacak. Çünkü dünya Şampiyonlar Ligi'ni seyrediyor, başka yere bakmıyor. Şampiyonlar Ligi'nde gol atıyorsan, iyi mücadele ediyorsan, takımın da kazanıyorsa değerin artıyor. Beşiktaş sadece bu gruptan çıkmayla kalmayacak. Şimdi diyorlar ki: ‘Çeyrek finali geçebilir mi?’ Niye yarı final, final oynamayacak ya... Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı futbola bakın. Porto ve Monaco az buz takım mı? Leipzig, Bundesliga'da şampiyonluğu kovalayan ilk 3 takımdan biri. Siz Fransa ve Portekiz temsilcilerini deplasmanda yeniyorsanız; Alman temsilcisini yeniyorsanız... Ne demek yani çeyrek final. Porto maçını Beşiktaş kazanır demiştim o zaman.

DEV DERBİDE NELER YAŞANIR?

Pazar günü G.Saray-F.Bahçe derbisi var. G.Saray, kadrosunun neredeyse tamamını değiştirip müthiş bir çıkış yakaladı. İlk 8 haftada ezeli rakiplerine 8'er puan fark attı. Fenerbahçe de Yeni Malatyaspor maçında agresif ve ofansif bir futbol sergiledi. Bizi nasıl bir derbi bekliyor?
Öncelikle iki teknik adamdan da bahsetmek gerekiyor: Aykut Kocaman ve Tudor... İkisi de farklı oyun anlayışına sahip. Oyunun ilerleyen bölümlerinde oyuncu değişikliklerini skora göre farklı farklı uygulayan teknik adamlar. Fenerbahçe bir çıkış arıyor. G.Saray'ın da performansı çok iyi bir şekilde devam ediyor. Çıkış arayan takımlar tehlikeli oluyor çoğu zaman. Bunu özellikle Türkiye için söylüyorum. Performansı iyi giden takımlarda ise alınan 3 puanların verdiği rahatlık ve öz güven sonucu gevşeme olabiliyor. Bu bir düşünce. Ama G.Saray iç sahada oynayacak. Taraftar ve motivasyon avantajı var. F.Bahçe zaman zaman G.Saray deplasmanlarında formsuz dönemlerinde bile sürpriz yapabilen bir takım. Bunun birçok örneği var. Kadro yapısına gelince; F.Bahçe henüz Aykut hocanın istediği futbolu oynayamıyor. Valbuena çok iyi futbolcu, ama benim şahsi fikrim, oyun içerisinde çok karışık oynuyor. Her yerde, her topta, her şeyi yapmak istiyor.
‘G.Saray’da farklı oyuncular ön plana çıkabiliyor’
G.Saray'ın yapısı böyle değil. G.Saray'da farklı oyuncular ön plana çıkabiliyor. Kanatlardan çok gelebiliyor. Ndiaye, Rodrigues, Belhanda, Gomis yani 7-8 oyuncu grubu ortaya çıkabiliyor. F.Bahçe böyle bir tabloyu henüz yakalayamadı. Takım oyunu içerisinde birileri bir şey yapıyor. İşte bakıyorsun, en son maçta golleri Hasan Ali, Ozan atmış. Aykut hoca, henüz kendilerinden çok şey bekledikleri yabancı oyuncularından verim alamadı. Maçlarda hocaların beden dilinden bunu anlayabiliyoruz. Gol yediği ve sonuç iyi olmadığı zaman, hocanın hafta içinde oyuncularından neler istediğini, ama oyuncuların sahada ne kadar farklı şeyler yaptıklarını o beden dillerinden anlayabiliyorsunuz. Antrenman süreci, çalışma süreci var. Skor olmadığı zaman baskı artıyor. Baskı arttıkça oyuncu grubu farklı şeyler düşünmeye başlıyor. Medyada farklı haberler çıkıyor. Gemiyi limana istediğin gibi götüremiyorsun. Şartlar ne olursa olsun kaptanın dediği harfiyen uygulanmalı. Herkes farklı bir şey düşündüğü zaman gemi de yara alıyor. Beşiktaş ve Yeni Malatyaspor galibiyetleri moral-motivasyonu artırdı.
‘F.Bahçe rakibi orta sahada karşılayacak’
G.Saray maçında bir tık üstte oynaması gerekiyor. Ama karşısında da ligin en formda takımı var. Tahmin ettiğim kadarıyla F.Bahçe önce kontrollü oynayacak, rakibi orta sahada karşılayacak. Bu oyun içinde rakibin hata yapmasını bekleyecek. Arkada boşluklar bulup pozisyon üretmeye çalışacak. Tudor'a gelince; geçen sene içerideki Beşiktaş maçını hatırlıyorum. O derbiyi kazansaydı, şampiyonluğa ortak olacaktı. Maçın başında 5'li bir defans kurgusuyla çıkıp önce kontrollü oynadı. ‘Rakibin pozisyonuna göre oyun içerisinde hamle alırım’ diye düşündü. Sıralamaya baktığınız zaman; G.Saray avantajlı. Doğaldır iki teknik adam önce oyunu görmek ister. Fiziksel olarak diri bir takımı var. Tempoyu yükseltebilecek, sürekli hücumu arayabilecek bir takımı var. Transferlerden dolayı G.Saray Başkanı'nı ve yönetimini tebrik etmek lazım. 5-6 hafta öncesine kadar inanılmaz eleştiriler alan, gidilmesi istenen bir yönetim kurulu için şimdi "Çok doğru transferler yaptı" deniyor. Futbol bu olmamalı. Çünkü bu bir maraton. Sprint koşmuyorsunuz. 34 haftalık maratonda inişler-çıkışlar olacaktır. Siz her iniş-çıkışlı dönemde "Teknik adam değiştirelim, 4-5 oyuncuyu kadro dışı bırakalım veya yeni oyuncu grubu lazım" derseniz, bu baskı altında olan insanlar da sıhhatli kararlar veremezler.
Derbinin kilit isimleri hangi oyuncular olur?
Maçtan sonra yazıyoruz: "Ooo hoca öyle bir değişiklik yaptı ki maçı kazandırdı, hakem o kadar iyi maç yönetti ki maçın temposuna hız kazandırdı, ooo Gomis müthiş oynadı maçı çevirdi." Katılıyorum. Bence futbol bir takım oyunu. Maçın öne çıkan oyuncularını söylemek son derece hatalı olur. Korner oldu Maicon kafayla gol attı veya F.Bahçeli oyuncu geldi gol attı. Maç o skorla bitti. Kilit adam o mu? Veya korneri atan mı? Kilit adam herkes. Mutlaka birileri ön plana çıkacak. Örneğin Gomis'in ön plana çıkabilmesi için orta sahadan ona top gelmesi lazım. Futbolda starlar var evet. Ama yıldızlar takımını oynatır ve takımını star yapar. Kendileri kilit oyuncu olmaz. Hagi G.Saray'da bir stardı. Ama G.Saray gibi bir futbol takımı ortaya çıkmıştı. Alex son dönemleri hariç F.Bahçe'de oynarken, stardı ama takımını star yapıyordu. Beşiktaş'ta Cenk ve Quaresma. Quaresma müthiş oynuyor.
‘Türk oyunculara sesleniyorum: Quaresma’yı iyi seyredin’
Buradan kanatta oynayan Türk futbolculara sesleniyorum. Quaresma'yı iyi seyredin. Pas isterken nerede duruyor? Kendini nasıl boşa çıkarıyor? Hiçbir şekilde markaj altında top istemiyor. Top bir yerlerde oynanırken devamlı oyunda genişlik alıyor. Oyunda genişlik aldıktan sonra rakibin üzerine giderek kendi özelliklerini kullanıp gol atıyor veya attırıyor. Rizespor’un başındayken Beşiktaş-Leipzig maçında Oğulcan'ı aradım ve ‘Kanat oynuyorsun Quaresma'yı seyret’ dedim. O başka bir şey anlattı. 'Oğlum' dedim, 'Bak adam topla buluşurken nerede? Oyunda devamlı genişlik alıyor. Kalabalıkta mı? Sen top gelmeden hemen markaja atıyorsun kendini. Niye atıyorsun, bekle geniş açıyı al. Boş alana doğru koşunu yap' dedim.
8 puanlık fark F.Bahçe'de baskı yaratır mı?
8 puanlık fark hiçbir şey değil, daha 8. haftadayız. 2 maç kaybettin mi, bitti. Bırak kaybetmeyi 1 yenilgi, 1 beraberlik al ne olacak? 3 puanlık sistemde 12 puanın altındaki her fark kapanır. Ama son 8 haftaya girersin büyük avantaj. 34 kilometrenin 8'ini koşmuşsunuz. Geriye 26 kilometre kalıyor. Beşiktaş, Başakşehir ve Göztepe var orada. Göztepe müthiş. Hocasını tebrik etmek lazım. Göztepe en iyi orta sahalardan birine sahip. Sabri çok önemli bir oyuncu. Ben açık söyleyeyim Sabri'yi çok beğeniyorum. G.Saray gönderebilir, ama futbolu ve performansıyla ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Kalede Beto, orta sahada Castro ve Scarione var. Bu ikili Türkiye'nin en iyi orta sahalarından biri. Selçuk ve Ghilas'ı da sayalım. İyi bir hocası, iyi oyuncu grubu ve taraftarı var. Devre arasında rötuş yaptığı zaman herkese kafa tutabilir. Çıkış arayan takımlardan her zaman korkacaksın. Antrenörlük hayatımda bir kenara yazıyorum. Bu takımlarla gerekirse 1 puan için oynayacaksın.

YANAL'IN YERİNDE OLSAM HEMEN BIRAKIRDIM

- Trabzonspor, Ersun Yanal'la yollarını ayırıp Rıza Çalımbay'ı göreve getirdi. Çalımbay'ın Trabzonspor'u ayağa kaldıracağını düşünüyor musunuz?

Trabzonsporlular bana kızgın geçen seneden. Onlara şunu söylemek istiyorum: Ben çalıştığım takımın haklarını sonuna kadar korurum. Benim söylediğim orada kimseyi itham değil. O gün benim söylediğim ile bugün Trabzonspor taraftarının haykırması aynı. Bazı eksikleri var, ama iyi bir takım, iyi bir taraftarı ve yeni bir stadı var. Onlar da takımlarından saha içinde mücadele bekliyorlar. Teknik adamdan da oyuncu grubundan da bunu bekliyorlar. Mücadele olmayınca da haykırıyorlar. Alanyaspor maçı, 3-0'dan 4-3 oluyor. Futbolda böyle skorlar var. Niye oluyor bu? Sen mücadele etmezsen rakip seni yener. Ersun hocayı da düşündüğün zaman çok zor bir durum. Son 6-1'lik maç. Çekişme var, taraftar grupları sosyal medyada atışıyor. Bunlar hep prestij. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Trabzonspor'da bu değişiklik, doğru. Takıma olumlu yansıması, havanın değişmesi için.

‘Ersun hocanın yerinde olsam hemen görevi bırakırdım’

Ersun hocanın o maçtan sonra devam etmesi normal bir şey değil. Bu benim şahsi fikrim. Ben olsam görevi hemen bırakırım. Orada devam etmenin bir anlamı kalmaz. Rıza hoca karakterli, çalışkan ve iyi bir hocadır. Antalyaspor'da geçen sene Rıza hoca çok iyi bir performans sergiledi. Trabzonspor da iyi bir takım. Rıza hocanın yapacağı rötuşlarla çok iyi bir performans sergileyeceğine, Trabzonspor'un da yukarı çıkaracağına inanıyorum. Teknik ekibi iyi. Trabzon'da da sevileceğine inanıyorum. Çünkü kendisi Rizespor'da uzun yıllar çalıştı. Karadeniz insanını bilen, deneyimli ve onlarla empati kurabilecek kapasiteye sahip.

Kariyerinizle ilgili ne gibi planlarınız ve hedefleriniz var?

İngiltere'de CEO ve menajerlik grupları ile yazışmalarımız oldu. Tottenham, Chelsea, Arsenal, Manchester City ve Manchester United gibi takımların antrenmanlarını ve maçlarını izleyeceğim. Biraz daha yenileme ve gelişme ile ilgili çalışma yapacağım. 15-20 gün, belki 1 ay. Fransa'ya gidip liglerle ilgili bir çalışma yapacağım. Teknik adamların çalışmalarını yakından takip edeceğim.